"Anadolu`nun Zirvesinde 1. Kış Zirvesi"nde konuşan Pakistan Uluslararası İslam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mümtaz Ahmed, “Dünyadaki turizm hareketinin kontrolü eski sömürgeci ülkelerin elinde” dedi. İbni Batuta örneğinden yola çıkarak seyahatin eski çağlardaki anlamını sorgulayan Ahmet, günümüzde milyonlarca insanın hareketine dönüşen turizmin yerel yaşam biçimlerini, çevreyi tehdit eder bir karakter kazanmaya başladığını ileri sürdü. AHMET’IN VURGULARI Bugün dünyada 200 milyon insanın turizm sektöründe çalıştığını, 700 milyon insanın seyahat ettiğini, dünyadaki hizmet sektörünün yüzde 34’ünün turizm sektöründe gerçekleştiğini anlatan Ahmet, ‘güç ve zevk’ eksenli bu yeni turizm anlayışının kültürleri ve çevreyi tehdit eder bir boyuta ulaştığını anlattı. MODERN TURİZM VE KLASİK SÖMÜRGECİLİK Modern turizmin klasik sömürgeciliğin bir devamı olduğunu savunan Ahmet, şöyle devam etti: “Günümüzde Dünyadaki turizm hareketinin kontrolü eski sömürgeci ülkelerin elindedir. Nitelikli oteller zinciri, tur operatörleri, ulaşım araçları vb. turizmin kullandığı hizmetlerin tamamına yakını, kuzey ülkelerinin elinde. Sömürgeciler, dün olduğu gibi bugün de sömürdükleri ülkelerin ekonomik değerlerini olduğu kadar kültürel mirasını da ülkelerine taşımaya devam ediyor. Bu ülkelerin müzelerindeki malzemenin büyük bölümü, fauna koleksiyonlarından, arkeolojik değerlere varıncaya kadar, sömürülen ülkelere ait.” “YEREL HAYAT TARZINA BİR SALDIRI” Mısır, Endonezya’nın Bali adaları, Hindistan ve Tayland gibi ülkelerden örnekler veren Ahmet, turistlerin bu ülkelerde deniz, kum, çöl, piramit, deve, egzotik objeler ve bakir alanlar, arkeoloji, sosyal yaşam gibi çeşitli ilgi alanlarına göre hareket ettiklerini, akşamları ise barlarda, eğlence yerlerinde, yerel motifleri kullanarak, cinsel aşırılıkları da içeren hedonist zevklerini tatmin etmeye çalıştıklarını, bu durumun yerel kültürleri ve yaşama biçimlerini tehdit ettiğini anlattı. “Turizm her zaman iyidir” sözünün artık tartışılan bir söz olduğunu ifade eden Ahmet, mevsimsel bir hareket olan turizmin, birçok ülkeyi şimdiden, boş tesis yığınağı haline getirdiğini, kaynak israfı ortaya çıkardığını savundu. TURİZM KİTAPLARININ OLUŞTURDUĞU ALGI Ahmet, Turizm kitaplarının ve turizm edebiyatının, özellikle İslam dünyasını, Afrika’yı ve Asya ülkelerini geleneksel, şarkçı ve sömürgeci imajlar ve bir dil kullanarak tanıttığını, hatta bazı turist rehberi kitaplarında, ülkelere ve milletlere hakaret içeren ifadelerin yar aldığını örnekleriyle açıkladı. Erzincan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlyas Çapoğlu ile Azerbaycan Turizim Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cafer Caferov`un oturum başkanlığı yaptığı 1. Kış Zirvesi`nde, Malezyalı Prof. Dr. Saleh Jaafar, mensubu olduğu Putra Üniversitesi’ni tanıtan bir sunum yaptı. Jaafar, İpek Yolu Ülkeleri Üniversiteleri arasında “Eğitim Turizmi” başlatılabileceğini anlattı. Bangladeş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Rahman ise, "Turizm, Spor, Bio Çeşitlilik, Küresel Değişim: Bölgesel ve Ulusal Etmenler`` konusunda bir bildiri sundu. Rahman, küresel değişimin turizmi ve biyoçeşitliliği olumsuz yönde etkilediğini, yerel toplumların ve çevrenin korunmasının daha çok gündeme getirilmesi gerektiğini değerlendirdi. ABD Ohio State Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Jackie Goodway ise konuşmasında yaşam boyu sporun önemine dikkat çeken bir bildiri sundu. Goodway, obezitenin dünyayı tehdit eden bir salgın haline geldiğini, bu tehdide karşı tüm insanların çocukluktan başlayarak, eğitim kuruluşlarında devam eden ve yaşam boyu süren bir spor alışkanlığını bireylere kazandırmasının önemini Amerika örneği üzerinden anlattı. Öğleden önceki son konuşmacı Moğolistan National Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tumur Ochir Sanjbegz, idi. Sanjbegz, konuşmasında, tarihi İpek Yolu`nun önemine dikkat çekti ve bu tarihi yolun günümüzde bilim, kültür ve medeniyet kanalı olarak devam ettirilmesinin öneminden söz etti. Sanjbegz, İpek Yolu`nun tarihiyle ilgili ESRUC Üniversitelerinin ortak çalışma yapmalarını da önerdi.