Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rıza Sarraf davasını işaret ederek, "Bu dava Amerikan iç siyasetinde malzeme olarak da algılanıyor. Bu fotoğraf bize şunu anlatıyor, ortada FETÖ’nün ve anamuhalefetin güdümündeki birtakım çevrelerin iddia ettiği gibi bir yolsuzluk soruşturması, davası yoktur. Amerika'daki davanın özünde de böyle bir iddia söz konusu değildir, zaten de olmaz" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Rıza Sarraf davasına ilişkin, "Bu davanın Amerikan kamuoyundaki yansımalarına baktığımızda ise bambaşka yansımalarıyla karşılaşıyoruz. Bir başka ifadeyle bu dava Amerikan iç siyasetinde malzeme olarak da algılanıyor. Bu fotoğraf bize şunu anlatıyor, ortada FETÖ’nün ve anamuhalefetin güdümündeki birtakım çevrelerin iddia ettiği gibi bir yolsuzluk soruşturması, davası yoktur. Amerika'daki davanın özünde de böyle bir iddia söz konusu değildir, zaten de olmaz. Nasıl 17-25 Aralık’ta yolsuzluk görüntüsü altında, ülkemizdeki anayasal düzeni emniyet, yargı darbesiyle yıkma çabası varsa Amerika’daki davada da aynı amacı uluslararası alanda gerçekleştirme niyeti vardır. Davanın iddianamesindeki komplo iddiası doğrudur ama bu komplo Amerika’ya değil Türkiye’ye karşı kurulmuş bir komplodur. Buradan Amerika’ya sesleniyorum, hala 15 Temmuz FETÖ darbe girişimini anlayamadınız mı, anlamayacak mısınız? Şu anda Türkiye’nin yargısı başta FETÖ olmak üzere bunların bütün suçlarını yargılayıp ağırlaştırılmış müebbet hapse, müebbet hapse mahkum ederken, bunların ciddi bir kısmı Amerika’ya ve Batı’ya kaçmışken siz hala neyi gizlemeye çalışıyorsunuz? Ayrıca hiç kimsenin Türkiye gibi bir ülkeyi Amerikan iç siyasetindeki çekişmelerin, Amerika’nın bölgemizdeki politikalarına ilişkin görüş ayrılıklarının malzemesi haline getirmeye de hakkı yoktur" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Geçtiğimiz günlerde ülkemize sığınan ve bu sığınmayla beraber de YPG yöneticisi, Suriye’de Amerika'nın bu terör örgütünü korumak için, kollamak büyütmek için neler yaptığını hiçbir inkara meydan vermeyecek açıklıkla anlatmıştır. Sırf Türkiye’nin operasyonlarına engel olmak için bu teröristlerin ve silah gücünü Amerikalı personelin koruması altına alan bir müttefikin müttefikliğini biz nasıl kabul edeceğiz, böyle müttefiklik olur mu? DEAŞ bahanesiyle yürütülen sinsi oyunun gizlenecek tarafı kalmamıştır. Bizi kimse DEAŞ’la mücadele konusunda ahkam kesmeye kalkmasın çünkü Türkiye DEAŞ’la fiilen savaşan tek NATO ülkesidir."
