ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Trendyol 1. Lig: E.Erokspor: 1 - Adanaspor: 0
Trendyol 1. Lig: E.Erokspor: 1 - Adanaspor: 0
Kutlu: ‘Fazla transfer düşünmüyoruz’
Kutlu: ‘Fazla transfer düşünmüyoruz’
Uzgur: ‘Beklemediğimiz bir yenilgi aldık'
Uzgur: ‘Beklemediğimiz bir yenilgi aldık'
Erzurumspor 4 haftalık suskunluğunu bozdu: 2 - 0
Erzurumspor 4 haftalık suskunluğunu bozdu: 2 - 0
Erzurum MEM raporu açıklandı
Erzurum MEM raporu açıklandı
HABERLER>GUNCEL
11 Haziran 2007 Pazartesi - 00:00

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİNİN ELLİNCİ KURULUŞ YILDÖNÜMÜ

Prof.Dr.Nur Centel Atatürk Üniversitesi 28 Mayıs-2 Haziran 2007 tarihleri arasındaki etkinliklerle ellinci kuruluş yıl dönümünü kutlamaya başladı. İki fakülteli bir üniversiteden bünyesinde 16 fakülte, 6 yüksek okul, 6 Enstitü, 10 meslek yüksek okulu, 16 araştırma merkezi, 42 bin öğrenci, 2500 akademik ve 2500 idari personel bulunduran bir kurum haline gelen Atatürk Üniversitesi’nin bugünkü konumu gerçekten gurur vericidir.

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİNİN ELLİNCİ KURULUŞ YILDÖNÜMÜ

