Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında Türkiye Cumhuriyetine “geçmiş olsun” dileklerinde bulunan Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu “Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyoruz. Milli birlik ve beraberliğimiz için dayanışmamızı bir kez daha vurguluyoruz” dedi. “15 Temmuz’da, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sızmış hain FETÖ mensuplarının işgal girişimi 79 milyon vatandaşımızın tek vücut olmasıyla püskürtülmüştür” ifadelerini kullanan Feyzioğlu, 15 Temmuz’u takip eden süreçte yaptığı bir değerlendirmede “Kalkışmanın taktik hedefi Cumhurbaşkanımız, stratejik hedefi ise Türkiye Cumhuriyeti’dir” dediğini hatırlattı. Feyzioğlu “Zaman içerisinde elde edilen veriler bu tespitimizi doğrulamıştır. Türkiye Cumhuriyeti o gece bir büyük felaketin, muhtemel iç savaşın eşiğinden dönmüştür. Ancak sizin de işaret ettiğiniz gibi tehlike geçmemiştir. FETÖ adlı hain örgüt sadece bir araçtır. Bu örgütün arkasındaki güçler, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya, jeopolitik konumu ve bu bölgede yaşanan büyük menfaat çatışmaları olduğu gibi durmaktadır. İşgale karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin arkasında saf tutmak hepimizin asli görevidir. Bu çerçevede; Türkiye Barolar Birliği ve istisnasız 79 baro, 15 Temmuz gecesi henüz Ankara ve İstanbul’da çatışmalar devam ederken demokrasiden yana tavrımızı ortaya koyduk. Sizin ve Sayın Başbakan’ın açıklamaları televizyondan dinlediğimizde yüreğimiz ferahladı, bu girişimin püskürtüleceğine inancımız arttı” dedi.
TBB Başkanı sıfatıyla çok sayıda yabancı televizyon, radyo ve gazeteye mülakat vererek işin esasını anlattığını kaydeden Feyzioğlu “İlişkide olduğumuz 72 uluslararası meslek örgütüne olayın aslını açıklayan bir yazı gönderdik. O günden bu güne; Adalet Bakanımız ve bürokratlarıyla yakın ilişki içerisinde çalışmalarımızı sürdürdük ve sürdürmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda Adalet Bakanlığı’yla TBB’nin oluşturduğu koordinasyon kurulu, soruşturmalarda yaşanan aksaklıkları gidermek için önemli mesai sarf etmektedir. Altmışın üzerinde baromuzla birlikte Gazi Meclisimizi ziyaret ettik, Meclis Başkanımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunduk, kendilerinin talebi üzerine Genel Kurul’u selamladık” dedi.
“Biz avukatlar savunma görevimizi layıkıyla yapacağız"
FETÖ’nün en çok istediğinin suçlunun suçsuzdan ayrılmaması olduğunu, böylece gerçek FETÖ mensuplarının orta vadede mağdur konumuna yükselip, özellikle uluslararası kamuoyunda itibar kazanması olduğunun altını çizen Feyzioğlu “Bunu önlemenin yolu; sizin, Sayın Başbakanın ve Sayın Adalet Bakanının da sıklıkla ifade ettiği üzere, devletimizin eylem ve işlemlerinde hukuka uygun davranıyor olmasıdır. Buna göre, adil yargılanma, savunma, avukatın yardımından yararlanma, suçsuzluk karinesi, haksız yere lekelenmeme haklarına ve hak arama özgürlüğüne hem vatandaşlarımızın menfaati hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin üstün menfaati gereği azami saygı gösterilmesinde fayda vardır. Bu hakların ihlali öncelikle FETÖ’ye ve onunla işbirliği içinde olduğunu çeşitli vesilelerle gördüğümüz bölücü örgüte yarayacaktır. Biz avukatların savunma görevimizi layıkıyla yapması, suçlunun suçsuzdan ayrılmasını sağlayacaktır. Öte yandan, uluslararası kamuoyuna FETÖ’yü ve FETÖ’ye karşı yürütülen haklı mücadeleyi anlatma yükümlülüğümüz vardır. Bu amaçla sizin talimatınızla bir çalışma grubu oluşturulacak ise burada en etkin şekilde yer almaya ve tüm dünyaya Türkiye’de olanları ve meşru savunmamızı en önde anlatmaya talibiz. Bu noktada Türkiye Barolar Birliği olarak 18-23 Eylül 2016 tarihlerinde katılacağımız ABD’nin başkentinde Uluslararası Barolar Birliği Genel Kurulu Toplantısına katılacağız. İki buçuk milyon avukatı temsil eden bu uluslararası örgütün toplantısı vesilesiyle dünyanın önde gelen barolar birliği başkanlarıyla, ABD yüksek hakimleriyle, senatör ve temsilciler meclisi üyeleriyle görüşmeler yapma imkanı bulacağız. Adalet Bakanımıza ve Dışişleri Bakanımıza verdikleri destek için teşekkür ediyor, sizin de desteğinizle büyük bir başarı sağlayacağımızı ve haklı mücadelemizi en etkin şekilde anlatabileceğimize inanıyorum. 79 milyon vatandaşımızı kucaklaştırmanın tek yolu, adalet paydasında buluşmaktır. Hukukun üstünlüğüne güven sağlandığında, etnik kökeni, mezhebi, dini, dili, inancı ne olursa olsun vatandaşlarımız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla hem gurur hem güven duyacaklardır. Böylece ülkemizi bölmek, bizi birbirimize kırdırmak isteyen sinsi yapıların planları da sonsuza dek boşa çıkmış olacaktır. 15 Temmuz sonrasının Kuvayi Milliye ruhunun ve yapıcı ortamının bir daha bozulmamak üzere sürdürülmesini ve tüm toplumsal ilişkilere hakim kılınmasını diliyoruz” diye konuştu