Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika’nın 5 bin TIR’ın dışında 2 bin civarında uçakla silah ve mühimmatı da Afrin’e yerleştirdiğini belirterek, “Biz bütün bunları kaydettik. Bunların takipçisi olarak durdur, durduk, durduk. Bir gece ansızın vurduk. Ama işimiz çok. Daha yapacağımız çok şey var. Bütün mesele, Afrin’i gerçek sahiplerine teslim etmek” dedi.
Bursa’da AK Parti İl Kadın Kolları kongresinde konuşan Erdoğan, 15 Temmuz gazilerinin de Afrin’e gitmek istediklerini ifade ederek, “Ne oldu Cerablusta? Ne oldu Errai, Elbab’da? Bize yanlış yapmayın dedik. Bizim sınırlarımıza saldırmayın. Bizi taciz etmeyin. Eğer böyle yapacak olursanız, çok daha fazla dayanamayız. Bunu sayın Obama’ya da söyledim. Obama’ya söylediğim zaman, bizim bir zeytinlik projemiz vardı. Ne yazık ki beklediğimiz cevabı almadık. Şimdi 15 Temmuz gazileri, bana haber gönderiyor. (Cumhurbaşkanım bize müsaade etsin, biz de Afrin’e gidelim) diyorlar. Değerli kardeşlerim, ne dedik? 15 gündür ne dedik? Bir gece ansızın gelebiliriz dedik. Bu arada maalesef müttefikimiz olan bazı ülkeler, biz terör örgütüne silah yardımı yapmadık diyorlar. Ama biz terör örgütüne silah yardımı yaptıklarını tüm kayıtlarıyla beraber biliyoruz, görüyoruz, görüntülüyoruz. Kimi aldatıyorsunuz ya, bunların hepsi bilinen gerçekler. Şimdi 5 bin TIR’ın dışında 2 bin civarında uçakla gelen silah ve mühimmat var. Bütün bunlarla beraber, terör örgütü desteklendi. PKK, PYD YPG desteklendi, bir kısmı Afrin’e yerleştirildi. 2 bin kilometrekarelik alanın güneyinden. Biz bütün bunların takipçisi olarak durduk, durduk, durduk. Bir gece ansızın vurduk. Ama işimiz çok. İşimiz çok. Daha yapacağımız çok şey var. Dün akşam hava harekatıyla gereken adımlar atıldı. Ardından kara harekatı başladı. Şu anda da kara harekatı devam ediyor. Bütün mesele şu; Afrin yüzde 55’i ile Arapların, yüzde 35 sonradan yerleştirilmiş Kürtler var. Yüzde 6-7 civarında Türkmenler var. Bütün mesele, Afrin’i gerçek sahiplerine teslim etmek. Bizim hedefimiz şu; 3,5 milyon Suriyeli bizim topraklarımızda var. Bizim topraklarımızdaki Suriyeli kardeşlerimizi kendi topraklarına bir an önce göndermek”dedi.
“Bunların işini bitireceğiz”
Bölücü terör örgütüne karşı adımları kararlı şekilde attıklarını anlatan Erdoğan, “Bu PKK, PYD, YPG; evvelallah ülkemizde bunların hiçbir tanesi kalmayıncaya dek bunların işini bitireceğiz. Suriye tarafından gelmek isteyenler de bunun bedelini çok ağır öderler. Emin olun, bunlar bu operasyonlardan sonra karşımıza çıkacak cesareti de bulamayacaklar. Sadece uzaktan atıp tutarak, bizim arkamızda Amerika var, bize silahları gönderiyor diyerek, siz Türkiye ile Türk milleti ile baş edemezsiniz bunu böyle bilesiniz. Çıkmış HDP’nin, çıkmış KCK’nın terör örgütü temsilcileri, Kürt vatandaşlarımı meydanlara çağırıyor. Şu ana kadar meydanlara çıkanlar olmadı. Kongreleri vardı, pek katılan olmadı. Buradan söylüyorum, sakın ha bu çağrıya uyup da meydanlara çıkma yanlışına düşenler olursa bedelini çok ağır öderler. Zira bu bir milli mücadeledir. Burada karşımıza kim çıkarsa çıksın ezer geçeriz. Buradan taviz yok. Burada en ufak esneklik yok. Gereği neyse bunu yaparız. Burada, ana muhalefetin başındaki zat onlara destek veriyor diye bu dolduruşa gelirlerse yine aldanırlar. Kan dökülmesini istemiyoruz diyor. Sen ne diyorsun? Böyle bir süreç başladığı zaman, burada şehadet de, gazi de olur, burada kan da olur” dedi.
