EDA IŞIK/ANKARA (İHA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Muharrem ortak bir hüzün ve matem mevsimi olduğu kadar, bir adalet, hikmet, hak ve hakikat sofrasıdır" dedi.
Görmez, yayınladığı mesajında Muharrem ve Muharremin 10.'uncu günü olan Aşura'nın bütün Müslümanlar için dini, tarihi ve kültürel açıdan ayrı bir önem taşıdığını kaydetti. İslam geleneğinde Muharrem'in, peygamberlerin başlarından geçen ve inananlar nazarında, insanlık için önemli olan müstesna hadiselere ile ilişkilendirilmesinin atfedilen bu önemin bir göstergesi olduğunu ifade eden Görmez, şunları belirtti:
GÖRMEZ MESAJ YAYIMLADI
"Muharrem ayı Peygamber Efendimiz (SAV) tarafından da övülmüş ve Hz. Peygamber, Ramazan ayı orucundan sonra en faziletli orucun bu ayda tutulan oruçlar olduğunu belirterek Müslümanlara Aşura gününde bir öncesi veya bir sonrasıyla oruç tutmaları tavsiye edilmiştir. Muharrem ve Aşura, Peygamber Efendimiz'in torunu Hz. Hüseyin'in Aşura gününde şehid edilmesi nedeniyle daha çok ortak maşeri vicdanımızı derinden yaralayan bu hadise ile hatırlanır olmuş ve dini ve kültürel tarihimizde farklı bir yer tutmuştur.
Adını Sevgili Peygamberimizin (SAV) bizzat kendisinin koyduğu Hz. Hüseyin'in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu, masum 70'den fazla insanın 10 Muharrem 61'de siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela'da şehit edilmesi, Hz. Peygamber'i ve O'nun Ehl-i Beyti'ni seven başta milletimiz olmak üzere bütün müminleri, o günden bugüne derinden yaralamış, kalpleri incitmiş, dünyanın neresinde bulunursa bulunsun, bölgesi, kültürü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun bütün Müslümanları derin acılara gark etmiş ve bu olay Müslümanların
ortak hafızasında onulmaz bir iz bırakmıştır. Muharrem bu anlamda ortak bir hüzün ve matem mevsimi olduğu kadar bir adalet, hikmet, hak ve hakikat sofrasıdır. Nitekim Hz. Hüseyin'in hürriyet, adalet ve eşitliğin Müslüman kültüründeki gerçek temsillerini yaşatmak uğruna, vakfettiği bu değerler adına hayatını feda ettiği ve kendisinin daima adalet, hak ve hakikat ilkesini koruduğu gerçeği, İslam irfan geleneğinde bunun nefis karşısında ruhun bir direnişi olarak görülmesine vesile olmuş ve böylece Hz. Hüseyinbütün müminlerin gönüllerinde taht kurarken, ona ve yakınlarına bu zulmü reva görenler vicdanlarda ebediyyen mahkum edilmiştir."
//KERBELA OLAYINDAN DERS ÇIKARMALIYIZ
Kerbela olaylarında Müslümanların ders almasını isteyen Görmez, "Müslümanların birlik ve beraberliğini zedeleyecek her türlü olumsuz tutum ve davranışlardan kaçınmak olduğunu ifade etmeliyim. Nitekim Muharrem ayında yaşattığımız aşure geleneğimiz bunun açık bir göstergesidir. Aşure paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin simgesi olmuştur. Tıpkı aşure aşında bir araya gelen farklı nimetlerin aynı ortak tada katkı sağladıkları gibi milletimiz asırlardır sürdürdüğü gelenekle bugün de farklılıkların ahenk içindeki ortak tada katkı sağlamaları çerçevesinde birlikte yaşamanın gereği olarak sevinç ve tasayı, muhabbet ve meşakkati paylaşmaya devam etmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Seyyid-i Şüheda İmam Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle anıyor, onların İmam Zeynelabidin ile süren aziz hatırasını yad ediyor, Ehl-i Beyt-i Mustafa'yı saygıyla selamlıyor; asırlardan beri Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisi etrafında kenetlenen milletimizin barış, huzur, güven, karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde yaşamasını Cenab-ı Mevla'dan niyaz ediyorum" dedi.