Türkiye Kamu-Sen üyeleri 25 Kasım’da iş bırakmaya hazırlanıyor. Türkiye Kamu-Sen Erzurum İl Temsilcisi Müfit Bayraktar, “Yalnızca memurların değil, işsiz, işçi, esnaf, çiftçi, emekli, dul ve yetimlerin de seslerine kulak verilmesi için 25 Kasım’da iş bırakıyoruz” dedi.
//KAMU-SEN’İN TEPKİSİ
Bayraktar, yaptığı açıklamada, eylemlerinin asla devlete ve kendilerinden hizmet alan vatandaşa karşı olmadığını belirterek, “Bizler yıllardır Türk memurunu yok sayan, sorunlarımıza çare üretmeyen, önümüzü tıkayan ve bizlere başka çıkar yol bırakmayanlara karşı demokratik hakkımızı kullanıyoruz. Yaşanacak aksaklıkların sorumlusu, sesimizi duymayan, sorunlarımızı görmezden gelen, verdiği sözde durmayan, attığı imzaya sahip çıkmayan ve bizlere her defasında sokağı gösteren iktidardır. Tüm sorunlarına rağmen eksiksiz hizmet üretmeye çalışan kamu görevlilerini yok sayan iktidara, üretimden gelen gücümüzü kullanarak cevap vereceğiz. Yıllardır vatandaşlarımız için görevde olan memurlarımız, bu kez vatandaşlarımız için, “grevde” olacaktır” diye konuştu.
//HÜKÜMET SESİMİZE KULAK VERMELİ
25 Kasım Çarşamba günü Türk memurunun ülke genelinde hayatı durduracağını bildiren Türkiye Kamu-Sen Erzurum İl Temsilcisi Müfit Bayraktar, “25 Kasım’da Türk memuru, insanca bir yaşam için, adil bir yönetim için, toplu sözleşme ve grev hakkı için demokratik hakkını kullanacaktır. O gün trenler çalışmayacak, otobüsler işlemeyecek, öğretmenler ders vermeyecek, uçaklar havalanmayacak, otoyol gişeleri hizmet vermeyecek, vergi toplanmayacak; kısacası kamuda hizmet üretilmeyecektir.
25 Kasım günü tüm vatandaşlarımızdan çocuklarını okula göndermeyerek, acil durumlar dışında hastanelere gitmeyerek, zorunlu olmadıkça kamu kurumlarından hizmet talep etmeyerek bizlere anlayış göstermelerini bekliyoruz. Yıllardır sessiz sedasız işini yapmaya çalışan kamu görevlilerinin, toplumumuzun sesi ve yüreği olarak yapacağı bu eylem nedeniyle tüm vatandaşlarımızdan özür diliyor; kendilerini eşleri ve çocuklarıyla, ellerinde Türk bayraklarıyla meydanlarda bizleri desteklemeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
//BU BİR HAK MÜCADELESİDİR
Türkiye Kamu-Sen olarak yıllardır diyalog, hoşgörü, yönetişim anlayışıyla kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerinin ilerletilmesi için mücadele yürüttüklerini anlatan Bayraktar şunları kaydetti; “Elbette bu mücadelenin öncelikli hedefi kamu görevlilerinin toplu sözleşme, grev ve siyaset haklarını da içeren çağdaş, ILO standartlarında sendikal haklardır. Bu mücadelede toplumumuzun hassasiyetlerini gözeterek, gerginliklerden mümkün olduğunca kaçınarak, milli ve manevi değerlerimizi ön planda tutarak, “önce ülkem” diyerek yer aldık. Ancak, bu iyi niyetimize karşılık olarak memurlarımız aleyhine yürütülen kampanyalara, memurlarımızın kazanılmış haklarının ellerinden alınma gayretlerine maruz kaldık. İş bilmez iktidarın başarısızlıkları, kötü niyetli yöneticilerin beceriksizlikleri yıllarca sırtımıza yüklendi. Özellikle ülkemizde kamu hizmetlerini sevk ve idare etmekle sorumlu olan hükümet üyeleri, sürekli memurlarımızın işe yaramaz, vasıfsız, yan gelip yatan, hizmetin gereklerini yerine getirmeyen kimseler olduğunu ifade ederek, memurlara hakaret ettiler. Kamu hizmetini düzenlemekle ve yürütmekle görevli olan bakanlar, basiretsiz ve beceriksiz yönetim anlayışlarını, liyakatsiz, yandaş yöneticilerle desteklemek isteyince ortaya çıkan aksaklıkların sorumluluğu, fedakar Türk memurunun omuzlarına yüklendi. Oysa bizler, vatandaşlarımızın doğduğu andan başlayarak, hayatının her anında, her alanında hizmet üretmekteyiz. Hastadan bulaşan virüs nedeniyle can veren doktor; kilometrelerce ötedeki köye ders vermeye giderken soğuktan donan öğretmen; haciz ihbarnamesini borçluya tebliğ ettiği için katledilen postacı; yangın söndürürken hayatını kaybeden itfaiyeci, ormancı; asayişi sağlarken şehit edilen polis, zabıta; raylara döşenen bombanın patlamasıyla şehit düşen makinist de biziz. 2002–2008 yılları arasında ülke ekonomisi ortalama yıllık yüzde 6,5 oranında büyürken, kamu görevlilerine büyümeden pay verilmemiş, “büyümeye ne katkınız var ki” denmiştir.”
//KRİZİN FATURASINI MEMUR MU ÖDEYECEK?
Krizin faturasını kamu emekçilerinin ödeyemeyeceğini belirten Bayraktar şunları söyledi: “ Ekonomik krizle ilgili olarak alınan tedbirler, sözde istihdam paketi adı altında küresel sermayeye ve onun işbirlikçilerine ulufe olarak dağıtılırken 54,3 milyar TL’yi bir çırpıda gözden çıkaranlar; başta memurlarımız olmak üzere, işsiz, işçi, esnaf, emekli, dul ve yetimlerin tamamı için 4,3 milyar TL kaynak ayırmayı lütfetmişlerdir. Bu yolla, 2008 yılının başlarından itibaren ortaya çıkan ekonomik krizin faturası doğrudan dar ve sabit gelirlilerin sırtına yüklenmiştir. İstihdamın artırılması aldatmacasıyla küresel sermayeye vergi indirimleri, prim istisnaları, teşvik gibi yollarla aktarılan 54,3 milyar TL’ye rağmen işsizliğin yüzde 13,4’e yükselmesi, bütçe açığının 10 ay içinde 43 milyar TL’ye çıkması hangi gerekçelerle açıklanacaktır merak etmekteyiz. Bu durumda istihdam artmamıştır, yatırımlar artmamıştır, ücretler artmamıştır, kapasite kullanım oranları artmamıştır, üretim artmamıştır, tüketim artmamıştır ama bir kesim parasına para katmış; işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik artmıştır.”