“5. Uluslararası Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın Sempozyumu”nda konuşan Canik Belediye Başkanı Osman Genç, “Dubai aynı elektronik bir buzdolabına benzer. Buzdolabını fişten çektiğiniz zaman içindekilerin çürüdüğünü görürsünüz” dedi.
Canik Belediyesi, Polis Akademisi Başkanlığı ve History Studies Dergisi tarafından düzenlenen “5. Uluslararası Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın Sempozyumu” başladı. Yabancı ülkelerden akademisyenlerin de katıldığı ve üç gün sürecek sempozyumda, şehir ve kadın konusu masaya yatırıldı. Canik Kültür Merkezi’nde (CKM) düzenlenen sempozyuma Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Osman Köse, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Osman Köse, sempozyumun 3 gün boyunca CKM’de 4 ayrı salonda yapılacağını belirterek, yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi.
ŞEHİRLER HALEN 17. VE 18. YÜZYILIN KAFASI İLE YÖNETİLİYOR
Bilginin iktidar olduğu bir çağda yaşadıklarını ifade eden Canik Belediye Başkanı Osman Genç, “21. yüzyılın şehirlerin yarıştığı bu yüzyılda şehirleri doğru yönetirseniz, bilgi ile şehirleri buluşturursanız geleceğe emin adımlarla yürürsünüz. Aksi takdirde dünya şehirleri arasında yer alamadığınız gibi kendi ülkenizin şehirleri arasında hak ettiğiniz şeyi yakalayamazsınız. Üçüncü bin yılın anlayışı sadece şehirlerin şehir plancıları ile planlandığı şehirlerde insanların mutlu olamayacağını hepimiz bilmek zorundayız. Çünkü bu yüzyılda sadece şehirlerin mekansal bir planlama ile planladıklarını görüyoruz. Ama unutmayalım ki sosyolojik planı yapmayan hiçbir şehirde hiçbir kadını ve insanı mutlu edemezsiniz. Sosyolojik plan hepimizin bildiği gibi insanın ihtiyaçlarına göre şehri düşünmektir. Bugüne kadar ne yazıktır ki geçtiğimiz yüzyıl içerisinde hiçbir şehrimiz sosyolojik plana göre planlanmamıştır. Halen 17. ve 18. yüzyılın kafası ile şehirlerin yönetildiğini görmekteyiz” şeklinde konuştu.
“DUBAİ ELEKTRONİK BUZDOLABINA BENZİYOR”
Şehirlerinde insanlar gibi olduğunu belirten Başkan Genç, “Şehrin estetiği mimarisidir, insanın estetiği ahlakıdır. İnsanın ahlakı ile şehrin estetiği birleştiğinde o şehrin ruhu ortaya çıkar. Dolayısıyla yaşadığımız şehirlerin sadece betondan, topraktan ve çamurdan oluşmadığını, onların yaşayan birer varlık olduğunu unutmamak gerekiyor. Tıpkı insanlar gibi, insanlar gibidir şehirler. İnsanlar ölür ama şehirler ölmez. Şehirler yaşamaya devam eder. Şehirlerin doktorları ise belediye başkanlarıdır. Türkiye’nin en büyük problemi hafızasız şehirler oluşturduk. Geçmiş tarihlerini yok sayarak yeniden şehir inşa etmeye kalktık. Bunun adı da kenttir. Samsun bir şehirdir, İstanbul bir şehirdir, Erzurum bir şehirdir ama Dubai bir şehir değildir, kenttir. Doğal yerlerde kurulan yerleşimler şehirdir. Zorunlu ve ihtiyaç üzerine kurulan şehir diye adlandırılan yerler kenttir. Dubai aynı elektronik bir buzdolabına benzer. Buzdolabını fişten çektiğiniz zaman içindekilerin çürüdüğünü görürsünüz. Elektrik yoksa dolabın içindekilerin yaşama şansı yok. Bu şehrin bin yıllık tarihi var, yaşanmışlıkları var. Ama Dubai’nin yaşanmışlıkları yoktur. Onun için şehirlerin hafızalarını güncellemek gerekiyor” diye konuştu.Konuşmaların ardından sempozyumun ilk oturumu yapıldı.