Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Sedat Abdulhakimoğulları, katıldığı radyo programında doğum yardımları konusunda açıklamalarda bulundu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal devlet olduğunu vurgulayan Abdulhakimoğulları, şunları söyledi: “Güçlü sosyal politikalar ve bu hizmetlerin çok büyük bir kısmının uygulamaları 2011 yılında kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı eliyle vatandaşlara ulaştırılmıştı. 2002 yılında Türkiye'nin sosyal destek ve hizmetler için ayırdığı bütçe 1,3 milyar lira iken, geçen yıl 2014 itibarı ile yalnızca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu yöndeki harcamaları 26 milyar 500 milyon dur. Avrupa ve dünya ülkeleri 60 yıldır sosyal hizmetler sosyal destekler ve sosyal politikalar konusunda çok ciddi çalışmalar yürütüyor. Bugün uygulanan pek çok program deneme yanılma yoluyla bulundu. Bunu buluncaya kadar birçok yanlışlık yapıldı daha sonra yanlışlardan dönerek politikalar zinciri oluşturuldu. Türkiye sosyal destek, sosyal hizmet ve sosyal politikalar ligine en geç katılan ülkedir. Son 10 yılda Türkiye bu lige katıldı. Türkiye bu konuda Avrupa'nın en büyük ivme yapan ülkesi, sosyal politikalar alanında en iyi çalışan ülkesidir.”
DOĞUM PROFİLİ
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının önemli çalışmalara imza attığını belirten Abdulhakimoğulları, şöyle devam etti:“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak tecrübeleri gördük ve bunların nasıl giderileceğini inceledik. Sosyal yapımızı, hayat pratiklerimizi birleştirerek kendimize has sosyal politikalar oluşturduk. Sosyal yardımları ve destekleri, yapılan harcamaları görmenin bile gelinen yolun, kat edilen mesafenin ne kadar önemli olduğunu göstermeye yetiyor Aile Bakanlığımız bu konuda yurt içi ve yurt dışından çok ciddi iltifatlar alıyor. 2015 yılı itibarı ile uygulanacak olan Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) oldukça kapsamlı bir çalışmadır. İlgili destek hizmet ve sosyal politika programı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile beraber bütün kurum ve kuruluşların ortaklaşa yapacağı çalışmalarla entegre edilmesi gerekecek. Doğumlar göç ile birlikte bir mekândaki nüfusun artmasının sebebidir. Doğumlar ile ölünler arasındaki fark Doğal Nüfus Artışını verir. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de doğum oranları azalmaktadır. Türkiye'nin nüfusu 2014 sonunda 77 milyon 695 bin 904 kişi oldu. Türkiye’de ikamet eden nüfus 2014 yılında, bir önceki yıla göre 1 milyon 28 bin 40 kişi arttı.Yıllık nüfus artış hızı 2013 yılında binde 13,7 iken, 2014 yılında binde 13,3'e geriledi.”
DOĞUM ORANINDA DÜŞÜŞ
Doğum profili ile ilgili açıklamalarda bulunan Abdulhakimoğulları şöyle devam etti:
“Ülkenin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmesine bağlı olarak doğum oranının düşmesidir. Sanayileşme, kadının çalışma hayatına katılması, eğitim düzeyinde iyileşme, şehirleşme nedenler arasındadır. Devletlerin uyguladığı nüfus politikalarının sonucunda doğum oranının hızla düşmesidir. Çin'de 1970'lerde başlanan tek çocuk siyaseti, 2002'de yasal hale getirilmiştir. Sert şekilde uygulanan nüfus planlaması doğum oranlarını önemli ölçüde düşürmüştür. Bugün 1.3 milyar nüfusuyla dünya lideri olan Çin 2050 yılında 1.6 milyar olacak ve tahtını Hindistan’a devredecektir. Sosyal ve siyasal sistemde insanları sıkıntıya düşüren genel olaylar neden olur. Savaş, ihtilal, kargaşa, terör, göç, afetler doğum oranlarında ani düşüşlere neden olur. Türkiye en düşük nüfus artışını 1945 yılında yaşamıştır. II. dünya savaşına Türkiye'nin girmemiş olmasına rağmen etkilenmiştir Dünya ülkeleri kendilerine özgü sebeplerle doğum oranlarına müdahale etmeye çalışırlar. Doğum oranları, ölüm oranlarıyla birlikte nüfus artış hızını belirler. Gelişmiş ülkeler düşen nüfus artış hızlarını artırmaya çalışır. Gelişmekte olan ülkeler kalkınmayı yavaşlattığı düşüncesi ile doğumları azaltmaya çalışırlar. Türkiye, dünyada Endonezya'dan sonra en hızlı yaşlanan ikinci ülke. Yaşlı nüfusun getireceği sıkıntılardan kurtulmak için belli bir nüfus artış hızının korunması gerektiği düşünülmektedir. Bu gerekçeyle devrin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından uzun süre en az üç çocuk söylemi gündemde tutuldu ve teşvik edildi. Eski zamanlara nazaran doğumları özendirmek amacıyla çeşitli teşvikler açıklandı. Aynı zamanlarda Rusya Federasyonu devlet başkanı Putin, İran cumhurbaşkanı Ahmedinejat da doğumları teşvik eden politikalar uyguladılar. Ancak Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız “Her aileye 3 çocuk kampanyasını başlattıktan hemen sonra stratejik hamlelerini peş peşe devreye soktu: 2012’de “Kürtaj cinayettir” dedi. “Her kürtaj bir Uludere’dir” diyerek çıtayı yükseltti. Bu açıklamanın ardından devlet hastanelerinde -hukuki değil- fiili bir kürtaj yasağı devreye girdi. Ardından teşvik yağmuru başladı: Çocuk başına prim, doğum yardımı, 16 hafta doğum izni, analık izni ve diğerleri... Yani, Erdoğan’ın kampanyası, vatandaşta karşılık buldu. Bebekler öyle geldi”
