ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ BİLİM ADAMLARINCA
SOYU TÜKENMİŞ BİTKİLERE
BİLİMSEL KORUMA
Soyu tükenmiş ve veri yetersizliği kategorisinde bulunan bazı bitki türleri yeniden toplanarak bilim dünyasına kazandırılıyor. Erzurum Atatürk Üniversitesi Erzincan Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Kandemir, "Ankara Gazi Üniversitesi'nden Dr. Faruk Karavelioğlu ile yabancı araştırmacı Neydegger tarafından yapılan çalışmalar sonucu nesli tükendiği sanılan Onasmadiscedens, Verbascumcalycosum, Onamsaaffine isimli bitki türleri yeniden toplandı. Bunun yanı sıra uzun yıllardır izine rastlanılmayan ve bu sebeple veri yetersizliği kategorisine alınan Centaura, Psephelloides, Gypsophillepioides, Verbascumcalyssifoliumi, Violaedentocalyaina türleri ise yine aynı araştırmacılar tarafından bulunarak bu kategoriden çıkarıldı. Erzincan'ın Kemaliye İlçesi sınırları içerisinde bulunan bu bitki türlerinin korunması ve çoğaltılması büyük önem taşımaktadır" dedi.
Yrd. Doç. Dr. Kandemir, Türkiye'nin bitki çeşitliliği açısından oldukça zengin olduğunu ifade etti. Kandemir, "Ülkemizden 15 kat büyük olan Avrupa kıtasında 12 bin çeşit bitki bulunurken, Türkiye için bu sayı 9 bin 40'dır. Ayrıca Avrupa ülkelerinin tamamında endemik bitki çeşidi 2 bin 750 iken ülkemizde bu sayı 3 bin civarındadır. Ülkemizin bitki çeşitliliğinin araştırılmasına yabancı bilim adamları tarafından başlanılmış olup son zamanlarda Türk bilim adamlarının da bu zenginliğin araştırılmasında önemli katkıları olmuştur" diye konuştu.
Ülkemizin, sanayileşme ve aşırı nüfus artışının etkisiyle sahip olduğu bitki çeşitlerinin zarar gördüğünü kaydeden Yrd. Doç. Dr. Kandemir, şöyle dedi: "Bazı bitki türlerinin son yüzyıl içerisinde yok olduğu belirlenmiştir. Çok sayıda bitki türü de yok olma riskiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Yok olduğu düşünülen bitkilerden sığırkuyruğu türü olan (Verbascumcalyosum) ile emzik otu türünden olan (Onasmadiscedens) son zamanlarda tekrar toplanmıştır. Bu iki tür ilk olarak 1889 yılında Alman asıllı eczacı Paulsistenis tarafından Kemaliye İlçesi'nde toplanmıştır. Söz konusu bitki türlerinin yetiştiği alanda yoğun insan faaliyetleri yapılmaktadır. Bu nedenle yakın gelecekte bu iki tür gerekli önlemler alınmazsa geçekten yok olabilecek konumdadır. Ülkemizin kalkınma çabalarında sahip olduğumuz biyo çeşitliğini de koruma zorunluluğumuz bulunmaktadır. Bunun yanında sahip olduğumuz bu çeşitliliği koruyarak kullanmanın da yollarını aramalıyız. Günümüzde geleceğin en zengin ülkelerinin zengin biyo çeşitliliğe sahip ve onu koruyarak ondan yararlanmasını bilen ülkeler olacağı kabul edilmektedir."