Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Ekim ayında tepe noktasına ulaşan tüketici fiyatları, Kasım ayında aylık yüzde 1,4 daralırken yıllık enflasyon bir önceki aya göre 3,6 puan iyileşmiştir” dedi.
TBMM Genel Kurulunda 2019 Merkezi Yönetim bütçe görüşmelerinde Hazine ve Maliye Bakanlığının bütçesi görüşüldü. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yaptığı sunumda, küresel ekonomik krizden Türkiye’nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden daha az maliyetle atlattığını belirtti. Albayrak, “2007 yılında başlayıp tüm dünyayı sarsan küresel finansal krizin etkilerini Türkiye ekonomisi bu sağlam yapısıyla birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeye kıyasla en az maliyetle atlatmış ve bu zor dönemde dahi üretim yapısını koruyarak istihdam artışı sağlayan nadir ülkelerden biri olmuştur. Üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen halen küresel krizin etkilerini atlatamayan ve sistemlerini rehabilite edemeyen birçok ülke bulunmaktadır. Bu ülkeler çareyi ticarette daha fazla korumacılığa yönelmekle bulmuştur. Bugün, kendi çözümlerini üretemeyen ülkeler nedeniyle küresel ticaret eski seviyelerinden oldukça uzaktadır. Bu durum Türkiye gibi ihracatını daha da artırmayı kendisine hedef alan, küresel değerler zincirinde üst sıralara yükselmek üzere üretim yapısını oluşturan ülkeleri doğal olarak olumsuz etkileyebilmektedir. Biz rotamızı çizerken tüm artılara ve eksilere hazırlıklı olabilmek için her zaman küresel koşulları yakından takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÜLKEMİZİN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRECEK OLAN YENİ EKONOMİ PROGRAMIMIZI OLUŞTURDUK”
Bakan Albayrak, şöyle konuştu: “Hepinizin de yakından bildiği gibi ülkemiz, 2013 yılında Gezi olayları ile başlayan birçok derin iç ve dış şoklarla karşı karşıya kalmıştır. Sadece ekonomik değil aynı zamanda jeopolitik risklerin de arttığı bu süreçte ekonomimiz çok önemli bir direnç göstermiştir. Bu yıl Ağustos ayında doğrudan ekonomimizi hedef alan finansal bir saldırıya uğradık. Piyasalarda o dönemde oluşan değerlemelerin ülkemizin makro temelleri ile bağdaşmadığı açıktı. İlk günden itibaren tüm kurum ve kuruluşlarımız piyasaları yakından takip ederek bu ataklara karşı ekonomimizi koruyacak gerekli önlemleri almıştır. Bu zorlu koşullar altında kamu ve özel sektör paydaşlarımızla birlikte önümüzdeki dönemde ülkemizin çehresini değiştirecek olan Yeni Ekonomi Programımızı oluşturduk. Enflasyon ve cari açıkta kalıcı iyileşmeye odaklanan programımız, aynı zamanda üretim ve ihracata yönelik detaylı bir planlamayla yüksek katma değerli üretim yapısına geçişimizi de hızlandıracaktır.“
“YILSONUNDA CARİ İŞLEMLER AÇIĞINDA 30 MİLYAR DOLARIN AŞAĞISINDA KALACAĞIZ”
Türkiye’nin üçüncü çeyrekte yüzde 1,6 büyüyen ekonomide bir dengelenme süreci yaşandığını belirten Albayrak, “Kısa vadede büyümemizin yavaşlaması ancak akabinde gitgide daha da güçlenen bir ekonomik toparlanmanın sağlanması sürdürülebilir, dengeli ve sağlıklı büyüme hedeflerimizle uyumluluk arz etmektedir. Nitekim 2018 yılının ilk dokuz ayında yüzde 4,5 seviyesindeki büyümeye iç talebin katkısı 2,4 puan olurken net dış talebin katkısı 2,1 puan olmuştur. Eylül ayı itibarıyla bazı sektörlerde zayıflamalar olsa da istihdamımız artmaya devam etmektedir. İşgücüne katılım oranı bu dönemde mevsimsel düzeltilmiş olarak yüzde 53,4 ile tarihi yüksek seviyeye ulaşırken, işsizlik oranı yüzde 11,3 seviyesinde gerçekleşmiştir. Dengelenme sürecinin şimdiye kadar en olumlu yansımasını dış ticaret ve cari işlemler dengesinde görmekteyiz. İhracat ve turizm gelirleri artmaya devam ederken, iç talebin yavaşlamasıyla birlikte ithalatta görülen daralma sonucunda Türkiye ekonomisi üç ay arka arkaya cari fazla vermiştir. Yılsonunda cari işlemler açığında 30 milyar doların aşağısında kalacağız” şeklinde konuştu.