“İçimizdeki mankurtlarla da uğraşıyoruz”
"İftiralarla ülkemiz ve milletimize saldıran mankurtlarla da uğraşıyoruz"
Ana muhalefete yüklenen Erdoğan, “Maalesef ana muhalefetin başındaki zat, bildiğiniz gibi, İstanbul'a yeni bir il başkanı seçti. Düşmanlarımızın diliyle konuşan, iftiralar üzerinden ülkemize ve milletimize saldıran içimizdeki mankurtlarla da uğraşmak zorunda kalıyoruz. Dünyada milletinin değerlerine bu kadar yabancı, ülkesinin tarihine bu derece husumet besleyen başka bir ana muhalefet var mıdır bilmiyorum. Bunları gören milletimizin takdirini seçimlerde en güzel şekilde ortaya koyacağına inanıyorum. Zira ben CHP'nin içerisinde yerli ve milli olan kardeşlerimizin de olduğuna inanıyorum. Ben onları bu saflara davet ediyorum. Gelsinler, yerli ve milli olarak beraber yürüyelim diyorum. Yaklaşık 1 asırdır kendi içimize kapanmış olmamızın bin yıllık sorumlulukları ortadan kaldırmadığını son 15 yılda gördük. Biz geçmişimizden ve iddialarımızdan uzak duruyoruz diye kimse emellerinden vazgeçmiyor. Toprak bütünlüğümüze. milli birliğimize yönelik saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Gönül coğrafyamızın her köşesinden yükselen feryatlar tıkalı kulaklarca duyulur hale geldi. Kuzey Kıbrıs’ta bir pespaye gazete ahlaksızca bugün bir başlık atmış. Ben kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’indeki kardeşlerimi tavır olmaya davet ediyorum. Türk ordusunun Kıbrıs'tan sonra yeni bir işgal yaptığını söylüyor. Bu ne ahlaksızlık, edepsizliktir. Dolayısıyla ben Kuzey Kıbrıslı kardeşlerime özellikle böyle bir duruşu sergilemek suretiyle gereken cevabı Kuzey Kıbrıs’ta onlara vermeleri lazım. Son çeyrek yüzyıla bakınca dün Bosna'da, Irak'ta, Filistin'de, bugün Suriye'de yaşanan katliamlar çıkıyor. Yarın ne acılar ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Kendimizi, bölgemizde yaşanan hadiselerden soyutlama, yaşanan gelişmelerden onların dışında kalma gibi bir lüksümüz yoktur. Türkiye'nin şurada ne işi var diyenler bu ülkenin gerçeklerinden habersiz olanlardır. Türkiye oralarda olmak zorundadır Bay Kemal! Türkiye, bekası için yılanın başını ezmek mecburiyetindedir Bay Kemal! Hem kendimiz, hem de umudunu bize bağlamış kardeşlerimiz için her yerde varlık göstereceğiz. Afrika’daki çocuklar dua ediyorlardı. Duanın yanında da bu zeytinlik operasyonuyla alakalı bir pankart da asmışlar. Dua ediyorlardı. Aman ya Rabbim!”diye konuştu.
“Terör örgütleri kirli senaryoların figüranlarıdır”
Terör örgütlerinin büyük oyunun piyonları ve figüranları olduğunun altını çizen Erdoğan, “FETÖ demek; PKK demek. Sadece Kandil ve Avrupa’daki hainler sürüsü değil. Deaş demek; tek vasıfları sözde Müslüman olan ve görevleri kan dökmek olan bir güruh değildir. DHKPC demek; belirli meşrebe mensup insanlarımızı istismar ederek teröristçilik oynayan grup değildir. Terör örgütlerinin hepsi çok daha büyük bir oyunun piyonlarıdır. Bunlar sadece ve sadece kirli senaryolara figüranlık yapan örgütlerdir. Ne zaman kendimiz ve kardeşlerimizle ilgili bir konuda atılıma girişsek hemen karşımıza bu piyonlardan biri dikiliyor. Hamdolsun, Kudüs meselesinde Türkiye olarak adım attık ve Amerika’nın yanında 8 tane ülke yer aldı. Onlar da ülke değil, Bursa’nın kasabaları gibi. Hamdolsun, biz de 128 ülke ile bir arada olduk. Bununla kalmayıp çalışacağız. Kudüs Müslümanların ilk kıblesidir. Hıristiyanların da mabetleri var. Türkiye’nin takındığı tavır İslam ve Hıristiyan dünyasında ilgi uyandırmıştır. Papa ile konuştum. Ayın beşinde Vatikan’da olacağım. Kendisini ziyaret edeceğim. Bu işin ikinci etabını konuşacağız. Bana ziyaret yapmışlardı. Ben de devlet ziyaretini iade-i ziyaret olarak bu vesileyle gerçekleştireceğim. Gezi olaylarıyla sokakların da hareketlendirilmesi bu yüzdendir. Suriye’de inisiyatif alırken, FETÖnün seri darbe girişimleriyle, PKK’nın çukur eylemleriyle, Deaş’ın saldırılarıyla kendimizi bambaşka bir ilkimde bulduk. Siyaset, diplomasi, ekonomide ne zaman hamle yapsak hep engeller çıktı” diyerek Türkiye üzerinde oynanan oyunları anlattı.