"Biz, terör örgütünün uzantılarını mutlaka imha edeceğiz"
Erdoğan, "Buradan bir şey açıklıyorum, Rakka operasyonundaki DEAŞ militanlarının sürüleceği yer neresi biliyor musunuz? Mısır ve Sana Çölü. Orada onlar istihdam edilecekler. Masaya oturunca, lafa gelince hassasiyetlerinize saygı duyuyoruz. Biz, terör örgütünün uzantılarını mutlaka imha edeceğiz. ‘Yaptırımları ihlal ettiği’ iddiasıyla bizi Amerika’da çarmıha germeye çalışanların burnumuzun dibinde terör devleti kurma girişimini herhalde eli kolu bağlı seyredecek değiliz. Teröriste hangi ismin verildiği, hangi üniformanın giydirildiğinin bizim için bir önemi kalmamıştır. Milletimizin bağımsızlığı söz konusu olduğunda bizim için de her şey teferruattır. Sakın ha ‘YPG, PKK’ demeyin ne deyin SDG deyin, yutarlar. Biz, Özgür Suriye Ordusu’nu ey Amerika sizlerle beraber kurduk. O zaman SDG diye bir şey yoktu. Politika arenasında her türlü riyakarlığı sergileyenlere daha fazla tahammül etmek zorunda değiliz. Bundan sonra sahada kimin ne yaptığına bakacak ona göre hareket edeceğiz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’i başkenti olarak tanıyacağı yönündeki iddialara sert çıkarak, "Sayın Trump Müslümanların kırmızı çizgisidir. Filistin halkının yaraları kanamaya devam ederken, her gün hak ihlalleri sürerken İsrail’e destek mahiyetinde böyle bir kararın alınması sadece uluslararası hukukun değil, aynı zamanda insanlık vicdanına vurulmuş ağır bir darbedir. Bu konunun sonuna kadar takipçisiyiz. Eğer böyle bir adım atılacak olursa 5-10 gün içerisinde İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesini İstanbul’da toplayacağız. Sadece bununla da kalmayacağız. Bu liderler zirvesiyle birlikte, tüm İslam dünyasını o zirvede hareketlendireceğiz. Amerika bütün işleri bitirdi de şimdi de bu mu kaldı? Şu anda Netanyahu İsrail’de kendi iç hesaplaşmalarını bitiremiyor. Biz, kesinlikle son ana kadar buradaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu, bizim diplomatik ilişkilerimizi İsrail’le koparmaya kadar gidebilir. Amerika'yı bölgedeki sorunları daha da derinleştirecek böyle bir adım atmaması konusunda buradan ikaz ediyoruz, böyle bir adım atamazsınız. Artık dünya bir bütündür. Bu bütünün içerisinde sizler ben istediğim gibi hareket ederim noktasında hareket ettiğinizde bölgede doğacak sıkıntıları göz ardı edemezsiniz" dedi.
"Kusura bakmasınlar adım adım her şeyi takip ediyoruz, biz de gereği neyse bunu yapacağız"
"Türkiye’nin Amerika’ya karşı bir günahı yoktur ama Amerika’nın bize karşı bir günahı olduğu artık anlaşılıyor" diyen Erdoğan, "Terör koridoru oluşturulduğunu görüyoruz, terör koridoru içerisinde kurulmak istenen güçler. Yaklaşık 2 binin üzerine 3 binin üzerine çıktı, bu tırlarla zırhlı taşıyıcılar, silah mühimmat bu bölgeye geldi. Bu silahlar bu bölgeye niye geldi? DEAŞ diye bir şey mi kaldı ortada? Kime karşı kullanacak? Irak’a karşı mı? Ya İran ya Türkiye sıkıysa Rusya. Ben doğruları söylemek zorundayım. Ben bunu Sayın Trump’ın kendisine de söyledim, verdikleri cevap da ‘bütün seri numaralarını belirledik, DEAŞ buradan gittikten sonra bu silahları alacağız’. Silahlar hala geliyor, üstlerin sayısı artıyor. Niye bu üstlerin sayısı artar? Neden? Kusura bakmasınlar adım adım her şeyi takip ediyoruz, biz de gereği neyse bunu yapacağız" şeklinde konuştu.
Erdoğan, "Şimdi buradan milletime soruyorum, bugün bize yapılan şantaja boyun eğip ülkemizin anahtarını bunların taşeronu olan FETÖ’ye ve CHP’ye mi teslim edelim? Yoksa her zaman olduğu gibi mücadele yolunu mu seçelim? Bunu her zaman milletime sordum, soracağım. Beşer planında biz bugüne kadar hiç eğilmedik, eğilmeyiz. Biz sadece ve sadece Rabbimizi huzurunda rükuda ve secdede eğildik. Milletin kurduğu ve milletle birlikte bugüne kadar gelen AK Parti’nin genel başkanı olarak bu sorunun cevabını gayet iyi biliyorum. Milletimiz bugüne kadar her zaman olduğu gibi bu şantaj karşısında da mücadele yolunu işaret edecektir" dedi.
