Türkiye Kamu-Sen'e bağlı memurlar dün iş bırakma eylemi yaptı. Kamu-Sen'e bağlı sendikalardan yaklaşık 100 memurun katıldığı eylem Erzurum Valiliği önünde başladı.
//BAYRAKTAR ÇAĞRI YAPTI
Valilik önünde eylemle ilgili basın açıklaması yapan Kamu-Sen Temsilcisi Müfit Bayraktar, "Türkiye Kamu-Sen'in bu eylemi yıllardır ihmal edilen, kaderiyle baş başa bırakılan işçinin, esnafın, çiftçinin, dar ve sabit gelirli tüm kesimlerin eylemi gibi kabul gördü. Milletimiz memurlarımıza tanınacak toplu sözleşme ve grev hakkının, memurlarımızın alım gücünün artırılmasının ekonomik hayatın her kesimine olumlu katkı yapacağının farkındadır" dedi.
Haklarını alana kadar mücadelelerinin devam edeceğini ifade eden Bayraktar, "Yıllardır bütün olumsuzluklara rağmen kesintisiz hizmet üreten kamu görevlileri olarak, en temel hakkımız olan yönetime katılma, insanca yaşam, adil bir paylaşım için kullandığımız demokratik hakkımıza, herkesin saygı duymasını ve bizleri anlayışla karşılamasını umuyoruz" diye konuştu.
BAYRAKTAR’IN BASIN AÇIKLAMASI
Bayraktar basın açıklamasında şunları kaydetti: “Yaklaşık bir ay önce, 25 Kasım’da Türkiye Kamu-Sen olarak iş bırakma eylemi gerçekleştireceğimize dair kararımızı açıklamıştık. Gördük ki, yedi yıldır hükümetin siyasi ve ekonomik cenderesi altında ezilen her kesim, hislerine tercüman olacak bir ses bekliyor. Türkiye Kamu-Sen’in bu eylemi, yıllardır ihmal edilen, kaderiyle baş başa bırakılan işçinin, esnafın, çiftçinin, dar ve sabit gelirli tüm kesimlerin eylemi gibi kabul gördü. Milletimiz, memurlarımıza tanınacak toplu sözleşme ve grev hakkının, memurlarımızın alım gücünün artırılmasının ekonomik hayatın her kesimine olumlu katkı yapacağının farkındadır. Yalnızca siyasi irade bu gerçeğin farkına varamamıştır. Onların gözleri kör, kulakları sağır, konuştuklarında dilleri doğruları söyleyememektedir. Siyasi irade verdiği sözleri tutmamış, attığı imzaların arkasında duramamıştır. İktidarda olduğu dönem boyunca kamu görevlilerinin kazanılmış haklarını geriletmek, yeni haklar vermemek için mücadele etmişlerdir. Seçim meydanlarındaki vaatlerini unutmuşlardır. Bizleri eylemlilik sürecine götüren neden de işte budur. Anayasa ve uluslar arası sözleşmelerin gerekleri yerine getirilmemiş; Sayın Başbakan’ın 2004 yılında “ size grev ve toplu sözleşme hakkı vereceğiz daha ne istiyorsunuz?” sözü tutulmamıştır. Toplu pazarlık masasında taleplerimizi dikkate almayan Hükümet, Uzlaştırma Kurulu kararlarını da kabul etmeme inadını sürdürmüştür. 2008 yılında imzalanan mutabakatla ilgili gerekli işlemler yapılmayarak, atılan imzalara sadık kalınmamıştır. Kanunen memurlarca gördürülmesi gereken devletin asli ve sürekli görevleri taşeronlara, vekillere devredilmiştir.
4-B, 4-C kapsamında istihdam artırılarak, bu çalışanlar bir çok haktan mahrum bırakılmıştır.
Ülke kaynakları ve öncelikleri güçlü, hatırlı ve yandaş çevrelere dağıtılmıştır. Şimdi artık haklı davamız için yola çıktık; bizler de demokratik, ekonomik, sosyal ve siyasal haklarımızı istiyoruz.
