Erzurum'da çocuk yaşta başladığı mesleğini 60 yıldır ilk günkü aşkla yapan Fahrettin Çelik, gelişen teknoloji ve alışkanlıklar karşısında yok olmaya yüz tutan kalaycılığı yaşatmaya çalışıyor.
Erzurum'da yaşayan ve geçimini kalaycılıkla sağlayan Fahrettin Çelik, emekle ve sevgiyle 60 yıldır sürdürdüğü mesleğini yaşatma mücadelesi veriyor. Bakırcılar Çarşısında kalaycılık yapan 75 yaşındaki Çelik, mesleğe 15 yaşındayken çırak olarak başladı. Erzurum'da yetişen son kalaycılardan olan Çelik, işi öğrendikten sonra ustalaştı ve onlarca çırak yetiştirdi.
Çelik, kalaycılık ve bakırcılık mesleğinin yok olmakta olduğunu, adeta zamana yenik düştüğünü, unutulan meslek arasına girdiğini belirterek, “Mesleğe başlayalı uzun yıllar oldu. 1944 doğumluyum, çocukluğumu çıkarırsak demek ki 60 yıldır bu mesleğin içerisindeyim. Bu mesleğe Mahallebaşı semtinde başladım. Ben kendi isteğim ile bu mesleğe girdim. Mahallebaşı'nda uzun yıllar çalıştıktan sonra şimdiki yerimize yani Bakırcılar Çarşısına geldim ve halen daha buradayım. Mesleğin en önemli zorluklarından birisi bize getirilen eşyanın silinmesi. Bize getirilen eşyayı önce kumla siliyoruz. Bize getirilen eşyayı ne kadar temiz silersek yapılan kalay o kadar temiz olur. Getirilen eşya silinmez ise üzerindeki pislikle kalır ve iyi kalaylanmaz. Kalaycılık bitti demek. Kalaycılık artık yok demek. Bu mesleği yapanlar dışarıda çalışıyor onlar kurşun ile kalay yapıyor, kurşun ile biz kalay yapmayız. Bizleri yetiştiren ustamızdan hile görmemişiz. Erzurum gibi çoğu yerde artık alüminyuma, kroma dönüş oldu. Bakıra eskisi gibi önem vermiyorlar. Etrafınıza bakın gördüğünüz her şey bizlere dışarıdan hazır olarak geliyor. Artık buralarda bu tür şeyler yapılmıyor" ifadelerini kullandı.
Çelik, kalaycılık ne kadar zor olursa olsun bu mesleği sevdiğini kaydederek, "Bizler çocukluğumuzda kışın yerler buz olurdu bizlere getirilen eşyayı buzun üzerinde yalın ayak temizleyeme çalışırdık. Ustalar çorap giymemize kızardı. O dönemler çok zordu, şimdi ise her şey çok kolay. Nişadırı toz halinde alıyorlar, kalayı hazır alıyoruz, sodayı hazır alıyoruz. Gördüğünüz gibi dükkanda artık yalnız çalışıyorum. Çırak yok. Eski dönemlerde iş çoktu, elimizde birçok takım ile iş yapardık. O takımlar boş durmazdı. Ama şimdi öyle değil, çalışan yok, bizim meslek artık öldü sayılır. Bulunduğumuz bu sokakta 4 iş yeri var onlar da benim gibi. Kendi karnımı doyuramıyorum ki yanıma çırak alayım onun karnını doyurayım. Bizim mesleğimizde çıraklık yok, gençler çalışmak için gelmiyorlar. Urfa'da o yörelerde kadınlar bu mesleği sürdürüyor, Erzurum’da yapan yok. Bir de şu var Erzurum'a dışarıdan gelen yabancılar var, onlar mahalle aralarına giderek kalaycılık yapıyorlar. Onların bu işi yapması da bizim mesleği zor duruma sokuyor” dedi.
Hayatını kaybettiği zaman kendi çocuklarının mesleği yapmayacağını dile getiren Fahrettin Çelik, “Çocuklarım bakırcılık yapmazlar. Ben Erzurum’un son kalaycı ustalarından birisiyim. Benim çırağım başka memlekete gitti iş yeri açtı, barınamadı tekrar geldi. Bu mesleği kıt kanaat yapmaya çalışıyor. Bu mesleğin bittiği zamandayız, lokantaların kullandıkları bakır kaplar vardır bize getiriyor onları kalaylıyoruz, bir de eski evlerde bulunan bakır eşyalar var onları getirip kalay yaptırıyorlar” diye konuştu.
Bakır kabın annesi tarafından kullanıldığını söyleyen müşteri Burhanettin Çelik ise “Erzurum’da Fahrettin usta adeta numune kaldı. Erzurum’un tarihi. Bu ustalardan sonra bakır kaplar tarih olacak. Yeni evlerde bu tür eşyalar kullanılmıyor” açıklamalarında bulundu.