Tarihte çeşitli kahramanlık destanlarının yazıldığı Erzurum, şahadet şerbeti içmiş nice vatan evlatlarını da bağrında misafir ediyor.
“Bir Yedek Subayın 1. Dünya Harbi Hatıraları” isimli kitap, Erzurum topraklarının her bir karışının şehit kanlarıyla sulandığını gözler önüne seriyor. Erzurum’un Ruslar tarafından işgal edildiği dönemde vatani görevini yedek subay olarak yapan Erzurumlu Fethullah Efendi’nin, düşman taarruzuyla şehadete kavuştuğu anın anlatıldığı kitapta, Aşkale’nin Göktepe sırtlarında Fethullah Efendi ile daha birçok şehidin ebedi uykularına daldıkları anlatılıyor.
//VATAN İÇİN HERŞEY FEDA
Fethullah Efendi’nin 2. Bölük Komutanlığı yaptığı taburda, 1. Bölük Komutanı olan Rıfat Erdal’ın, 1973 yılında yayınlanan hatıraları, Erzurum’un şehitler otağı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Erdal’ın hatıralarında, Rus işgali sırasında Erzurum’un boşaltılması ve o anda yaşanan hadiseler aktarılırken, Erzurumlu Fethullah isimli bir yedek subaydan ise, övgüyle bahsediliyor. Erzurum’un tahliye edilmesi sırasında patlatılan cephanelik yüzünden ailesiyle birlikte yaşadığı evi de yerle bir olan Fethullah Efendi’nin, 2 çocuğu ve eşiyle birlikte ortada kaldığına yer verilen hatıratta, Dadaş Subay’ın, vatanın savunması için ailesini bile feda edecek kadar vatansever olduğuna vurgu yapılıyor.
//CEPHEDE, ŞEHİDAT ŞERBETİNİ İÇTİ…
Eşi ve 2 çocuğunu Erzurum’da bırakarak vatan savunması için cepheye koşan Erzurumlu Fethullah’ın, daha Erzurum Ovası’nı bile terk etmeden 7 yaşındaki oğlu Kerim’e kavuşma anının anlatıldığı hatıralarda, her şeyden önce bir baba olan Dadaş Subay’ın, yavrusunun gözleri önünde şehit düşmesi de, kelime kelime aktarılıyor. Aşkale ilçesindeki Göktepe sırtlarında yürekleri kavuran olayı, 1. Bölük Komutanı olan Rıfat Erdal, hatıralarında şöyle anlatıyor: “Fethullah Efendi Erzurumlu idi. Benim 1. Bölük Komutanlığı yaptığım taburda, o da 2. Bölük Komutanlığı’nı yürütüyordu. Benim bulunduğum 1. Bölük’le yan yana siperde idik. Ruslar, sabaha karşı bizim ileri karakollara hücuma başladı. Bu sırada Fethullah Efendi, siperin üzerine çıkıp, Rus kuvvetlerini görmek ve nereden geldiklerini tespit etmek için elinde bulunan aydınlatma tabancasını ateşledi. Tabancayı ateşler ateşlemez, Ruslardan bu ışığa karşı ateş açıldı. Fethullah Efendi göğsünden vuruldu ve siperin içine düşerek şehit düştü.”
//BİR ŞEHADET ÖYKÜSÜ
Rıfat Erdal, hatıralarında büyük bir teessürle bahsettiği bu olayın ardından hemen Fethullah Efendi’nin düştüğü sipere doğru koştuğunu ve karşılaştığı manzarayı şöyle anlatıyor: “Siperin içerisinde onu kanlar içinde yatar vaziyette buldum. Yaşayıp yaşamadığını kontrol ettim, fakat Dadaş Fethullah şehadet şerbetini hepimizden önce içmişti. Bir askerin sırtında mübarek naaşını siper gerisine aldık ve kana bulanan yarasıyla onu oracıkta ebedi istiraatgahına defnettik.”
Hatıralarda, Şehit Yedek Subay Fethullah Efendi’nin defnedilmeden önce bu durumdan 7 yaşındaki oğlu Kerim’in de haberdar edildiği bildirilirken, kurşunlar ve top mermilerinin altındaki Kerim’in, babasının kanlar içinde kalan bedenine sarılarak dakikalarca gözyaşı döktüğü kaydediliyor. Erzurumlu Fethullah gibi daha birçok şehidin, Aşkale’nin Göktepe sırtlarında sonsuz uykularına yattıkları vurgulanan; “Bir Yedek Subayın 1. Dünya Harbi Hatıraları” adlı kitapta, övünç ve gururla anılacak daha birçok aktarım bulunuyor.