Yirmibeşinci Dünya Üniversiteler Kış Oyunları'nın açılış ve kapanış törenlerinde kullanılan platformun, Ermenistan'daki sözde soykırım anıtına benzediği yönündeki iddiaları değerlendiren Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, benzerlik konusu herhangi bir art niyetin olduğunu zannetmediğini bildirdi. Eğilmez, "Tarihte kurulan 16 Türk devletini sembolize eden unsunlara rastladığımız anıt tarihçi olarak hoşumuza gitti ve büyük keyif
verdi" dedi.
Türkiye'nin kış sporlarındaki ilk uluslar arası organizasyonu olan Yirmibeşinci Dünya Üniversiteler Kış Oyunları'nın açılış ve kapanış seremonilerinde Anadolu Ateşi tarafından kullanılan platformun, Ermenistan'daki sözde soykırım anıtına benzediği yönündeki tartışmalar, devam ediyor. Türkiye'nin en önemli sorunlarından olan dünya kamuoyuna kendini anlatma konusundaki eksikliğin 2011 Kış Oyunları'yla büyük ölçüde giderildiğini belirten ASİMED Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Oyunlar'ın kente ve ülkeye
büyük bir tanıtım imkanı verdiğini söyledi. Bazı gazetelerde Palandöken Dağı temalı görüntünün Ermenistan'daki sözde soykırım anıtına benzediği yönünde bilgilere yer verildiğini kaydeden ASİMED Başkanı Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, bunun bir tesadüf olmadığı, altında başka şeyler olduğu iddialarına yer verilmesinin dikkat çekici olduğunu söyledi.
ASİMED olarak uzun zamandır sözde Ermeni soykırımı konusuyla ilgili olarak Türk Milleti'nin haklılığını dünya çapında anlatmak için çaba içerisinde olduklarını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, "Benzerlik konusunda herhangi bir artniyetin olduğunu zannetimiyorum. Törenlerde ortaya konulan tema, Palandöken Dağı merkezli olduğu için öncelikle dağ görüntüsü verilmeye çalışılmıştır. Bunun yanında da biraz daha dikkatli bakılırsa orada Türk Devletleri'ni sembolize eden unsurları görebiliriz. 16 Türk
Devleti'ni sembolize eden unsunlara rastladık. Bu da bir tarihçi olarak bizi mutlu etti. Bunun yanı sıra kendilerini dünyanın merkezinde gören ve bunu sarı renkle sembolize eden Türkler için önemli olan bu renge ağırlıklı olarak yer verilmesinin de bu konuya vurgu yapmak için yapıldığını düşünüyorum" diye konuştu
Farklı ırk ve coğrafyalardan insanların aynı anda, aynı şeyleri düşünebilmelerinin normal olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, şöyle devam etti:
"Bunu mimaride, gelenekte, görenekte ve buluşlarda görebiliz. Burada dikkat edilmesi gereken, bu tür altı boş iddialar ve bir şeyleri kanıtlayamayacak söylemlerle diasporanın ekmeğine yağ sürmekten kesinlikle kaçınmaktır. Çünkü onların amacı bu konuyu dünya kamuoyunun gündemine getirmektir. Biz de sanki böyle haberlerle onlara bilmeden yardımcı oluyormuşuz gibi geliyor. Buna dikkat etmek gerekiyor. Ermeniler, bu anıtı dünyaya tanıtmak için çokm büyük çaba harcıyorlar. Ülkelerine gelen devlet adamlarından
ilk istekleri anıtı ziyaret etmeleri ve böylece o ülkelerin televizyonlarında bu görüntünün yayınlanmasıdır. ASİMED olarak yaptığımız araştırmalarda anıtın dünya çapında çok da bilinmediğini gördük. Ama bu tarz haberler, anıtın bir kez daha gündeme gelmesine sebep olabilir. Öte yandan bizim bazı tuhaf özelliklerimiz var. Daha önce bizim tarihimizde önemli bir yere sahip olan Nevruz ile sarı, kırmızı ve yeşil renkleri terör örgütü kullandığı için hayatımızdan çıkardık. Halbuki bunlar Türkler'de değeri olan
kutsal iki unsurdur. Şimdi böyle bir şeklin de Ermenistan'da sözde soykırım için kullanılmış olmasından dolayı, buna benzer şeyler yapmayacakmıyız. Baktığınız zaman bazı benzerlikler görebiliyor ama bizim düşüncemiz kesinlikle bir art niyetin olmadığı yönündedir. Bu benzerlikler, onlar için farklı bizim için farklı anlamlar ifade ediyor. Genel olarak söylersek tarihçi olarak törenlerde kullanılan anıt, hoşumuza gitti ve büyük keyif verdi."