Anadolu Gençlik Derneği Erzurum Şube Başkanı Aktay Eşsiz, Mescid-i Aksada yaşanan son gelişmelerle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Eşsiz, “İslam coğrafyasındaki terör olaylarının her birinde parmağı olan işgalci İsrail Müslümanları kışkırtmaya yönelik aşağılık davranışlarına devam ediyor” dedi.
İsrail yapıtığı zulumlere yeni bir halka eklediği belirten Eşsiz, şunları kaydetti; “Maalesef uluslararası camiada devlet vasfı taşıyan ve gerçekte bir terör örgütü gibi davranan İsrail’in silahlı unsurları ayaklarındaki kirli postallarla Mescid-i Aksa’ya girdiler. Aynı kirli postallarla Kıble Camii’nin içinde terör estiren bu silahlı unsurlar camide bulunan Kur’an-ı Kerimleri yerlere attılar, üzerlerinde gezindiler. Cami içindeki Müslümanları tartakladılar. Dışarıda olayları protesto eden Müslümanların üzerine ses bombası, gaz bombası ve plastik mermi ile saldırdılar. Çıkan çatışmada birçok kardeşimiz yaralandı.
Terör örgütü İsrail’in yaklaşık bir haftadır Mescid-i Aksa ile ilgili kışkırtmaya yönelik yaklaşımlarının Filistin’de kan dökmeye yönelik bir çaba olduğu aşikârdır. İsrail küstahca tüm kutsal değerlerimize saldırarak Filistinli Müslümanları çileden çıkarmaktadır. Terör örgütü İsrail’in ve aynı örgütün silahlı un surlarının bu çirkeflileri kabul edilebilir değildir. İsrail sadece Müslümanlar için değil, insanlıktan nasibini almış herkes için bir beladır. Bu belanın ortaya çıkmasının arkasındaki sapkın düşünce olan Siyonizm tüm insanlık için 7 - 24 problem üretmektedir. Siyonist İsrail’in bu küstahca davranışlarının kaynağı Batı’dan aldığı cesarettir.
Birleşmiş Milletler, NATO, ABD ve Avrupa Birliği İsrail’in her sapkınlığına el altından ya da açıktan deste olmaktadır. İslam coğrafyasının parçalanmışlığı, başta Türkiye olmak üzere İslam Ülkelerindeki hükümetlerin Batı ile olan ilişkileri İsrail’i cesaretlendirmektedir. Şunu tüm dünya bilmeli ki Müslümanların Yahudi düşmanlığı yoktur. Ancak işgalci İsrail’in varlığı ve sapkın Siyonizm düşüncesi kabul edilemez. Terör örgütü İsrail var olduğu müddetçe bu coğrafyanın barış ve huzura kavuşması mümkün değildir. Bölgedeki etnik kavgaların, mezhep savaşlarının ve de tüm terör olaylarının kışkırtıcısı İsrail’dir. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın işgali kabul edilemez. İsra ve Mirac’ın şehri Kudüs’ün işgali kabul edilemez. Etrafı bereketlendirilmiş ve mübarek kılınmış Filistin topraklarının işgali kabul edilemez. Bizim için mübarek kılınmış topraklarda, mübarek kılınmış bir şehirde ve mübarek kılınmış bir mabette küstah İsrail’in silahlı unsurlarının kanlı ve kirli postalları ile dolaşması en aşağılık bir davranıştır. Bir ırkın üstünlüğünü ve seçilmişliğini iddia eden Siyonizm’in insanlığa getireceği ancak ve ancak köle düzenidir. Bölgeye barış ve huzurun gelmesinin tek yolu Kudüs’ün tekrar Müslümanlarca idare olunmasından geçmektedir. Hazreti Davut’un Kudüs’e hâkimiyeti insanlığa saadet getirmiştir. Hazreti Süleyman’ın Kudüs’e hâkimiyeti insanlığa saadet getirmiştir. Hazreti Ömer Kudüs’ü fethetmiş ve oradaki tüm insanların can ve mal emniyeti sağlamış, bölgeye huzur ve saadet getirmiştir. Sultan Selahaddin Kudüs’ü yeniden fethetmiş ve aynı şekilde oradaki tüm insanların her türlü hakkını teminat altına almıştır. Oysa aynı Kudüs Haçlı ordularınca işgal edildiğinde Sapkın Hıristiyanlar şehirde Müslüman ve Yahudi katliamı yapmışlardır. Aynı şekilde Kudüs Siyonist Yahudilerin eline geçtiğinde ise onlarda Müslüman ve Hıristiyan katliamı yapmışlardır. Çünkü ne Evangelist Hıristiyanlık ne de Siyonizme dayanan Yahudilik insanlığa saadet getirebilir. Sapmışlarla ve lanetlenmişlerle beraber yürümenin insanlığa bir faydası yoktur. Terör örgütü İsrail’in Kudüs’ten ve işgal ettiği topraklardan sökülüp atılacağı günler çok yakındır.”