Erdoğan'ın "Bilmiyorlar mı ki bu millet yola çıktığı zaman ‘Arkadaş, yurdumu alçaklara uğratma sakın, siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın'" açıklamasında bulunması üzerine partililer ayakta alkışladı.
Milletin tankların, helikopterlerin karşısına yürekleriyle çıktığını belirten Erdoğan, "Onları püskürttü. Şimdi onlar nerede? Bir kısmı cezaevlerinde, bir kısmı yurt dışında ama biz buradayız. Milletimiz yıllardır sandık başında bunların siyasi ayaklarına her zaman dersini verdi. 15 yıldır ülkemizin maruz kaldığı saldırılara eyvallah etmeyen milletimiz inşallah bu şantaj sirkini tertip edenlerin başına geçirecektir. Bu millet bugüne kadar kula kul olmadı, bundan sonra da kula kul olmayacak. Sadece ve sadece Allah’a kul olduk, Allah’a kul olmaya devam edeceğiz. Türkiye bunların hepsiyle siyasi, ekonomik ilişkiler kurar ama Türkiye bunların hepsinin üzerinde olan müstakil tarihi geçmişi, siyasi gücü, hesabı kitabı olan bir ülkedir. Anlaşılan o ki bizi bir kabile devleti gibi nevzuhur devlet olarak gibi görenlere bu gerçekleri zaman zaman hep birlikte anlatacağız. Hep birlikte anlatacağız. Kapı kapı dolaşarak anlatacağız" dedi.
Terörle mücadele konusunun dün partisinin Merkez Yürütme Kurulu toplantısında da ele alındığına işaret eden Erdoğan, "Bölücü örgütün, doğunun güdümündeki partinin zehir saçan dilini büyük ölçüde etkisini kaybettiği anlaşılıyor. Güvenlik güçlerimiz, bölücü örgütün silahlı unsurlarını birer birer ortadan kaldırıyor. Geçtiğimiz bir hafta içerisinde bin terörist etkisiz hale getirildi. Hep diyorum ya, ‘bunların inlerine gireceğiz’ dedim ya. Milletimizin huzuru için bu adımları attık, atacağız. Terör örgütünün emrine girmiş olmaları sebebiyle görevden alınan belediye başkanlarının yerine atanan kayyumlar önemli hizmetlere imza atıyorlar. Şimdi sıra bizde. Bu bölgede kardeşlerimizle en güçlü ilişkiyi kuracak olan bizleriz. Milletimizin gönlünü kazanarak bölgede hak ettiğimiz konuma gelmemiz gerekiyor. Bütün kardeşlerimizin kalbini kazanacak adımları süratle atmalıyız. Bakanlarımız, milletvekillerimizi teşkilatlarımızı seferber ederek 2019’a kadar milletimizle hemhal olacağız" diye konuştu.
Taşeron işçilerin durumu
Taşeron konusunda müjde veren Erdoğan, "Yaklaşık 900 bin çalışanımızı ilgilendiren ve kamuoyunda taşeron olarak bilinen alt işveren işçileriyle düzenleme konusundaki düzenlemeye değinmek istiyorum. Kamudaki 450 bin ile belediyeler ve il özel idarelerindeki 400 bin işçimiz çalıştıkları yerlerdeki belediye iktisadi teşekküllerinde istihdam edilecekler. 23 bin mevsimlik işçilerin en fazla 5 ay 29 gün olan çalışma sürelerini de 9 ay 29 güne kadar uzattık. Yine kamuda 4-C statüsünde çalışan kardeşlerimiz de 4-B statüsüne alınıyor. Böylece uzun zamandır tartışılan bu meseleyi kökten çözmüş oluyoruz, inşallah bu sorun ortadan kalkıyor. Taşeronlar tamamen ortadan kalkıyor, hepsi böyle işçi kadrosuyla görev alıyorlar" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında kendisine ‘Tayyip Dede’ diye seslenen küçük kıza, “Efendim. Bu arada torunlar çoğalıyor” diyerek cevap verdi.