8 Mart Dünya Kadınlar Günü düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Erzurum’da faaliyet gösteren kadın derneklerince organize edilen programda Havuzbaşı’ndaki Atatürk Anıtına çelenk sunumu yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından törene katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler Erzurumlu kadınlara karanfil dağıtarak Kadınlar gününü kutladı.
Atatürk Anıtı önündeki törende konuşan Türk Kadınlar Birliği Erzurum Şube Başkanı Sevim Çebi, kadının siyasette daha çok yerinin olması gerektiğini vurguladı.
//ÇEBİ SUNUM YAPTI
Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildiğini hatırlatan Çebi, "Sonradan düzenlenen kanun maddeleriyle kadınla erkek arasında toplumsal ve ekonomik alanda tam bir eşitlik sağlamıştır. Kadının her mesleğe girmesine imkan vermiştir. Aile hayatında eşler arasında eşitlik getirilmiş, esas olan tek kadınla evlilik yasallaşmıştır. Boşanma hakkı kadına da verilmiş, aile toplumun temeli olarak kabul edilerek korunmuş, çocukların iyi yetişmeleri için ana babaya yükümlülükler verilmiştir. Çok ciddi bir müessese olan aile kurma devletin denetimi altına alınmıştır. Mirasta kız ve erkek çocuklar arasındaki adaletsizlik kaldırılmıştır" dedi.
//KADINLAR GÜNÜNÜN TARİHÇESİ
Çebi, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün tarihçesini ise şöyle anlattı: “ABD'nin New York Kenti'ndeki Cotton Tekstil Fabrikası'nda çalışan işçi kadınlar, 1800'lü yılların ortalarından beri daha iyi çalışma koşulları, emeklerinin karşılığında hak ettikleri ücret ve daha iyi yaşam için mücadele vermekteydi. Ama, bunca yıllık mücadeleye karşın elde edebildikleri pek bir hak yoktu. En sonunda, haklarını alabilmek için son çarelerden biri olan greve başvurdular ve grev ilan ettiler. Patronların buna verdiği cevap ise hunharca bir saldırı oldu. Patronlar ve onlarla iş birliği yapan gardiyanlar, işçi kadınları fabrika binasına kilitledi. Patronlar, bu yolla işçi kadınlara destek veren sendika aktivistlerinin grev yapan kadınlarla dayanışmaya girmelerini önlemek amacını gütmekteydi. Patronların korkusu, işçi kadınların verdikleri kavganın güçlenmesi ve grevin başka fabrikalara sıçramasıydı. Fabrika binasında birdenbire beklenmedik bir yangın baş gösterdi, kısa bir süre içinde binanın hemen hemen tümü alevlere teslim oldu. İçerde bulunan kadın işçilerden yalnızca çok azı kaçarak canlarını kurtarabildi. Fabrikanın çevresinde barikatlar kurmuş olan karşı grevcilerin çemberini yarıp dışarı çıkabilmeyi ne yazık ki pek az emekçi kadın başarabildi. Fabrikada kapalı kalan 100'ün üzerinde işçi kadın alevler içinde can verdi. Aynı yıl yine tekstil, tütün ve diğer endüstri kollarında kadın işçiler mücadeleyi devam ettirdi, işlerini bırakarak grev dalgasını sürdürdü. Grevler 1909 yılında da devam etti. Manhattan'da, tekstilde çalışan 20 bin kadın işçinin ilan ettiği grevde, binlercesi tutuklandı. Buna rağmen, grev önlenemedi. 2 ay süren grevin sonunda kadın işçiler, kavgasını verdikleri hakları elde etti ve patronlar kadın işçilerin taleplerini kabul etmek zorunda kaldı. Amerikalı sosyalist kadınların inisiyatifiyle, kadınların seçme/seçilme hakkı, sosyalizm mücadelesi çerçevesinde "enternasyonal kadın mücadele günü" fikri doğdu. Her şubat ayının sonuncu pazar gününün kadınların seçme/seçilme hakkı konusunda etkinlikler ve toplantılar düzenlenmesi kararı alındı. 20 Şubat 1909 günü Amerika'nın hemen hemen bütün kentlerinde "Kadınlar Günü" kutlamaları yapıldı. 