“ENFLASYONLA TOPYEKUN MÜCADELE PROGRAMI ETKİSİNİ GÖSTERMEYE BAŞLAMIŞTIR”
Enflasyon konusunda Albayrak, şunları kaydetti: “Yüksek enflasyona karşı atılan adımlar ve Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı etkisini göstermeye başlamıştır. Ekim ayında tepe noktasına ulaşan tüketici fiyatları, Kasım ayında aylık yüzde 1,4 daralırken yıllık enflasyon bir önceki aya göre 3,6 puan iyileşmiştir. Enflasyondaki bu düşüş, fiyatlama davranışları için önemli bir gösterge olan beklentileri de olumlu yönde etkilemiştir. Ancak daha önümüzde almamız gereken bir mesafe var, bunu biliyoruz. Nihai amacımız, daha önce de belirttiğim gibi enflasyonu kalıcı olarak düşürmektir. Enflasyonla mücadelede para ve maliye politikalarımızdaki güçlü duruşu korurken aynı zamanda yapısal sorunlara da çözüm üreteceğiz. Türkiye ekonomisi büyük ve güçlü bir ekonomidir. İktidar olarak tüm kamu kurumlarıyla geniş bir yelpazede politika üretme ve tedbir uygulama deneyimine sahibiz. Küresel ekonomik ve finansal koşulların giderek zorlaştığı bu dönemde ekonomimizi bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmeye devam edeceğiz. Daha önce karşılaştığımız birçok zorlukla doğru politikalarla mücadele ettik ve başarılı olduk. Önümüzdeki dönemde de ülkemizi hep birlikte daha da ileri seviyelere taşıyacağız.”
“KAYIT DIŞI EKONOMİ İLE ETKİN ŞEKİLDE MÜCADELE EDİYORUZ”
Kayıt dışı ekonomi ile etkin şekilde mücadele ettiklerini ifade eden Albayrak, “Türkiye'de kayıt dışı ekonominin GSYH’ye oranı 2002 yılında yüzde 32,4 iken 2016 yılında bu oranı yüzde 26,8’e düşürdük. Kayıt dışı istihdam oranını ise, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı verilerine göre, 2002 yılındaki yüzde 52,1 seviyesinden, 2017 yılı sonu itibarıyla yüzde 33,9’a indirdik” ifadelerini kullandı.
Bakan Albayrak, milletvekillerinin sorularını da cevapladı. Albayrak, döviz ve altın ihracına ilişkin soru üzerine, “Bir ilki gerçekleştirerek, özellikle döviz ve altın anlamında vatandaşımıza ihraç kapsamında kurumlara, bankalara yaptığımız ihraçlar odan farklı direkt Hazine garantisi kapsamında olan, gerek faizli gerek faizsiz enstrümanlarla Türkiye ekonomisinde daha etkin finansal kaynakların çeşitlendirilmesi ile ilgili addım attık. Türkiye ekonomisindeki farklı kaynaklardan birikmiş olan sermaye, döviz, altın cinsinden reel ekonomiye kazandırılmasına yönelik adımdır. Vade oranına hazinenin yaptığı vatandaşa yönelik daha düşük süreliyken diğerleri daha uzun sürelidir. Ama eğer son 4 aydaki hazinemizin borçlanma stratejisi anlıyorum finansal piyasadaki kuruluşlar bundan rahatsız, öncelikli hedefimiz uluslararası borçlanma maliyetini düşürmek dalgalanma döneminde bile 3.5 aylık süreçte, yeni ekonomik programında gördüğümüz rakam ve son 3.5 aylık süreçte yeni borçlanma stratejisi maliyetleri düşürmek için TL olur Euro olur faizi düşürmek için attığımız adımlara en güzel örnek olarak son 4 ayda 26.2 milyar TL’lik faiz ödeneği ödemesi öngörülürken, aktif bir faiz stratejisiyle 23.780 milyar TL gerçekleşmiştir 2 milyar 413 milyon TL daha az gerçekleşmiştir” diye konuştu. .
