Otizmle ilgili çalışmaları, sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da ses getiren Nükleer Tıp Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Cem Kınacı, Erzurum’da konferans verdi. Paylaşım Özel Eğitim Kurumları’nın davetlisi olarak Erzurum’a gelen Kınacı, Otistik çocukları olan ailelerle bir araya geldi. Bu alanda çalışan akademisyenler ve eğitimcilerin de yoğun ilgi gösterdiği konferansta Kınacı, Otizm hakkında daha önce hiç bilinmeyen ya da halk tarafından yanlış bilinen önemli noktalara değindi.
//OTİZMDE EZBER BOZULDU
Nükleer Tıp Uzmanı Dr. Cem Kınacı, konuşmasına; “Bugün size belki de hiç duymadığınız ya da farklı biçimde bildiğiniz, ezberinizi bozacak şeylerden bahsedeceğim. Bir kere otizmin tedavisi derken, tedavisinin olmadığı belirtilen bir alanda tam tersi bir ifadeyle yola çıkıyorum. Bu bile bir farklılık. Bir kişiyi özellikle anmak istiyorum. Bu tedavilerin ilk olarak telaffuz edildiği enstitüyü kuran Bernard Rimland. Rimland, otizmin tedavi edilebilir olduğunu ve otizmden kurtulmanın mümkün olduğunu söyleyen, bunun bir hayal değil gerçeklik olduğunu belirten ilk kişidir.” diyerek başladı. Kınacı otizme zemin hazırlayan etkenler arasında, genetiğin çok üzerinde durulan bir konu olduğunu belirterek, insan geninin beslenmeden etkilenebildiğinin, genler ile çevresel faktörler arasında yakın bir ilişki olduğunun ve genlerin kapanıp açılabildiğinin artık bilinen bir gerçek olduğunu kaydetti. Kınacı, “Genellikle ağır metal etkisinden bahsediliyor. Diş dolguları, deniz ürünlerinin tüketimi, çeşitli aşılar, çevresel koşullar, antibiyotik kullanımları ve bağırsaktaki geçirgenliğin bozulmuş olması, yine zemin hazırlayan etkenlerdir. Bir diğer zemin hazırlayan etken ise, enfeksiyonlardır. Vücudun herhangi bir yerinde oluşan enfeksiyonlardan biri, beyinde gidip hasara neden olabilir, bu hasar neticesinde hangi bölgeler etkilendiyse, o bölgelere yönelik fonksiyonel değişiklikler ortaya çıkar.” diye konuştu.
//KINACI: ÇOCUKLARIMIZI BESLENME YOLUYLA ZEHİRLİYOR OLABİLİRİZ
Otizme yatkın olan çocukların genellikle bağışıklık sisteminde yetersizlik, hormonal bozukluk, alerjiler ve sindirim sistemindeki bozukluklarla beraber beslenme yetersizlikleriyle dünyaya geldiğini belirten Dr. Kınacı, “Genellikle karın ağrısı vardır, karın şiştir. Ya kronik ishaller ya da kabızlık söz konusudur. Çocuk karın üzerinde baskı uygulamaktadır. Gaz çıkarma, geğirme, geceleri sıklıkla uyanma, izah edilemeyen gerginlikler vardır. Bunun yanı sıra yine sık gözlemlediğimiz bir diğer problem, pamukçuk mantarı. Bağırsak genellikle hareketlidir. Gaz çıkardığında çok kötüdür. Bu tip bir durumda bağırsak mantarından şüphe etmeli ve hekiminize danışmalısınız.” ifadelerini kullandı.
//BESLENME UYARISI
Toksik ağır metallerin yüzyılın en büyük sorunu olmaya aday olduğunu bildiren Dr. Kınacı, ağır metallerin saç testleriyle saptanabileceğinin altını çizdi. Kınacı, “Ortamda bulunan miktar kana, dolayısıyla idrara, oradan saça gitmekte. İdrarda atılanların yarısı da saçta birikmektedir. Saç iyi bir atılım organıdır. Normal bir çocukta ağır metaller saça gider ve orada toplanır. Otistik bir çocukta ise, bu konum bozulduğundan atılamaz, dokuda birikir. Dokuda biriktiği için yeterince kana gitmediğinden idrara da gitmeyecektir ve dolayısıyla saçta tespit edilemeyecektir. Çocuklar ağır metalleri genellikle beslenme yoluyla alır. Beslenme çok önemli bir konu. Çocuklarımızı beslenme yoluyla zehirliyor olabiliriz.” uyarısında bulundu.