Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in, et fiyatlarındaki düşüşün etiksini hissettireceği yönündeki açıklaması, çok çabuk yankı buldu. Ziraat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Okan Demir, tüketiciye makul fiyatlarla sağlıklı et arzının sağlanmasının, zaten bakanlığı görevi olduğunu ifade ederek, “Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, bu duruma zaten müdahale etmek zorundadır. Hatta bu sebepten dolayıdır ki, et ithalatı kararı bile alınmıştır. Alınan bu karar sorunları çözecek mi, yoksa bindiğimiz dalı mı kesmiş olacağız, bilmiyoruz.” dedi.
//ZAMMA SPEKÜLATÖRLER NEDEN OLDU
Bakan Eker’in açıklamalarına göre, piyasanın ihtiyaç duyduğu arzı gerçekleştirecek düzeyde besi hayvanının Türkiye’de bulunduğunun anlaşıldığını belirten Okan Demir, “Bu durum ancak mevcut hayvanların kestirilmeyip arzın kısılması, spekülasyona sebep olunması ve bazı piyasa aktörlerinin kar marjlarının artırılması şeklinde izah edilebilinir.” diye konuştu.
Tarım Bakanlığı’nın tüketiciye makul fiyatlarla sağlıklı et sağlamakla mükellef olduğunu vurgulayan Başkan Demir, bu çerçevede ithal edilecek etlerin kalitesi veya asgari bir standardın sağlanmasının da, ayrı bir sorun olacağını söyledi. Ziraat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Demir; sorunun çözümü için iki farklı yaklaşım sergilenebileceğini belirterek, bunlardan birincisinin et ithalatını gerçekleştirmek; ikincisinin de, hayvancılık sektörünü kayıt altına almak olduğunu kaydetti.
//“ET İTHALATIYLA SÜRDÜRÜLEBİLİR REKABET KESİNLİKLE SAĞLANAMAZ”
Et ithalatı konusuna değinen Başkan Okan Demir, “Bu yol, kısa süreliğine tüketici refahını artırırken, üretici cephesini son derece olumsuz etkileyecektir. İthalat süresince; üreticinin, ithalat gerçekleştirilen ülkelerin üreticileriyle rekabet etmesi anlamına gelir ki böyle bir rekabet imkânsızdır. Mesela, Türk üreticisi AB ülkeleri üreticisiyle ne verimlilik ne gelir düzeyiyle rekabet edemez. Şöyle ki AB ülkeleri üreticisinin, eti üretim maliyeti Türkiye’ ye nakliye masraflarının toplamı bizim etimizin üretim maliyetinden daha düşüktür. Dolayısıyla rekabet sürdürülebilir değildir. Peki, bu senaryonun sonu nedir? Türkiye hayvancılık sektörünün büyük bir darbe yemesi ve nihayetinde et fiyatlarının belki de şimdikinden daha yükseğe çıkmasıdır. Aslında, bu teşhisi koymak için kâşif olmaya gerek de yoktur. Daha önce yapılan ithalatlar ve sonuçları ortadır. Hatta önceden yapılan ithalatlardaki etlerin sağlıklılığı toplumda halen daha tartışma konusudur. İthal edilecek etlerin kalitesi veya asgari bir standardın sağlanması da ayrı bir sorundur.” diye konuştu.
//“DOĞU ANADOLU, AÇMADAN SOLDURULACAK”
Et ithalatının Erzurum açısından başlı başına bir sorun olacağını vurgulayan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Demir, “Zaten yıllardır can çekişmekte olan ve DAP kapsamında açıklanan proje desteğiyle umut vadeden sektör, açmadan solan gül gibi olacaktır. Peki, sorunun sağlıklı çözümü nasıl olacaktır? Mademki Türkiye’de yeterli arzı sağlayacak kadar besi materyali var, öncelikli olarak Bakanlık bu arzı sağlayacaktır. Ancak bu hamle sorunu kısa vadede çözecektir. Türkiye’de, özelde hayvancılığın genelde ise tarımın problemleri için orta ve uzun vadeli çözümler üretmek gereklidir. Bu tedbirler de tutarlı ve uzun vadeli tarım politikası, hayvan ırkının daha verimli olacak şekilde ıslahı, aile işletmelerinin yapısal olarak güçlendirilmesiyle besiciliğin büyük ölçekli ve bilimsel bir şekilde yapılmasının teşvik edilmesi, hastalıkla mücadele, kaçak hayvan girişinin önlenmesi, et tüketimini arttırmaya yönelik pazarlama ve
ticari faaliyetlere önem verilmesi ve her şeyden önemlisi sektörün tamamının kayıt altına alınması olarak özetlenebilir.” şeklinde konuştu.