Buna rağmen büyük Türkiye hedefinden vazgeçmediklerini söyleyen Erdoğan, “Hedeflerimizden vazgeçmedik. Adım adım ilerlemeye devam ettik. Zaman kaybettik. Hedefimiz 2023 yılında 2 trilyon dolar milli gelire ulaşmaktır. Henüz 1 trilyon doları ancak yakalayabilmiş durumdayız. Geç olacak. Ama er veya geç olacak. Hiç endişe etmeyin. Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelecek. Küresel adaletsizlik girişimlerinden netice alacağız. Diğer ülkelerdeki yöntemlerle bizi durduracaklarını sananlar hüsrana uğramaya mahkumdur. Zira biz Türkiye’yiz. Arkasında yüzlerce milyon kardeşinin duası ve desteği olan koskoca bir milletiz. Çünkü biz nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi bilen bir devletiz.Cumhuriyetimizin geçmişi 95 yıllık olabilir. Ama devletimizin mazisi binlerce yıllıktır. Bu milleti tarih sahnesinden silmeye, ne idüğü belirsiz birkaç çapulcunun gücü ve ağa babalarının gücü yetmedi, yetmeyecektir. Biz bu coğrafyada Allah’ın izniyle daha binlerce yıl yaşamaya devam edeceğiz. Terör örgütlerinin ne olacakları belli değil. Bu söylediklerini en iyi tarih boyunca kurucu şehir olan Bursa’nın anlayacağını biliyorum. Rabbim bölgemizde ve dünyanın dört yanında yüreği bizimle çarpan kardeşlerimizin duaları gözyaşları ve umutları hürmetine bizim önümüzü açsın yar ve yardımcımız olsun. Büyük davalar, büyük gayretler ve büyük fedakârlıklar ister. Biz 16 yıl önce büyük davaya talip olarak büyük imtihanla yüzleştiğimizi bilerek bu yola çıktık. 2019 bu süreçte kritik bir dönemeçtir. Bu durumun farkında olan sadece biz değiliz. Ülkemizin ayağına çelme takmak isteyenler de bunun ehemmiyetini gayet iyi biliyorlar. Bu süreci çok dikkatli yönetmek mecburiyetindeyiz. Ortaya koyacağımız kararlılık görüntüsü tüm Türkiye’ye örnek olacaktır. Biz Bursa’da 2019 Martta aynen yolumuza devam edeceğiz. Bunun için kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Çalmadık kapı bırakmayacağız” şeklinde konuştu.
Cezayir Türküsü ile örnek verdi
Bursalılara desteklerinden dolayı teşekkür eden Erdoğan şu görüşlere de yer verdi: “Ülkemizin pek çok yeri gibi Bursa’mızda da özellikle düğünlerde sıkça söylenen bir Cezayir türküsü vardır. Bizi geçmişimizden, tarihimizden, ecdadımızdan kopartmaya çalışanlar sebebiyle gençlerin çoğu bu türkülerin anlamını bilmez. Aslında bir ağıt olan bu türkünün oyun havası niyetine çalınıp söylendiği yerler de bulunuyor. Bu türkü Barbaros Hayrettin Paşa tarafından Osmanlı’ya bağlanan Kuzey Afrika topraklarının Avrupalılarca işgal ve askerlerimizin maruz kaldığı katliamları anlatıyor”
Bu türkünün tarihe ışık tuttuğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçtiğimiz 200 yılda kademe kademe yaşadığımız bu türkü bugüne ışık tutuyor. Bir nereden çekilmek zorunda kalmış, nereyi boşaltmışsak, orası zulme, baskıya, bitip tükenmek bilmeyen istikrarsızlık çatışmalar gark olmuştur. Kuzey Afrika, Balkanlar, Ortadoğu’da nereye baksanız bu gerçeği görürsünüz. Tarihinde sömürgecilik gibi insanlık suçu olmayan ecdadımız, bu bölgeleri sadece imar etmiş, güven ve huzurun teminatı olmuştur. Birileri hep sözüm ona soykırım diye bizi suçluyor ya, son asrın en büyük soykırımına Türk milleti maruz kalmıştır. Balkanlar’dan çekilirken verdiğimiz sivil kayıpların sayısı 2 milyonun üzerinde. Kafkasya’da en az bu kadar kayıp söz konusu. Birinci Dünya Savaşında yiğitler için yakılan ağıtlar bugün de yüreğimizi dağlıyor. Nesilden nesile aktarılıyor. Hani şu dillerden düşürülmeyen Ermeni katliamlarında kaybettiğimiz insan sayısı, soykırım diye bahsedilenden kat be kat fazladır. Biz tevekkül sahibi bir millet olarak acımıza kalbimize gömdüğümüz, bunun istismarını yapmadığımız için tam tersi iddialara muhatap oluyoruz. Hem suçlu, hem güçlü dedikleri türden bir saldırı ile karşılaşacağımız daha çok anlaşılıyor Allah’ın izniyle hepsine verecek cevabımız vardır. Yıllardır Ermeni iddialarını dile getirenler Bu siyasetin değil, tarihin konusudur. Varsa arşiviniz açın, biz de açalım, bizim sadece şu anda Genelkurmay arşivimizde 1 milyon 700 bin belge var. 1 milyonu açılmış, incelenmiştir. Bugüne kadar bu teklifimizi kabul eden çıkmadı. Diğer iddialar konusunda da aynısını yapacağız. Emin olun karşımıza çıkacak cesaretleri yok”.