Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Ermeni ve Süryani (Asuri) Diasporası'nın 'sözde soykırım' konusunda işbirliğine girdiğini söyledi. Eğilmez, Asuri anıtının dikilmesine izin veren Avustralya Fairfield Bölgesi Belediye Meclisi'ne 'Çanakkale Savaşı'ndan gelen dostluk ve gerçekler'i e-mail kampanyası ile anlatacak.
//TÜRKİYE’YE KARŞI ORTAK CEPHE OLUŞTURDULAR
Avustralya'nın Sydney kentinin Fairfield Bölgesi Belediye Meclisi'nin yaklaşık 3 hafta önce Türkiye'ye suçlamalarda bulunan sözde Asuri soykırım anıtı dikilmesine izin vermesine tepkiler gelmeye devam ediyor. ASİMED'in başlattığı yeni bir kampanya ile tarihi gerçekleri ve Çanakkale Savaşı'ndan gelen Türkiye-Avustralya dostluğunu hatırlatacak. Türk Milleti ve Devleti'ne karşı yeni ve güçlü bir ittifakın temellerinin atıldığını belirten ASİMED Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez; Amerika, Avustralya ve Avrupa'daki Süryani topluluklar Ermeni diasporasının işbirliği yaparak komik bir iddiayı büyütmeye ve dünya kamuoyuna yaymaya çalıştıklarını söyledi.
//SÖZDE SOYKIRIM İDDİALARI
Eğilmez, "Şimdi de Süryaniler, Türklerin tarihleriyle yüzleşmesini ve Birinci Dünya Savaşı sürecinde 750 bin Süryani'nin soykırıma tabi tutarak katlettiklerini kabul etmesini istiyor. Bunun için ilk adımı Avustralya'nın Sydney kentinin Fairfield Bölgesi Belediye Meclisi'ne, Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik suçlamalarla atıfta bulunan bir Süryani (Asuri) anıtı dikilmesi kararını aldırtmakla aldılar. Geliştirdikleri stratejinin bundan sonraki adımı Avustralya hükümetine sözde Süryani soykırımını kabul ettirmek olacaktır." dedi.
//TÜRKLERİN TARİHİNDE KATLİAM YOK
Süryani kelimesi ve Süryani halkının etnik menşei ile ilgili tartışmaların Birinci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan gelişmelerden sonra ortaya çıktığını kaydeden Eğilmez, savaş sonrasında Orta Doğu'ya verilen yeni şekil içinde Süryanilerin göz ardı edildiğini, Avrupa ve Amerika'ya ciddi bir göç yaşanması neticesinde Süryani diasporasının oluştuğunu ileri sürdü. Eğilmez, "Süryaniler; Türklerin Rus birlikleri, Ermeni çeteleri ile Doğu ve Kafkas cephelerinde yaptığı mücadelelerde kayıplar vermişlerdir. Bugün Ermeni diasporasının teşviki ve işbirliği ile bu olayların, Süryanilere karşı yapılmış soykırım olduğu iddiaları İngiliz ve Amerika Birleşik Devletleri arşiv belgeleri tarafından yalanlanmaktadır. Türkiye'ye yönelik Süryanilere soykırım yapıldığı iddiaları politik amaçlarla yapılmakta ve tarihi hakikatlere uymamaktadır." diye konuştu.
//TARİHİ GERÇEKLER MEKTUPLA ANLATILDI
Dernek olarak Fairfield Bölgesi Belediye Meclisi'ne mektup göndererek; tarihi gerçekleri anlattıklarını ifade eden Eğilmez, mektupta anıta izin verilmesinin Çanakkale Savaşı'ndan bu yana Avustralya ve Türkiye arasında oluşan derin dostluğa darbe vurabilecek talihsiz bir gelişme olduğuna dikkat çektiklerini açıkladı. Bu tür konuların tarihçilere bırakılması gerektiğini hatırlatan Eğilmez, Avustralya Fairfield Bölgesi Belediye Meclisi'ne gönderilen mektuba destek vermek isteyenlerin egilmez@atauni.edu.tr veya mail@fairfieldcity.nsw.gov.au adresine e-mail gönderebileceklerini söyledi.
TÜRKİYE VE SURİYE 'SÜRYANİ', IRAK VE İRAN İSE 'ASUR' DİYOR
ASİMED Başkanı Eğilmez'e göre; Süryanilerin kökeni ve nerden geldiklerine dair bilinen üç farklı görüş var. Bu görüşlerden birisi, Süryanilerin Aramiler'den geldiğini savunan tezdir. Bu tezin dayanağı Süryani halkının Aramice konuştuğu ve bundan dolayı da kökeninin Aramiler olduğunu iddia etmektedir. Süryanilerin kökenine dair ikinci görüş ise Süryanilerin Asurlular'dan geldiğini savunan tezdir. Bu görüşe göre Süryaniler, eski Mezopotamya'da imparatorluklar kurmuş olan Asurlular'ın torunlarıdır. Bu iki görüşün eksiklikleri, Süryanilerin kökenini tüm eski Mezopotamya halklarına dayandığını belirten yeni bir görüş ortaya çıkarmıştır. Aslında Asur ve Arami ile anlatılmak istenen halk aynıdır. Söz konusu olan halk, Eski Mezopotamya kültürünü taşıyan ve inancı bakımından Hristiyan olan bir topluluktur. Bu halk Irak ve İran'da daha çok 'Asur' adıyla tanınırken, Suriye ve Türkiye'de aynı halk için 'Süryani' adı kullanılmaktadır. Dinsel açıdan ise M.S 1. yüzyılda çok hızlı bir şekilde Kuzey Mezopotamya'da yayılan Hristiyanlığı ilk kabul eden ve Antakya'da ilk kilise merkezlerini kurduktan sonra da Doğu Hristiyanlığı ya da Doğu Kilisesi olarak nitelendirilen Hristiyan toplumdur.