//MEMURUN GELECEKLE İLGİLİ ENDİŞELERİ
Memurumuzun gelecekle ilgili endişeli bekleyişine, her türlü belirsizlik ve umutsuzluğuna son vermek için başlattığımız mücadelede ellerimizi, gönüllerimizi, saflarımızı ve seslerimizi birleştirdik. Vatandaşlarımız, tren istasyonlarına, otobüs duraklarına, havaalanlarına, okullara, hastanelere, devlet dairelerine gittiklerinde hizmet sunulmadığını gördüklerinde, ellerini vicdanlarına koymalarını ve düşünmelerini istiyoruz. Ama ne zaman ki, bu çalışanlarımız haklarını istiyorlar; adil bir gelir dağılımı diyorlar, ülke kaynakları etkin ve verimli kullanılsın diyorlar, ne yazık ki o zaman siyasi irade, onlara meydanları gösteriyor. Seçim zamanında verdiği vaatleri unutuyor, imzasına sahip çıkmıyor. Her fırsatta çalışmamakla suçlanıyor; yan gelip yatmakla itham ediliyor. En tabi hakları olan, toplu sözleşme ve grev hakkı yıllardır verilmiyor. Devleti temsil eden çalışanlar açlık ve yoksulluğa terk edilmiş, elverişsiz yerlerde çalışırken, seslerine kulak tıkanıyor. İşte ülkemizde kamu çalışanlarının durumu budur. Türk memuru bu nedenlerle bir gün çalışmama hakkını kullanmaktadır. Yıllardır memursuz bir ülke özlemi ile yanıp tutuşanlar, şimdi memursuz Türkiye’yi görsünler. Bizler bugün hükümetin; Üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi için, Tek taraflı uygulamalardan vazgeçerek, tabanın sesine kulak vermesi için, Büyümeden pay vermediği kamu çalışanına, ekonomik krizin faturasını yüklemekten vazgeçmesi için, Kapsamlı ve adil bir sosyal güvenlik sistemi için, Sağlıkta katılım payı uygulaması ile vatandaşlarımızı soymaktan vazgeçmesi için,
//ADİL GELİR DAĞILIMI BEKLENTİSİ
Adil bir gelir dağılımı sağlaması için, ülkemizin kaynaklarını faizciye, rantiyeciye değil, işsizliğe son verecek yatırım harcamalarına aktarması için, verdiği sözleri yerine getirmesi, attığı imzaya sahip çıkması için… Memurlarımızın; Toplu sözleşme ve grev hakkı için, Farklı statülerde istihdam edilerek haklarının geriletilmesine “dur” demek için, Onuru, haysiyeti, kariyeri ve kaybettiklerini geri almak için, Hak için, adalet için, daha güzel yarınlar için iş bırakıyoruz.” diye konuştu.
//POLİS İZİN VERMEDİ
Basın açıklamasının ardından memurlar yolu trafiğe kapatmak istedi. Bölgede geniş güvenlik önlemi alan polis ekipleri buna izin vermedi. İş bırakan memurlar, daha sonra havuzbaşındaki Atatürk anıtına kadar yürüdüler. Polis ekiplerin kordonu altında yürüyen memurlar, burada saygı duruşunda bulundu, İstiklal Marşı okudu.
Memurlar, daha sonra n yapılan iş bırakma eylemine uyulup uyulmadığını kontrol etmek için Erzurum Gar Müdürlüğü'ne kadar yürüdüler. Polis kordonu eşliğinde slogan atarak yürüyen memurlar toplu olarak Gar Müdürlüğü'ne girmek isteyince polis engeline takıldı. Yapılan tartışmalar sonunda sadece temsilciler içeri alındı.
Türkiye Kamu-Sen'e bağlı memurlar, öğlen saatine kadar eylemlerini burada sürdürdüler.