ANKARA (İHA) - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Suriye'deki problemin bir insanlık trajedisi olduğunu söyleyerek, “Bu konuda duyarsız davranan her ülke ve o ülkenin yöneticileri yarın tarih önünde bunun vicdani hesabını veremezler” dedi.
Sağlık Bakanı Akdağ, Tunus Halk Sağlığı Bakanı Abdüllatif Mekki ve beraberindeki heyet ile bir araya geldi. Bakanlık binasında yapılan görüşmede, Tunus ile Türkiye arasındaki ilişkilerin son dönemde her alanda gelişme gösterdiğini belirten Akdağ, sağlık alanındaki ilişkilerin de bu ziyaretle yeni bir ivme kazanacağını söyleyerek, “Türkiye gibi Tunus'a da yurtdışından tedavi görmek üzere hasta gidiyor. Bu özellikler işbirliği potansiyelinin geliştirilebileceğini gösteriyor” ifadesini kullandı.
Tunus'ta sağlık hizmetlerinin dengeli dağılımı için yeni hastane binaları yapıldığını ifade eden Akdağ, dünyada başarılı çalışmalar ortaya koyan Türk müteahhitleri için bu alanda önemli bir potansiyel olduğunu vurgulayarak, “Bugün Sayın Bakan ile şuna karar verdik, bütün bu potansiyel işbirliği alanlarını geliştirmek için ciddi bir gayret göstereceğiz ve bu konuları takip edeceğiz” diye konuştu.
“SURİYE’NİN YAPTIĞI SALDIRILARA KARŞI TÜRKİYE İLE YARDIMLAŞMAYI TAAHHÜT EDİYORUZ”
Tunus Halk Sağlığı Bakanı Mekki ise, Türkiye'nin Arap ve İslam alemine gösterdiği ilgi için Türkiye'ye, Hükümete ve Başbakan Erdoğan'a teşekkür ettiğini kaydetti. Türkiye'nin Suriyeli mültecilere yardımlarının unutulmayacağını belirten Mekki, “Suriye yönetiminin Türk topraklarına yaptığı saldırılara karşı Türkiye ile yardımlaşmayı taahhüt ediyoruz. Türkiye'nin kendini savunma konusunda gösterdiği tutumu destekliyoruz. Çok iyi biliyoruz ki Tunus ve Türk halkları gayet müsalih halklardır ancak hiçbir zaman ülkelerine saldırıyı kabul etmezler” dedi.
“Dağları çıkmayı öğrenmeyen her zaman için çukurlarda yaşar” diyen Mekki, her iki toplumun da çukurlarda değil dağların tepesinde yaşamak istediğini, işbirliğinin sağlık konusunda ilerlemelerini sağlayacağını bildirerek, “İki ülke arasında 2000 yılında imzalanan anlaşmanın yetersiz kaldığını gördük, bu nedenle ortak bir heyet oluşturulmasını öngörüyoruz” diye konuştu.
“30 BİN İNSANIN ZALİMCE ÖLDÜRÜLMÜŞ OLMASI KÜÇÜMSENECEK BİR OLAY DEĞİLDİR”
“Arap Baharı'nın başladığı ülke, bugünkü yönetim inanıyorum ki bu zengin potansiyelleriyle Tunus halkını refaha ulaştıracaktır” diyen Akdağ, Mekki'nin Suriye konusu ile yakından ilgilendiğini gördüğünü dile getirdi. Suriye'deki problemin bir insanlık trajedisi durumunda olduğunu belirten Akdağ, “Bunu ülkelerin siyasi çıkar bağlamında değil bu çerçevede görmesi gerekiyor. Bu hususta bütün dünya ülkeleri, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere inisiyatif almalıdır. 30 bin insanın zalimce öldürülmüş olması, yüz binlerce insanın yaralanmış ve ülkelerini terk etmiş olması küçümsenecek bir olay değildir. Birileri ölümü ya da yaralanmayı sadece bir sayı olarak görebilir ama biz doktorlar yaralanmanın insan hayatında, ölümünde de o insanın yakınlarında nelere mal olduğunu çok iyi biliriz. Bu konuda duyarsız davranan her ülke ve o ülkenin yöneticileri yarın tarih önünde bunun vicdani hesabını veremezler. Bakan'ın bu husustaki duyarlılığına teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“TUNUS'TAKİ KAMU SEKTÖRÜNÜ EHİL BİR HALE GETİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Açıklamalarının ardından Akdağ ve Mekki gazetecilerin sorularını cevapladı. Türkiye ile Tunus arasında kısa vadede sağlık alanında hangi konularda işbirliğinin öngörüldüğünün sorulması üzerine Mekki, kısa vadede Türkiye'nin hastane kurmadaki tecrübesini görmek ve faydalanmak istediklerini söyleyerek, “Tunus'taki kamu sektörünü ehil bir hale getirmeyi hedefliyoruz. Tecrübelerin paylaşılması sağlık sektörünü planlamak için önemlidir” dedi.
Kamuda ana dilde hizmet verilmesine yönelik olarak Kürtçe personel alınıp alınmayacağının sorulması üzerine ise Akdağ, bu konuda Sağlık Bakanlığı'nın çok önceden adım attığını vurgulayarak, Biz pratikte vatandaşımızın Türkçe konuşamadığı için hizmet alamaması gibi bir sorun yaşamıyoruz. Bu hususta gerekli tedbirlerimizi yeni değil çoktan almış durumdayız. Hemen her hastanemizde işini son derece iyi yapan meslektaşlarımızın arasında Türkçeyi konuşamayan vatandaşlarımız için de yardımcı olabilecek çok sayıda personelimiz var. Biz bu bölgelere mecburi hizmet dahil dışarıdan çok sayıda personel gönderiyoruz, dolayısıyla Kürtçe ya da başka diller, Arapça açısından, ana dili başka olan vatandaşlar da var, doğrudan hizmet aldığı kişi eğer bu dili bilmiyorsa, mutlaka o kuruluş içinde hem hizmet alana hem de verene yardımcı olan personelimizi var. Pratikte bir sorun yaşamıyoruz” diye konuştu.
Kamu hastanelerinin yönetimi için genel sekreter atamalarının yapıldığının söylenmesi üzerine Akdağ, “Kamu Hastaneler Birliği ile oluşturulan yeni yapı bir ilktir. Yöneticilerin sözleşmeyle atanacağı ve performanslarıyla takip edileceği bir döneme giriyoruz. Bu ay içerisinde bütün atamalar gerçekleştirilecek. Hastanelerimizdeki hizmet kalitesi bir kere daha yükselmiş olacak. Vatandaşlarımız bu değişiklikten büyük istifade edecekler” ifadesini kullandı.