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİNİN ELLİNCİ KURULUŞ YILDÖNÜMÜ Prof.Dr.Nur Centel Atatürk Üniversitesi 28 Mayıs-2 Haziran 2007 tarihleri arasındaki etkinliklerle ellinci kuruluş yıl dönümünü kutlamaya başladı. İki fakülteli bir üniversiteden bünyesinde 16 fakülte, 6 yüksek okul, 6 Enstitü, 10 meslek yüksek okulu, 16 araştırma merkezi, 42 bin öğrenci, 2500 akademik ve 2500 idari personel bulunduran bir kurum haline gelen Atatürk Üniversitesi’nin bugünkü konumu gerçekten gurur vericidir. Sayın Rektör Prof.Dr.Yaşar Sütbeyaz’ın şahsında, Üniversite’nin önceki ve mevcut tüm mensupları ile bu Üniversite’den yetişerek Türkiye’nin hatta dünyanın dört bir yanına dağılan mezunlarını candan kutlarım. “Kurumları yaşatan gelenekleridir”. Kusursuz gerçekleştirilen başlangıç etkinliklerinden sonra Üniversite’nin ellinci kuruluş yıldönümü onuruna geniş kapsamlı bilimsel toplantılar düzenlenmesi ve 25.Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları’nın 2011’de Erzurum’da yapılmasına katkı sağlanması da ayrı bir gurur nedenidir. Atatürk Üniversitesinin ellinci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla, Üniversite Yönetimi, Üniversite’nin insan kaynaklarını belgelemektedir. Bu yazının esin kaynağı, söz konusu projedir. Üniversitenin ellinci kuruluş yıl dönümü ile bu Üniversite’ye emek ve değer vermiş olan babam Prof.Dr.Zeki Başar’ın ikinci ölüm yıldönümü aynı günlere raslamaktadır. Babamın bu mutlu günü yaşayabilmesini çok isterdim; ancak göremedi. Bu yazıyla, onun Üniversite ile bağlantısını ve benim Atatürk Üniversitesi’ne dair anılarımı okuyucularla paylaşmak istiyorum. Atatürk Üniversitesi’nin hayatımda önemli bir yeri vardır. Şöyle ki, akademik yaşama bu Üniversite’nin İşletme Fakültesinde başladım[1]. Babam Prof.Dr.Zeki Başar bu Üniversite’de onyedi yıl görev yaptı. Kardeşim Murat Yavuz Başar, çok sayıda kuzenim, çocukları ve arkadaşlarım bu Üniversite’den mezun oldular; çeşitli alanlarda başarılı hizmetler vermeye devam ediyorlar. Atatürk Üniversitesi’yle ilgili en eski anım ilk öğrencilerin okuduğu yıllara ilişkindir. Çocuk yaşta olduğum için, kentimizde üniversite açılmasının farkına vardığımı söyleyemem. O dönemde benim için önemli olan Kız Ortaokulu binasının başlangıçta Üniversite’ye tahsis edilmesidir. Bu durum, beni dolaylı olarak etkiledi. Çünkü, Taş Ambarlara yakın olan Kız Ortaokulu[2], Halk Eğitim binasına alındı. Bu ise benim üç yıl daha evimize çok yakın bir okula gitmem anlamına geliyordu. Oysa, ilkokulu evimize çok yakın olan ve şu anda üzerinden yol geçmiş bulunan Kültür Kurumu İlkokulu’nda okuduğumdan, ortaokulda evden uzak bir semte gitmek, ozamanlar eğitim tam gün olduğundan öğle yemeklerini okulda yemek, böylece artık büyüdüğümü kanıtlamak istiyordum. Kız Ortaokulu evimizin yakınına taşınınca, bu hayalim suya düştü; birkaç yıldan beri “Üniversite” olan Kız Ortaokulu binasında okuyamadım. Halk Eğitimin binası ise evimize çok yakın olmanın ötesinde, öğrenci sayısı için yeterli de değildi, sınıflar çok kalabalıktı, tenefüsler için oyun alanı yok gibiydi, sıkışıklıktan dolayı o zamanlar mutlu değildim. Ancak, bu binanın halen korunuyor olması beni şimdi çok mutlu etmektedir. Üniversitenin beni lise yıllarımda etkileyişi, lojmanlarda oturan arkadaşlarımla buluşmaya başladığımda söz konusu oldu. Dubleks lojmanlar bana çok ilginç gelmişti. Kampüste çok sevdiğim bisiklete tek-tük binme olanağına kavuşmam da en güzel anılarım arasındadır. 1962’de Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin kuruluş süreci başlamış, öğrencilerin ilk iki yılı Hacettepe Üniversitesi’nde okuyup sonra Erzurum’a gelmeleri söz konusu olmuştur. Nitekim, 23 öğrenciden oluşan ilk grup Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki öğrenimlerini tamamlayarak 13 Şubat 1966’da Erzurum’a dönmüşlerdir. Bu tarihten bir gün önce ise bir grup öğretim üyesi Erzurum’a gelerek Sağlık Bakanlığı tarafından Tıp Fakültesi’ne tahsis edilen Numune Hastanesi’nde göreve başlamıştır. Bu yeni Fakülte dolayısıyla kent dışından Üniversite’ye öğretim üyelerinin gelmesinin yanı sıra, Erzurum’daki hekimlere de öğretim üyesi olma önerileri yapılmaktaydı. Bu bağlamda, Erzurum Verem Hastanesi’nin kurucu başhekimi olan ve bu görevi on yıl süreyle üstlenen babam Dr.Zeki Başar, aktif hekimlikteki misyonunun tamamlandığı düşüncesiyle, o sıradaki görevi olan Erzurum Numune Hastanesi Dahiliye Servisi Şefliği’nden ayrılarak Tıp Fakültesi’nde “Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsü”ne geçme önerisini kabul etti. Böylece, “Üniversite” babamın orada göreve başladığı 31 Ocak 1966 tarihinde aile gündemimize oturdu ve bir daha da orayı terk etmedi. Erzurum’da bir Üniversite kurulması uzun bir süreçte gerçekleşmiştir. Atatürk 1 Kasım 1937 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yasama yılı açış konuşmasını yaparken Doğu Anadolu’da büyük bir üniversite kurmanın gereğini ifade etmiş, bu konuda çalışmaların başlamasını istemiştir. Onun ölümüyle birlikte oniki yıl boyunca ara verilen Üniversite açılması konusu ancak 1950 yılında tekrar gündeme getirilmiş; 1951 yılında oluşturulan bir komisyon Doğu Üniversitesi'nin Erzurum'da kurulmasını önermiştir. Bu projenin hayata geçirilmesinin gecikmesi Erzurum’da endişe yaratmış, üniversitenin sosyal ve kültürel açıdan işlevinin farkında olan Erzurumlular konunun takipçisi olmuşlardır. Bunlar arasında babam Dr.Zeki Başar’ın Erzurum Lisesinden Yetişenler Derneği Başkanı olarak 13.03.1951 tarihinde o günlerin bakanları ile milletvekillerinin katıldıkları bir toplantıda yaptığı konuşmada Üniversite’nin açılması konusunu ortaya attığına, 1953 ve 1954 yıllarında aynı konuyu dile getirdiğine, Üniversitenin kurulması çalışmalarına katıldığına, Tarih Yolunda Erzurum Dergisi’nin ilk cildinin dördüncü sayısında (1959) “Atatürk Üniversitesi Açılırken” konulu yazı yazdığına, 14 Mart 1960 Tıp Bayramında, Erzurum’da tıp fakültesi açılması konusunu ortaya attığına dair aile sohbetleri anılarımda hâlâ tazeliğini korumaktadır. 