Akdağ, ‘Ülkenin selameti için, kalkınmasının artarak devamı ve topyekûn huzuru için kesinlikle AK Parti’nin tek başına iktidara gelmesi gerekiyor. İnşallah 1 Kasım ülkemizin ve milletimizin yeniden şaha kalkışının başlangıcı olacak.’dedi
ŞEHİRDER ZİYARETİ
Eski Sağlık Bakanı ve AK Parti Erzurum milletvekili adayı Recep Akdağ, Erzurum’un önemli STK’larından ŞEHİRDER’in yeni hizmet binasına “hayırlı olsun” ziyaretinde bulundu. Şehre dair birçok konuda istişare yapılan ziyarette Recep Akdağ ülke gündemine dair önemli açıklamalar yaptı. Akdağ’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
SİYASETTE NEZAKET VE AHLÂK VURGUSU
“Recep Akdağ, son zamanlarda ülkemizdeki siyasi tartışmalar ülke meselelerinden çok kişisel husumet ve tahammülsüzlük noktasına vardı adeta. Ülkemizin en sıkıntılı zamanlarında tüm gövdesini taşın altına koymaktan çekinmeyen cumhurbaşkanımıza karşı yürütülen kara propagandanın farkındayız. Cumhurbaşkanımıza yönelik yapılan hücumlar, eleştiri sınırlarının çok ötesine geçmiştir, art niyetli ve kasıtlıdır. Gerek devlet geleneğimizde gerekse yüce milletimizin kültür ve irfan dünyasında devlet büyüklerine karşı böyle bir saygısızlık, ölçüsüzlük yoktur. Biz biliyoruz ki aslında cumhurbaşkanının nezdinde tahammül edilemeyen şey, Türkiye Cumhuriyeti’nin iç ve dış müdahalelere rağmen engellenemeyen kalkınması, gelişmesi ve demokratikleşmesidir. Aziz milletimiz devletimizin ve cumhurbaşkanımızın üzerinde oynanmak istenen algı operasyonlarının farkındadır.
Siyasette hataların ve eleştirilerin olması elbette doğaldır. Beklenen, bu eleştirilerin nezaketten ve ahlâktan uzaklaşmaması, yapıcı olmasıdır. Birbirimize saygımızı kaybedersek bir araya gelmekte zorlanırız, uzlaşı kültürümüzü kaybederiz. Ayrıca kişisel çekişmeler, dünyanın en huzursuz coğrafyalarından birinin yanı başında bulunan ülkemizde bizi ülkenin asli ve hayati meselelerinden uzaklaştırır.
HDP, KÜRTLERİN TEMSİLCİSİ DEĞİLDİR
Biz çocukken büyüklerimiz jandarma zulmünden bahsederdi. Ancak bu zulmü gören Kürtüyle, Türküyle tüm milletimizdi. Darbe anayasalarının insanımız üzerindeki antidemokratik uygulamalarını büyük oranda ortadan kaldıran AK Parti’dir. Şu an bir Kürt, polis zulmü görmüyor, jandarma zulmü görmüyor; ama terör örgütü PKK, Kürt kardeşlerimize zulmediyor. Erzurum’un güney ilçelerinde ve ülkemizin güneydoğusunda halkı en çok mağdur eden terör örgütüdür. Halkı haraca bağlayan, halka her türlü keyfi baskıyı yapan, halkın çocuklarını zorla dağa kaldıran PKK’dır. Güney ilçelerimizde yaşayan vatandaşlarımız da bu baskıdan bunalmış durumda. Artık bunlar olmayacak. Devletimizin güvenlik güçleri, devletimizin iyi niyetini istismar eden terör örgütlerinin üzerine kararlılıkla gitmektedir. Biz halkımızın huzurunu bozan eşkıya ile uğraşırken HDP’nin vekilleri “Sırtımızı dağa verdik, şuna buna verdik!” diyorlar. Soruyorum, ne için? Amacınız ne? Dış güçlerin piyonu Marksist, Leninist örgütlenmelerin asıl amacı başka. Amaçları arasında kesinlikle halkın refahı, inanç özgürlüğü yoktur.
Ülkenin selameti için, kalkınmasının artarak devamı ve topyekûn huzuru için kesinlikle AK Parti’nin tek başına iktidara gelmesi gerekiyor. Gezdiğimiz her yerde halkımızda aldığımız enerjiyle rahatlıkla söyleyebilirim ki inşallah 1 Kasım ülkemizin ve milletimizin yeniden şaha kalkışının başlangıcı olacak.
ORTAK AKLI VE İNSAN EĞİTİMİNİ ÖNCELEYEN STK’LARA İHTİYAÇ VAR
Şehrimizin ve ülkemizin tüm siyasi yapılanmaların ötesinde şehir ve ülke meselelerine yoğunlaşan ve toplumun ortak aklı olabilecek STK’lara ihtiyacı var. Bir sivil toplum örgütü, farklı siyasi eğilimlerden de olsa nitelikli ve dertli insanları ülke ve şehir meselelerinde bir araya getirebilmelidir. Gördüğüm kadarıyla ŞEHİRDER başta eğitim olmak üzere gençliğin ve şehrin meselelerini dert edinmekle kalmamış, ciddi çalışmalar gerçekleştirmiş ve ayrıca çok güzel bir hizmet binası yapmış. Kutluyorum kendilerini, başarılarının devamını diliyorum.”
ŞEHİRDER Başkanı Murat Ertaş da ziyaretlerinden dolayı Recep Akdağ’a teşekkür ederek projeleri ve yayınları hakkında bilgi verdi. Ziyaret sonunda Ertaş, Sayın Akdağ’a ŞEHİRDER’in ortaya çıkardığı II. Abdülhamit’in Erzurum fermanını hediye etti.