Müslüman’ın en büyük özelliklerinden biriside israf etmemeyi gözetmesidir. Ancak günümüze bakıldığında, hemen hemen her alanda israf söz konusu. Fazla yemek, fazla giyecek, fazla eşya, lüks kullanıma bağlı tüketim. Özellikle de bir daha geri gelmeyeceğini bilsek bile zamanı israf ediyoruz. Müftü Yazıcı israf konusuyla ilgili yaptığı açıklamada, israfın haram olduğunu hatırlatarak, özellikle dikkatli olunması gerektiğine vurgu yaptı.
Yazıcı, “Dinimizin haram saydığı hususlardan birisi de israftır. Yüce rabbimiz israfla ilgili olarak, ‘Yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz’ diye buyurmaktadır. Bir başka ayeti kerimede de, ‘İsraf edenlerin şeytanın kardeşi olduğunu’ ifade etmiştir ayette. Bu 2 ayeti kerimenin bize anlatmak istediği mana üzerinde düşündüğümüzde, aklımıza gelen, israfın uygun olmadığıdır ve genelde israf olarak algılanan yeme, içme, giyim ve kuşamdan başka; fazla gösterişe kaçma, fazla harcama yapma gibi hususları önümüze çıkmaktadır. Biz genel manada bunun anlar ve algılarız. Fakat israf sadece yeme, içme, giyim ve kuşam hususları olmayıp bunun dışında da israfın varlığı görünür. Bunlardan bir tanesi, özellikle zaman israfıdır. Günümüzde, bilhassa gençlik çağında, çocukluk döneminde bu zamanlarını israf etmiş olmalarıdır. Hatta mal israfından fazla önemsenmesi gereken bir husustur. Çünkü israf ettiğimiz malı geriye kazanmamız mümkün olmakla beraber harcadığımız zamanı geriye kazanma durumu yoktur. Ayrıca toplumda örf, adet ve geleneklere bağlı olarak lüzumsuz yapılan her türlü harcamanın da israf içinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle yöremizde, düğünlere de yapılan israfı bir konu içersinde detayla şekilde anlatmaya ve anlamaya ihtiyaç vardır. Nişanlık döneminde itibaren başlayan yöremizde, hamam takımı dediğimiz takımın içersinde, ömür boyu kullanmadığımız bazı malzemelerin alınması, düğünlerde uzun uzun konvoylarda insanların sadece arabaya binerek takip edip evlenen çiftlere hiçbir fayda sağlamayarak, bu şekilde bir israfa gidilmesi, bizim israf konusunu anlamadığımızı açıkça ortaya koymaktadır. Bunlar dışında da ısınmadan tutun binaların çok büyük yapılması. Bize yetebilecek alandan fazlasını alarak hem başkasının alanını daraltmış hem de kullanılmayacak bir alan oluşturarak israf etmiş oluyoruz. Hem bu büyük alanın doldurulması, içinin eşyasının bulunması ek masraf/israf olmaktadır. Konumuzu özetlersek, İsraf sadece yeme, içme, giyim ve kuşamda değil, toplumun her kesim, alanında bulunabilmektedir. Özellikle zamanda vardır. Bu alanlarda, israf hususuna kesinlikle dikkat edilmeli, kaçınılmalıdır. Peygamber efendimizin sözü olan; iki günü birbirine eşit olan ziyandadır. Bu günden daha ileriye gitmemiz gerekiyor, geriye değil.” diye konuştu.