1910 yılında Sosyal Demokrat Partilerin Kopenhag'da düzenlediği ve 17 ülkeden 100'e yakın kadın delegenin katıldığı, 2. Enternasyonal Kadın Konferansı'nda Clara Zetkin'in girişimleriyle "2. Enternasyonal Kadın Mücadele Günü" resmen kabul edildi. Bu günün anlamı, dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara uygulanan sömürü ve baskıya karşı mücadele yürütülmesi zorunluluğudur. Kadınların seçme/seçilme hakkını alması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve emperyalist savaşa karşı mücadele bütün dünya kadınlarının ortak mücadele prensiplerinin başında yer almaktadır. 19 Mart 1911 günü, milyonlarca kadının katıldığı ilk "Enternasyonal Kadınlar Günü" Danimarka, Almanya, Avusturya, İsviçre ve ABD'de gerçekleştirildi. 1912 yılında, düzenledikleri yürüyüşlerle Fransız, Hollandalı ve İsveçli kadınlar da katıldılar Kadınlar Günü'ne. 1914 yılı, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Kadınlar Günü'nün büyük toplantılar ve yürüyüşlerle kutlandığı son yıl oldu. Bu yıl da önceki talepler yinelendi ve "savaşa karşı savaş" sloganıyla başlayan Birinci Dünya Savaşı'na karşıt tavır alındı. Birinci Dünya Savaşı'nın beraberinde getirdiği acılar ve dertler nedeniyle 1917'ye kadar Kadınlar Günü yürüyüşleri ve etkinlikleri birkaç yıl boyunca yapılamadı. Ta ki, 8 Mart 1917 günü Petrograd'da greve gitmelerine kadar. Kadın işçiler, bu grevi Kadınlar Günü'nde başlatarak bu güne özel bir anlam kazandırdı. Aynı gün metal işçilerine delegeler göndererek onların da greve katılmalarını talep ettiler. Grev dalgası çok kısa bir süre içinde tüm kente yayıldı ve 8 Mart akşamına kadar yaklaşık 120 bin işçi bu grevde yerlerini aldı. 1921 yılında toplanan 2. Enternasyonal Konferansı'nda 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olması kararlaştırıldı. 2. dünya savaşı arasındaki zaman diliminde kadınların talepleri ve 8 Mart Kadınlar Günü'nde yoğunlaştırdıkları mücadelenin içeriğini, serbest ve yasal kürtaj hakkıyla işçi kadınların hamileliklerinde ve anne olduklarında koruma altına alınmaları konuları oluşturur. Ayrıca, aynı işe eşit ücret, günlük çalışma saatlerinin ücretlerde düşme olmadan azaltılması gibi konularda kadın-erkek eşitliği konusunda getirilen istemlerdir. 8 Mart, bu gelişme içinde Enternasyonal Kadınlar Günü olarak dünya çapında yayılmıştır. Kadınlar Günü, bugün de, aynı başlangıçta olduğu gibi, haksızlıklara, savaşa karşı; daha iyi yaşam ve çalışma koşulları, bağımsız ve sömürünün olmadığı bir düzen ve sınıfların ortadan kalktığı eşit bir toplum için verilen mücadele olarak algılanmaktadır. Türkiye'de İlk kez 1921 yılında sosyalist kadınlar tarafından "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlayan 8 Mart, 1975 yılında İlerici Kadınlar Derneği (İKD) tarafından daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. 'Birleşmiş Milletler Kadınların On Yılı' programında Türkiye de etkilenmiş, 1975 yılında 'Türkiye 1975 Kadın Yılı' kongresi yapılmıştır. 1980 askeri darbesinden sonra 4 yıl anılmadı 8 Mart. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından Dünya Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı. Kadınlar 80'li yıllarda 8 Mart'ı izinli yürüyüş ve şenliklerle kutlayamamışlarsa da, küçük gruplar mütevazı kutlamalarını sürdürdü. 1990'lı yıllarda kadın kuruluşlarının sayı ve çeşitliliğinin artması ile beraber 8 Mart daha geniş bir katılımla kutlanılır oldu."
Tören sonrasında, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, tören alanında bulunan kadınlara karanfil dağıtarak, "8 Mart Dünya Kadınlar Gününü' kutladı.