YÖK'ün Danıştay'a yaptığı itiraz dilekçesinde dava konusu işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ve işlemin uygulanması halinde davacı bakımından telafisi imkansız zarar ihtimali bulunmadığı tam tersine sınava girecek herkes açısından ortaya çıkan hukuki belirsizlik sebebiyle dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasından ötürü dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasından ötürü telafisi imkansız zararların doğacağı vurgulandı.
//İTİRAZ GEREKÇESİ
Danıştay 8. Dairesi'nin yürütmenin durdurulması kararında eski sistemde belirlenmiş olan katsayıya karşı açılmış davalarda iptal taleplerinin reddiyle oluşmuş bir statüye işaret edildiği belirtilerek, "Oysa Danıştay'ın ret kararları bir kesin hüküm oluşturmadığı gibi Danıştay'ın ret kararlarıyla oluşmuş bir kazanılmış hakta yoktur. Ayrıca katsayı oranları her yıl kurulumuzca yeniden belirlenmekte olup bir önceki yıl uygulanan katsayı oranı nedeniyle kazanılmış bir haktan söz etme olanağı bulunmamaktadır. Ret kararlarının kesin hüküm oluşturmayacağını kabul edenDanıştay'ın bu ret kararlarıyla değişmesi mümkün olmayan bir hukuki statü oluştuğu iddiası kabul edilebilir olmadığı gibi bilinen kararlarına da aykırıdır. Oysa yeni bir sistem kurulduğu açıktır" denildi.
//HİZMET GEREKLERİ
Yargısal denetimin denetime tabi tutulan düzenlemenin hukuka uygunluğuyla sınırlı olduğu belirtilerek idarenin takdir yetkisine sahip olduğu bir konuda yapmış olduğu bir düzenlemenin yargı oranlarınca iptal edilmemiş olması ve hukuka uygunluk karinesinden yararlanmaya devam ediyor olmasının hizmet gerekleri ve kamu yararı dikkate alınarak takdir yetkisi kapsamında farklı bir düzenleme yapılamayacağı anlamına gelmediği kaydedildi. Dilekçede, şu ifadelere yer verildi:
"Öncelikle sözü edilen ara kararında tam ve açık olarak idaremizden ne istenildiği belirtilmemiştir. Belirsiz ve geniş kapsamlı bir soruyu içeren ara kararda cevap verilmediğinden yola çıkılarak hüküm kurulması ve böylesine yaygın sonuçları olan bir davanın tek gerekçesi olarak bu hususa değinilmesi, adli yargılanma ilkesine ve idare hukukunun temel ilkelerinden olan reesen inceleme ilkesine aykırıdır. İlgili daire bu gerekçeyi kararına dayanarak yapmakta katsayının yeni sistem içindeki yeri konusunda
eksik incelemeye dayalı karar verdiği konusunu uyandırmaktadır.
Ne var ki 10 yılı aşkın uygulama sonuçları bu sisteminin birçok açıdan sakıncalı ve amaçlı uyumlu olmadığını ortaya çıkarmıştır. Sınavın bilgi ölçen bir sınav olmaması nedeniyle adayların lise müfredatından koptuğu ve dershanelere odaklandığı ağırlıklı orta öğretim başarı puanının belirleyici eskisi nedeniyle gerçeği yansıtmayan şişirilmiş başarı ortalamaları adaylar arasında adaletsizliklere yol açtığı özellikle orta öğretim başarısını gerçekçi olarak değerlendiren okulların öğrencilerine mazur durumadüşürdüğü ve alan dışı tercih yapmaya imkansızlaştıran yapısı nedeniyle de orta öğretim 8. sınıf sonrasında adayların tercihlerinde meydana gelen değişiklikleri revize etme şansını ortadan kaldırdığı gözlemlenmiştir. Bu sistemde okulun yerine dershanelerin aldığı özelikle lise son sınıftaki öğrencilerin sağlık mazereti ile okula devam etmedikleri ancak buna rağmen okul başarısını yükseltmek adına yüksek notlar verildiği gerçek başarı yerine katsayı farklılaştırması yoluyla türetilmiş başarı esasına dayanan bu sistemini çalışkan ve donanımlı öğrencilerin aleyhine işlediği bir vakıadır. Daire kararında istikrar kazandığı söylenen önceki sistemin soru sayısı soruların konulara göre dağılımı ve sınav süreleri açısından böyle bir sınavda olması gereken ölçme ve değerlendirme yeterliliğini taşımadığı farklı katsayı uygulamak suretiyle adaletsizlikleri derinleştirdiği, artık bilinen bir gerçektir."
Kurul kararının uluslararası gelişmelere uyumlu ve hizmet gereklerine uygun bir karar olup amaç yönünden de hukuka uygun olduğu belirtildi.