İşsizlik Fonu ile ilgili soruya Albayrak, "Borçlanma yapılanma hususuyla alakalı, son üç yılda vergi barışı kapsamındaki düzenlemeler Ağustos ayında en son olarak açıklandı, bundan sonra olmayacağı açıkladık. Taksitlendirme kapsamında ödeme süresinin 1 ay 2 ay daha uzatılmasına yöneliktir, yeniden yapılandırma değildir” şeklinde konuştu.
“EKONOMİK OLARAK BAKTIĞIMIZDA RESESYON OLARAK BAKTIĞIMIZDA BAZI HOCALARIMIZI HAYRETLE İZLİYORUM”
Resesyon olduğuna ilişkin iddiaya ise Albayrak, “Resesyon var, asgari ücret kötü, Türkiye’de 2002 yılında net asgari ücret Türkiye’de 184 bin liradan bin 603 liraya çıkmış reel olarak yüzde 94lük artış olmuş. Ekonomik olarak baktığımızda resesyon olarak baktığımızda bazı hocalarımızı hayretle izliyorum. Son 3-5 aydır yaşadığımız türbülansa rağmen çıkan iyileşmeler resesyon olmadı. Bırakın küçülmeyi sağlıklı büyümeye devam etmiştir. Kur, enflasyon, faiz saldırısı olmasına rağmen 2018 4. çeyreğin istihdam rakamlarıyla dengeli büyüme devam etmiş, sağlam adımlarla devam etmiş. Türkiye sağlıklı rasyonel büyümeyi daha güçlü şekilde ortaya koyacağı bir 2019 yaşayacak. ‘Yeni dönem dengelenme, disiplin ve dönüşüm’ dedik. Türkiye’de krizler yaşıyoruz, olaylar yaşıyoruz, Fransa’da olaylar oluyor, bölgemizde son yıllarda yaşanan olayların ne kadar tesadüfü olmadığı tecrübe ediyoruz. Yeni dönem tüm saldırılara karşı çok daha fazla güçlü mimarinin inşa edileceği bir dönem olacak. Adımlarını atmaya başladık. Türkiye çok daha güçlü kaliteli ve istihdam üreten Türkiye her yıl yarım ile 1 milyon insanımıza iş üreten bir ekonomidir” ifadelerini kullandı.
İşletmelerin kapanmasına yönelik olarak Albayrak, “2015 yılında 97 bin 500 bin esnaf kapanmış ama 103 bin yeni açılmış bazıları kapatıyor, bazıları açıyor. 2015’de 100 bin daha fazla. 2016’da 27 bin, 2017’de nette 32 bin, 2018 Ocak Aralık ayı son rakamlar tüm battı saldırılara rağmen 117 bin 212 net yeni açılan hayatın devam ettiği nokta var” şeklinde konuştu.
Faize verilen rakamlara ilişkin olarak Albayrak, “Türkiye’de 2002 yılında faiz harcamalarının bütçe içinde payı yüzde 43.2, 2018’de yüzde 9, 2019’da yüzde 12. Vergi gelirleri, 2002 yılında toplanan verginin yüzde 85.7 TL’si faize gidiyordu, bu oran 2018’de yüzde 11.7, 2019’da 15’lerdedir” dedi.