"AİLENİN VE DİNAMİK NÜFUS YAPISININ KORUNMASI"
2015 yılında açıklanan "Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması" paketi ile ilgili açıklamalarda bulunan Abdulhakimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması" paketini açıkladı. Paket, Ailenin Korunması, kadın istihdamı ve kadınların çalışma hayatında korunması ile nüfus dinamizminin korunması konularını kapsıyor. Özellikle ailenin korunması hakkındaki düzenleme son derece önemli, ailenin korunmasının yanında ailenin geleceği açısından da önemli çalışmalar gerçekleştirilecek. Bu çalışmanın alt yapısı hazır, paket önümüzdeki günlerde hayata geçecek, çalışmalar il müdürlüğümüz tarafından yürütülecek. Ailenin korunması hakkında reform niteliğinde çalışmalar yapılacak” Paketle kadınlara da önemli haklar getirilecek. Kadınlar doğumla iş arasında tercih yapmak zorunda kalmayacak. İş ve aile hayatını uyumlaştırmak, aileyi korumak, kadınların üzerindeki yükümlülükleri azaltmak ve onlara destek olmak için; iki şeyden fedakarlık edilmemesi hedefleniyor. Kadınlarımızın annelik görevlerini yerine getirirken, çocuklarla beraber olma hakkından, yine ikincisi kadınlarımızın çok büyük emeklerle elde ettiği profesyonel mesleğinden feragat etmesini engellemek. Şu anda analık izni sonrasında yarı zamanlı çalışma imkanı yok. Sadece kamudan annelik izninden sonra 12 aya kadar süt izni hakkı var. Yapılacak düzenlemeyle analık izini bitiminden sonra ilk çocuk için 2 ay, ikinci çocuk için 4 ay, üç ve üzeri çocuklar için 6 ay olmak üzere yarı zamanlı çalışma imkânı gelecek Çocuk okul çağına gelene kadar ebeveynlere kısmi süreli çalışma izni hakkı getirilecek. Anneler için verilecek doğum yardımlarına ilave olarak Gençlerde evliliği teşvik etmek amacıyla da destek modelleri geliştirilmiş olup bunlardan birisi de "çeyiz hesabı" dır. “Babalar, anneler bir anda aşk ile karşılaşmış gençlerin evlilik talepleriyle karşı karşıya gelebiliyorlar. Bunun için ebeveynlere çeyiz hesabı şeklinde bir uygulama hayata geçecek. Doğumunu müteakip veya herhangi bir aşamasında 18 yaşını bitiren çocuklar tarafından kullanılacak bir tasarruf hesabı açılacak, buna da 'çeyiz hesabı' denilecek. Ebeveyn bu hesaba ne kadar yatırmışsa evleneceği zaman ebeveynin yatırdığı bu miktara ortalaması yüzde 15 civarında devlet katkı yapacak. Türkiye aile hekimliği uygulamasında olduğu gibi 500 aileye 1 sosyal hizmet görevlisi düşecek şekilde bölgelere ayrılacak. Bu görevliler 500 ailenin sosyal destek anlamındaki ihtiyaçlarını takip edeceklerini, denetim faaliyetinde bulunacaklarını, verilen sosyal desteklerin nerede, nasıl kullanıldığını gözetecek yeni bir ekip oluşturacaklar. “Doğum Yardımı” programı 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek-4’üncü maddesi doğrultusunda 15 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlamıştır. Bu hükme göre Türk vatandaşlarına, canlı doğan birinci çocuğu için 300.-TL, ikinci çocuğu için 400.-TL, üçüncü ve sonraki çocukları içinse 600.-TL tutarında doğum yardımı yapılacaktır. Doğum yardımı başvurularına 15 Mayıs 2015 tarihinde başlanılmıştır. Doğum yardımı, 15 Mayıs 2015 tarihinde ve sonrasında gerçekleşen canlı doğumlar için verilecektir. Bu tarihten önce doğan çocuklar için doğum yardımı verilmeyecek. Ancak ödeme miktarına esas çocuk sırasının tespitinde, diğer bir deyişle yeni doğan çocuğun kaçıncı çocuk olduğunun belirlenmesinde 15 Mayıs 2015 tarihinden önce doğmuş olan çocuklar da sayılacaktır. Doğum yardımı annenin sağ ve Türk vatandaşı olması durumunda anneye yapılacaktır. Başvurular Rabia Ana Mah. Atatürk Lisesi Sok. No: 1 Yakutiye adresinde bulunan İl Müdürlüğümüz ile bağlı kuruluşlarımız olan Yakutiye Sosyal Hizmet Merkezi ve Palandöken Sosyal Hizmet Merkezlerine yapılacaktır. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kişilerin başvuruları ise çalıştıkları kurumlara yapılacaktır. Başvurular şahsen, iadeli ve taahhütlü posta veya kargo yoluyla da yapılabilecektir. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız ve Mavi Kart sahipleri de bu uygulamadan aynı şartlarda faydalanabilmektedir.Detaylı bilgi, Bakanlığımızın ücretsiz bilgi hattı olan 144 ve 183 nolu telefon numaralarından, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğümüzden veya İlgili Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüklerimizden alınabilir.”