1954 Yılında çıkarılan 6373 sayılı Yasa’yla bu Üniversite’nin adının Atatürk Üniversitesi olması kararlaştırılmış; aynı yıl Amerika Birleşik Devletleri A.I.D. (USAID) Örgütü aracılığıyla Atatürk Üniversitesi Nebraska Üniversitesi’yle eşleştirilmiş ve işbirliği anlaşması imzalanmıştır. Nebraska Üniversitesi Türkiye Delegasyonu, Atatürk Üniversitesi’nin gelişmesi hakkında 1 Kasım 1954 tarihli raporu hazırlamış; ilk olarak Ziraat, Fen-Edebiyat, Mühendislik ve Mimarlık bölümlerinin açılması ve gerek duyuldukca yeni bölümler eklenmesi konusunda görüş birliği oluşmuştur.07.06.1957 Gün ve 6990 sayılı Yasa’yla kurulan Üniversite nihayet 17 Kasım1958’de Ziraat ve Fen-Edebiyat Fakülteleri ile kapılarını öğrencilere açmış; ilk öğrenci sayısı 135 olmuştur. Tıp Fakültesi ile Diş Hekimliği Fakültesi’nde yüzlerce öğrenciye “Tıp Tarihi ve Deontoloji” ile “Atatürk İlkeleri” derslerini okutan, yüzden fazla makalesi ve yirmi altı kitabı yayınlanmış olan babam Prof.Dr.Zeki Başar sayısız idarî görevle de bu Üniversite’ye hizmet etmiştir. Bunlar arasında şu görevleri saymak mümkündür: Tıp Fakültesi Senatörlüğü (1974-1975), Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığı (1976-1978), Tıp Fakültesi Dekanlığı (1979), Rektör Yardımcılığı (1979-1983), Atatürk İlkeleri Enstitüsü Müdürlüğü (1980-1982). Bunların yanı sıra, sayısız komisyonda görev yapan babam, 23 Temmuz 1965’de Havuzbaşı’nda açılmış olan Atatürk Anıtı’nın yapılması için Erzurum Tarihini Araştırma Derneği Başkanı olarak gösterdiği çaba gibi, Cumhuriyetin 50.yılında (1973) Atatürk Üniversitesi Aziziye Parkı’nda hayata geçirilen kompozisyon için de çaba sarfetmiştir. Bu kompozisyonda, Atatürk’ün Kongre için kente gelmesi, Müdafaa-i Hukuk yöneticileri ve halk tarafından karşılanması, Üniversite, gençlik ve kent temsil edilmektedir. Babam Prof.Dr.Zeki Başar’ın emek ve değer verdiği Atatürk Üniversitesi, büyük bir vefa örneği sergileyerek, 2006 yılı ”Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi”nin 29.sayısını “Prof.Dr.Zeki Başar Özel Sayısı” olarak yayınlamıştır. Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesinde asistanlık yaptığım döneme ilişkin izlenimlerim olumludur. O dönemdeki asistanların bir kısmı şu anda kıdemli öğretim üyeleri olarak göreve devam etmekte; bir kısmı ise Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelere dağılmış bulunmaktadır. O dönemdeki meslekdaşlarımın yayın yapmayı, kendilerini geliştirmeyi ve öğrenimin düzeyli olmasını hedeflediklerini anımsıyorum. Asistanlar olarak aramızdaki iletişim sağlıklı ve Fakülte’nin fiziki koşulları mükemmeldi. O döneme ilişkin unutamadığım üzücü olay ise Doç.Dr.Orhan Yavuz’un katledilmesidir. Güzel, güneşli bir gün olarak anımsadığım 15 Haziran 1977 sabahı evden çıkıp her zamanki gibi 10-15 dakika yürüyerek Fakülte’ye gelmiştim. Belki de final sınavları vardı. Binaya girdiğimde Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nden Doç.Dr.Orhan Yavuz’un öldürüldüğü haberiyle karşılaştım ve çok şaşırıp üzüldüm. Sanırım bu olay o dönemde bilim insanlarına yönelik saldırıların ilkiydi. Orhan Yavuz ve yakınları adına, ülke adına herkes çok üzüldü. Şahsen tanışmış olmadığım Doç.Yavuz’un çok çalışkan ve başarılı bir öğretim üyesi olduğu, küçük çocukları bulunduğu konuşuldu. Olayın tam olarak nerede gerçekleştiği anlatıldığında ise Üniversite’ye yürüyerek gittiğim güzergâhın Orhan Yavuz’unkiyle aynı olduğunu anladım. Tek fark, olay günü onun o tenha yoldan sabah 8.00’den önce, benim ise 9.00’u biraz geçerek yürümüş olmamızdı. Verilen bilgilere göre, Doç.Yavuz’un öldürüldüğü noktadan o gün benim de geçmiş olduğum konusunda hiçbir kuşku yoktu. Ancak, ben orada hiçbir değişiklik görmemiştim. Olayı hatırladıkça hâlâ daha bir-birbuçuk saat gibi kısa bir sürede delil toplama işleminin nasıl bitirilmiş ve böylesine vahim bir olayın gerçekleştiği yerde olaydan geriye nasıl hiçbir emare kalmamış olmasına hayret ederim. Bu olaya tepki Üniversite’de büyük oldu. O gün Üniversite’den kente bir protesto (veya Doç.Dr.Orhan Yavuz’un anısına saygı) yürüyüşü gerçekleştirildi. Kampüsten şu anda Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nin bulunduğu o zamanki Hükümet Konağı’na kadar devam eden yürüyüşe çok sayıda Üniversite mensubuyla birlikte ben de katıldım. Bu ortak dayanışma ve olayı protesto gösterisi insana üzüntüsünü, endişelerini azaltacakmış gibi geliyordu. O günün koşullarında duygularını böyle açığa vurma riskli de olabilirdi. Ancak, tanıdığım hiç kimse bu risk karşısında gerilemeyi düşünmedi. Yürüyüşün sonunda ise beni şaşırtan bir karşılaşma oldu; birden bire en önlerde babam Prof.Dr.Zeki Başar’ın da yürüyenlerin arasında olduğunu farkettim. Babamın bu olaya nefretinin ve tepkisinin derecesini kuşkusuz tahmin ediyordum; ancak, ozaman 60’lı yaşların ortalarında bulunan babamın bu oldukça uzun mesafeyi güneşin altında yürümeyi göze alamayacağını düşünmüş ve yürüyenler arasında olacağına hiç ihtimal vermemiştim. Onu görünce içimden utanmakla birlikte kendisine bir şey söylemedim ve beraberce eve döndük. Atatürk Üniversitesi’nin ellinci kuruluş yıl dönümünü tekrar kutluyor, adını taşıdığı Ulu Önder’e lâyık bir kurum olarak sonsuza kadar yaşamasını diliyorum. Atatürk Üniversitesi’ne, Tıp Fakültesi’ne, çağdaş öğrenime çok hizmet etmiş olan babam Prof.Dr.Zeki Başar’ın ikinci ölüm yıl dönümünde anısı önünde sevgi ve saygıyla eğiliyor, Tanrı’nın rahmetinin üzerinde olmasını diliyorum. * Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. nur_centel@yahoo.de [1] Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi 1969’da kurulmuş, 1982’de İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne dönüşmüştür. [2] Halen Camii Kebir Mah. Şerifefendi Cad.No.53’de “ Şair Nef’i İlköğretim Okulu” olarak kullanılan Bina.

