SAMET ÖZÜNAL(GHA) – Erzurum’da hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve kar yağışının gecikmesinin, tarımsal üretim açısından herhangi bir sıkıntı doğurmayacağı bildirildi.
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taşkın Öztaş, Erzurum’da hissedilebilir derecedeki yağış ölçütleri değişimleriyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.
//İKLİM GÖSTERGELERİNDE DALGALANMA
Bölgede son yıllarda iklimsel parametrelerde uzun yıllar ortalama değerlerin dışında dalgalanmalar meydana geldiğini anımsatan Öztaş, bu durumun iyi analiz edilmesi gerektiğini kaydetti. Yağışın, tarımsal üretimin en önemli gereksinimlerinden birisi olduğunu ve yıllık yağış miktarının da, şekli ve yıl içerisindeki dağılımıyla bu bağlamda büyük bir önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Taşkın Öztaş, iklimsel dalgalanmalarla yağışların miktar ve şekillerinin, söz konusu sebepten dolayı tarımsal üretim üzerinde bir takım etkiler meydana getireceğini dile getirdi. Erzurum’un bakımdan şanslı lokasyonlar arasında bulunduğuna dikkati çeken Öztaş, “Erzurum, aslında bu değişimde şanslı lokasyonlar arasında yer almaktadır. Yıllık yağış miktarının ortalama 450 mm olduğu Erzurum’da, belki toplam yağış miktarında ciddi bir farklılık görülmese bile kar yağışlarının az da olsa azaldığı bir gerçektir. Yağmur dağılımlarının daha uzun bir periyoda yayıldığı ilimizde, en önemlisi yaz aylarında uzun süreli kuraklık ve kış aylarında ise, ardışık soğuk günlerin sayısının da azaldığı görülmektedir.” diye konuştu.
//YAĞIŞ ÖLÇÜTLERİ DEĞİŞİMİ
İklimsel verilerin kısa periyotlardaki değişiminin, bu hususta sağlıklı bir yorum yapma şansını azalttığını vurgulayan Prof. Dr. Taşkın Öztaş, “Yine de hissedilebilir derecedeki yağış ölçütleri değişimlerinin ve toprak sıcaklık parametrelerinin, ilimiz için tarımsal açıdan olumlu bir gelişme olduğu, toprak oluşum hızı, organik maddenin mineralizasyonu, topraktaki mikrobiyal faaliyetlerin artması ve agronomik özelliklerin bitkisel üretim lehine iyileşmesi şeklinde düşünülebilir. Önemli olan elbette topraktaki nemin yetersiz konuma düşmemesidir. Bunun da sadece kar yağışlarıyla olması gerekmez. İlkbahar ve güz döneminde düşen yağışlar bu eksiği giderebilir. Ancak toprak üzerinde kar örtüsünün olmadığı veya yetersiz kaldığı durumlarda, kışın toprak tabakasının daha derine kadar donması, bahsettiğimiz olumlu özelliklerin etkisiz kalması anlamına gelebilir. Sonuç olarak, yağışların yeterli miktarda düşmesi ve ortalama toprak sıcaklığının artması, olumlu bir gelişmedir. Ancak kar yağışlarının da, belli bir dönemde ve yeterli miktarda düşmesi tarımsal açıdan önemlidir.” ifadelerini kullandı.
Karın sonuçta toprağın örtüsü olduğunu, onu koruduğunu ve sıcaklığını düzenleyerek, yapısal özelliklerini koruduğunu anlatan Taşkın Öztaş, Erzurum’da zaten her yıl bu dengeyi tesis edebilecek düzeyde kar yağışı meydana geldiğini sözlerine ekledi.