''BEBEĞİM SAĞ OLSUN'' KAMPANYASI BAŞLADI
Sağlık Bakanlığı Ana- Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması (AÇSAP) Genel Müdürü Rıfat Köse, her anne ve bebek ölümünün birer hikayesi olduğunu ve bunların mutlaka engellenmesi gerektiğini belirterek, ''Kumasına inat 'ben de doğuracağım' diyen kadınlar var. Herkes üreme hakkına sahip ama bunu yaparken bilgili olmak lazım'' dedi.
Sağlık Bakanlığının Avrupa Birliği (AB) desteğinde, Üreme Sağlığı Programı kapsamında anne ve yeni doğan bebek ölümlerinin engellenmesi amacıyla Doğu ve Günaydoğu Anadolu bölgesi illerini içeren, 16 ilde yürüttüğü ''Bebeğim Sağ Olsun'' kampanyasının kapanış toplantısı Dedeman Oteli'nde yapıldı.
Köse, burada yaptığı konuşmada, anne ve bebek ölümlerinin bütün dünyada gelişmişlik göstergesi olduğunu belirterek, bunların çok basit tedbirlerle önlenebileceğini söyledi.
Anne ve bebeklerin sağlığının iyileştirilmesinin bütün toplumun sağlığının iyileştirilmesi anlamına geleceğini ifade eden Köse, bu nedenle üreme sağlığı programında anne ve bebek ölümlerinin en aza indirilmesini birinci sıraya aldıklarını bildirdi.
Kampanya sırasında gebelerin karşı karşıya bulundukları tehlikenin ve hekime ihtiyaçlarının farkında olmadıklarını gördüklerini anlatan Köse, ''Oysa ne doğum öncesi ve sonrasındaki ne de doğumla ilgili sağlık hizmetlerinden hiçbir ücret alınmıyor. Hatta kontrole gelmek için yol parası bulamayanlara bile para veriyoruz'' diye konuştu.
Herhangi bir sorun halinde müdahale şansı olduğu için doğumların hastanede yapılmasının önemine işaret eden Köse, bunların topluma mutlaka duyurulması gerektiğini söyledi.
Her anne ve bebek ölümünün birer hikayesi olduğunu, kampanya sırasında çok ilginç hikayelerle karşılaştıklarını belirten Köse, şunları kaydetti:
''Kumasına inat 'ben de doğuracağım' diyen kadınlar var. Herkes üreme hakkına sahip ama bunu yaparken bilgili olmak lazım. 'Bunu da doğursun karımı kuş sütüyle besleyeceğim' diyen erkekler var. Ölüm her yaşta gençtir. Ama bir annenin kaybedilmesi toplumsal bir olaydır. Geride ne yapacağını bilemeyen bir eş, çocuklar, kısacası dağılan bir aile söz konusu. Bu nedenle anne ve bebek ölümleri mutlaka engellenmelidir.''
BAZI BEBEKLER AĞLAYAMIYOR, BAZILARI KUCAK BULAMIYOR
Yeni doğum yapan bir anne için en güzel şeyin bebeğinin ağlamasını duymak olduğunu ifade eden kampanya sözcülerinden Zeynep Kamil Hastanesi kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Opr. Dr. Sadiye Aren ise ''Bazı bebekler doğduktan sonra ağlayamıyor, bazıları kucak bulamıyor. Bir hekim olarak kendimi en çaresiz hissettiğim anlar bu anlardır'' diye konuştu.
DOKTORLARDAN KORKMAYIN
Kampanyanın gönüllü destekçilerinden sanatçı Sibel Tüzün ise kendisinin de bir anne ve evlat olduğunu belirterek, anne olduktan sonra hayatında bazı değişiklikler yaşadığını anlattı.
Yılın 6 ayını bir köyde geçirdiğini kaydeden Tüzün, burada çevresindekilerden çok hikaye dinlediğini, hiç yaşanmaması gereken çarpıcı olaylar duyduğunu söyledi.
Sanatçı kimliğiyle her zaman kampanyaya destek olacağını ifade eden Tüzün, ''Bebeğim Sağ Olsun meşalesini her zaman ve her yerde taşımaya hazırım. Doktorlardan korkmayın, onları her zaman yanınızda hissedin, ücretsiz sağlık kontrolü hizmetlerinden yararlanın. Hamilelik bir hastalık değildir. Sağlık kontrollerinizi düzenli yaptırarak, sağlıklı ve keyifli bir gebelik yaşayın'' diye konuştu.
Hiç kimsenin eşini, çocuğunu ve annesini kaybetmemesi gerektiğini belirten Tüzün, konuşmasını, kampanyanın sloganı ''Bebeğim sağ olsun, annem sağ olsun'' sözleriyle bitirdi.
TOPLUMUN YÜZDE 66'SINA ULAŞTI
Kampanyayı yürüten konsorsiyumun lideri Figen İspir, kampanya sırasında yaklaşık bin 500 kişiyle gerçekleştirilen araştırmanın ön bulgularını değerlendirirken, ''Bebeğim Sağ Olsun kampanyası yüzde 66'lık bir kesime ulaştı. Mesajın ulaştığı bu kitleye 'Kampanyadan öğrendiklerini yakın çevreleriyle paylaşıp paylaşmayacakları' sorulduğunda ise yüzde 73'ü bu bilgileri paylaşmayı düşündüklerini söylediler'' diye konuştu.