BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNE GÖNDERME
Bütçe görüşmeleri öncesinde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon rakamlarının incelendiğinde, enflasyonun beklentilerin üstünde olduğunun görüldüğünü söyleyen Dindi, "Biz, Meclis'ten, ayaklarımızı kısaltan değil yorganımızı uzatan bir bütçeyi yürürlüğe koymasını bekliyoruz. Ülkemiz ile IMF arasında anlaşma imzalanmasına ramak kaldı. Asgari ücret tespit görüşmelerine başlanacak. Yeni ve sivil bir Anayasa beklentilerini karşılamaya dönük çalışmalar bilinmeyen bir nedenle rafa
kaldırıldı. Toplu görüşme süreci sonrasında yapılması gerekenler konusunda 4688 sayılı Kanun'un amir hükmüne rağmen somut adımlar atılmıyor" diye konuştu.
“BÜROKRATİK KURNAZLIK İSTEMİYORUZ”
2008 yılı içinde kamu çalışanlarına yüzde 5.96 maaş zammı verildiğini hatırlatan ve TUİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarına göre, Kasım ayı itibariyle yıllık enflasyonun TÜFE'de yüzde 10.76, ÜFE'de yüzde 12.25 olarak açıklandığını, dolayısıyla kamu çalışanlarının Kasım ayı itibariyle TÜFE bazında yüzde 4.80 alacağı bulunduğunu anlatan Memur-Sen İl Temsilcisi Dursun Mehmet Dindi, şunları kaydetti:
"Kamu çalışanlarına 2009 Ocak'ta yüzde 4 maaş zammı yapılacaktır. Enflasyonun mevcut artış hızıyla devam etmesi durumunda bile hedeflenen enflasyon gerçek enflasyonun çok gerisinde kalacaktır. Memur-Sen olarak, 2008 yılı enflasyon farkı olarak yüzde 5, 2009 toplu görüşmelerinde birinci altı ay için kararlaştırılan yüzde 4 ve 2009 yılı birinci altı aylık dönemde oluşacak yüzde 3'lük enflasyon farkı tahmini ile birlikte toplam yüzde 12 maaş zammı istiyoruz."
MUTABAKAT METNİNİN GEREKLERİ İVEDİLİKLE YERİNE GETİRİLMELİDİR
"2008 yılı toplu görüşme süreci sonunda imzalanan mutabakat metninin gereklerinin yerine getirilmesi kapsamında, 4688 sayılı Kanun'un 34. maddesindeki süreye ve sürece bağlı kalınmasını da istemekteyiz, 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi KİT personeline adil davranılmıyor, bunun en kısa sürede giderilmesini istiyoruz" diyen Dindi, "Anayasa yama tutmuyor, millet Anayasa'nın yenilenmesini istiyor. Merkezinde milli iradenin konuşlandığı, sivilleşmeyi, demokratikleşmeyi ve özgürleşmeyi temel değer
olarak benimseyen yeni bir anayasayla yönetilme isteklerini tekrarlayan Memur-Sen, kamuoyunun mini paketlerle oyalanmasının, ülkemize, telafisi imkansız zararlar içeren büyük faturalar çıkaracağının bilinmesini istiyoruz" şeklinde devam etti.
TOPLU SÖZLEŞME OLMAZSA OLMAZIMIZ
Memur-Sen İl Temsilcisi Dursun Mehmet Dindi, ''İşçi sendikaları toplu sözleşme ve grev hakkıyla donatılmışken ne yazık ki kamu görevlileri sendikaları bu haktan yoksun durumda olduğunu'' ifade ederek, "Açıklanması güç, giderilmesi kolay bu farklılığın ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Asgari ücret açlık sınırının üstüne çıkarılmalıdır. Asgari ücretin, tüm dünyayı etkisi altına alan küresel krizin etkisini azaltacak, iç talebin canlandırılmasına imkan sağlayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Bu
çerçevede, Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmaları bu anlamda fırsata çevrilmelidir. Memur-Sen AR-GE biriminin yaptığı araştırmaya göre Kasım ayı itibariyle açlık sınırı 816 YTL, yoksulluk sınırı ise 2.251 YTL'dir. Bu veriler ışığında, halen 457 YTL olan net asgari ücret, açlık sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Ayrıca, asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır" şeklinde konuştu.
FİNANSAL KRİZ BAHANE OLAMAZI
IMF ile Türkiye arasında ilk imzalanan anlaşmadan bu yana geçen yarım asırlık sürede 19 stand-by anlaşması imzalanmasına karşın, kendisine kazandırmayı ilk tercih yapan bu kurumla yeni anlaşmalara karşı olduklarını da vurgulayan Dindi, daha sonra şunları söyledi:
"Hükümetin, devam eden finansal krizi gerekçe göstererek IMF'yle anlaşma yapma yönünde bir eğiliminin olduğunu görüyoruz. Yapılan anlaşmalarla sadece kendisine kazandırmayı hedefleyen IMF'yle yeni bir anlaşma yapılmaması çağrısında bulunuyoruz. Ancak, biz dahil olmak üzere kamuoyunun muhalefetine rağmen anlaşma yapılır ve iddia edildiği gibi 20 milyar dolarlık bir kredi kaynağı sağlanırsa, bu kaynak, bankalar ve diğer finans kuruluşlarına değil, özellikle KOBİ'ler olmak üzere reel sektörü desteklemek ve
satın alma gücü krize bağlı olarak küçümsenmeyecek oranda düşen dar ve sabit gelirli çalışanların ücretlerinde artış yapmak amacıyla kullanılmalıdır."