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
GSF’de mezuniyet coşkusu
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) 2006-2007 yılı mezunlarını ...
Kerkük ve Musul bin yıllık Türk vatanı
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. ...
MHP adaylarını tanıttı
Milliyetçi Harekat Partisi (MHP) Erzurum Milletvekili adaylar bugün düzenlenen törenle tanıtıldı.
 
ŞEHİTLERİMİZİ YÜREĞİMİZE DEFNETTİK
Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde kara yolunda meydana gelen patlamada şehit ...
Çoruh Havzası Kalkınma Platformu Narman’da toplandı. Başkan Prof. Dr. Nihat Akbulut:
Bölgenin ekonomik gücünü artırmayı amaçlıyoruz Çoruh Havzası Kalkınma ...
610 bin 765 üniversite mezunu icralık
Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR), Katkı ve Öğrenim Kredilerini ...
 
DUMLU’DA TERMAL TURİZM ATAĞI
Dumlu Belediye Başkanı Hüseyin Bozhalil, beldeye yapılacak kaplıcalar ...
Bakan Akdağ Erzurum’a geldi
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ''Bu yıl da her köylü kardeşimizin musluğundan ...
ASFALTLAMADA MODİFİYE TERCİHİ GÜÇ KAZANDI
Erzurum Büyükşehir Belediyesi, iki yıl önce başlattığı modifiye asfalt ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Çözümün Tek Ayaklısı
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Aileyi Bitiriyorlar, Milleti Yok Ediyorlar
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Erzurum, Vefa ve Kemanî Haydar Telhüner.. -1
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
1 milyon Mehmet’in ardından...
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Amerika’nın Yangın İmtihanı ve Türkiye’nin Farkı
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Dadaşlar Diyarı'nın Gönül Valisine Veda
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva