Kuzey Doğu Anadolu Bölgesi Su Ürünleri Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Prof. Dr. Mevlüt Aras, hidroelektrik santrallerinin, yöredeki su ürünleri açısından da büyük bir tehlike olacağını söyledi.
//ARAS’ın TESPİTLERİ
Son günlerde yaşanan HES tartışmalarında, yöre insanının haklılık payının büyük olduğu vurgulandı. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü Öğretim Üyesi Kuzey Doğu Anadolu Bölgesi Su Ürünleri Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Prof. Dr. Mevlüt Aras, yörede HES kurma anlamında bir takım çalışmalar yürütüldüğünü, fakat yöre insanının bu çalışmalardan haberdar olmadıklarının anlaşıldığını kaydetti.
//ÜNİVERSİTENİN GÖRÜŞÜ ALINMALIYDI
Erzurum’da Atatürk Üniversitesi gibi bilimsel araştırmalar yapan bir eğitim kurumu bulunduğuna vurgu yapan Aras, HES’lerin yapım süreci içerisinde Atatürk Üniversitesi’nden de bilgi alınması gerektiğini kaydederek, ‘Bu konuda Atatürk Üniversitesi’nden uzman görüşü alınabilinirdi, fakat alınmadı. Köylü vatandaşların ifadeleri de gösteriyor ki, süreçten kendilerine de haberdar edilmemiş. Halbuki bu konuda yöre insanına bilgi verilmeli, yapım çalışmalarının bölgede ne tür etkiler bırakacağı hususunda bilimsel görüş istenmeliydi. Hepimiz biliyoruz ki, HES’ler, özellikle yöredeki su ürünleri açısından büyük bir sorun teşkil edecek.” diye konuştu.
//“ SU ÜRÜNLERİ KORUNABİLECEK Mİ?”
HES’lerin konuşlandırılacağı bölgelerde özellikle balıkçılık anlamında çeşitli faaliyetler yürütüldüğüne dikkati çeken Prof. Dr. Aras, “Eğer bölgede enerji üretimi ile ilgili olarak bir takım iş ve işlemler yürütülecekse, buradaki su ürünlerinin korunmasına yönelik olarak gerekli tedbirler de alınmalıdır.” diyerek, bölgede halihazırda Atatürk Üniversitesi tarafından bazı çalışmalar yaptıklarını hatırlattı. Aras, “HES’lerin yapılacağı bölgedeki balıklardan yağ enzimleri alıyoruz ve inceliyoruz. Bu enzimlerden elde edilen bulgular doğrultusunda buralarda bilimsel sonuçlara varmayı amaçlıyoruz. Kim bilir, bu bölgedeki balıklar çeşitli hastalıklara derman bile olabilirler. Bu varlıklarımız hem yöre, hem de ilimiz için önemli bir zenginliktir. Bu zenginliğin korunması ve gelecek adına muhafaza edilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı. Bölgedeki akarsu ve dere yatakları aracılığıyla yaşamlarını idame ettiren yöre insanının, HES’lerin yapım süreciyle ilgili olarak bilgilendirilmemesini doğru bulmadıklarını anlatan Aras, söz konusu yapım işlerini yürütmeleri tasarlanan şirketlerin yabancı oluşlarının da, çok büyük bir hata olduğunu sözlerine ekledi. (GHA)