Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin il kongresine katılmak üzere geldiği Erzurum’da, hükümete yüklendi. Ekonomiden dış politikaya, iç politikadan hukuka kadar çeşitli konularda görüş belirten Baykal, AKP’nin son demlerini yaşadığını vurgulayarak, “Abbas artık yolcudur.” dedi.
//ERZURUM’DA HİBEDEN YARARLANACAK KAÇ ÇİFTÇİ VAR?
Hükümetin, hayvancılık sektörünü desteklemek amacıyla yürürlüğe koyduğu hibe teşviklere veryansın eden Baykal, “Bunlar, çiftçiyi teşviklerden faydalandırmak için en az 50 büyükbaş hayvan şartı getiriyorlar. Sorarım şimdi; 50 büyükbaş hayvanı bir araya getirip, Erzurum’da hayvancılık yapabilecek kaç çiftçi var? Yok elbette. İşte bunlar, çiftçiye resmen ‘üretmeyin’ diyorlar.” ifadelerini kullandı.
//BAYKAL’A BÜYÜK İLGİ
CHP Lideri Deniz Baykal, partisinin il kongresine katılmak üzere Erzurum’a geldi. Havaalanından partililerce oluşturulan araç konvoyu eşliğinde şehir merkezine gelen Baykal, seçim otobüsünden halkı selamladı. Kongrenin yapılacağı Tufan Restaurant’ta, partililerin sevgi gösterileriyle karşılanan CHP Lideri, izdiham yüzünden salonda protokole ayrılan koltuklara kadar güçlükle yürüyebildi. Partililer, Baykal’la tokalaşabilmek için birbirleriyle adeta yarış verirlerken, kongrenin açılış konuşmasını yapan CHP İl Başkanı Tuncer Aktaş, Erzurum’un karşı karşıya bulunduğu sıkıntılara ilişkin olarak Genel Başkan Baykal ve partili konuklara bilgiler aktardı.
//İL BAŞKANI AKTAŞ, ERZURUM’UN SORUNLARINI AKTARDI
CHP Erzurum İl Başkanı Tuncer Aktaş, Erzurum’un sosyal ve ekonomik yöndün her geçen gün daha kötüye gittiğini vurgulayarak, “AKP’ye Türkiye’de en büyük desteği veren illerden birisi olan Erzurum, maalesef bu desteğin karşılığını hiç göremedi. Erzurum’da yoksulluk tavana vurdu, insanların büyük bir bölümü fon yardımlarıyla ayakta duruyor. Erzurum, ne genel siyasetten umduğunu bulabildi, ne de yerel siyasetten yüzü güldü.” diye konuştu.
//ERZURUM’UN İÇME SUYU SORUNU
Erzurum’un, yıllardan beri büyük bir haz alarak tükettiği kaynak sularını bile, bu hükümet döneminde kaybettiğini dile getiren Aktaş, “Getirdiler, mangan elementinin yoğun olduğu bir bölgede yapılan barajın suyunu içme suyu olarak şehre verdiler. Musluklardan sapsarı su akıyor. Bu da yetmedi, yine kaynak sularının geçiş noktası olan bir bölgede otopark yaptılar. Bu kaynak sularının hepsini kaybettiler, Erzurum’un kültüründe ayrı bir yeri olan ve kaynak sularının aktığı çeşmeleri rahmete kavuşturdular. İşte bunlar Türkiye’yi de, Erzurum’u da böyle yönetiyorlar, kaybettiriyorlar, fakirleştiriyorlar, yoksullaştırıyorlar.” şeklinde konuştu.
//ERZURUMSPOR DRAMI
Erzurum’un hızlı bir göç sorunuyla karşı karşıya bulunduğunu ve çiftçilerin de, köylerini bırakarak şehir merkezinde yoksulluğa teslim olduklarını ifade eden İl Başkanı Aktaş, “Biz bunlara ‘insanlar işsiz’ diyoruz, onlar özelleştirmeler yaparak çalışanları kapının önüne koyuyorlar. Biz bunlara ‘insanlar aç’ diyoruz, onlar yaşam şartlarını daha da zorlaştırarak, milleti perişan ediyorlar. Kalkınmaktan ve gelişmekten dem vuruyorlar, gelsinler Erzurum’a da, marifetlerinin ne olduğunu bir görsünler.” dedi. Konuşmasında Erzurumspor’un geldiği noktaya da temas eden İl Başkanı Aktaş, “Kış Oyunları’na hazırlanan bir kent, maalesef profesyonel ligde top koşturan bir takımını kaybetmiştir. Kimin yüzünden, bunların yüzünden… Erzurumspor, AKP’nin hem genel, hem de yereldeki temsilcileri tarafından kapanmaya zorlanmıştır, bunu kimse inkar edemez.” diye konuştu. Erzurum’un artık gerçekleri tüm çıplaklığıyla gördüğünü ve şehirde CHP siyasetinin aktif bir biçimde rol almasının şart olduğuna kanaat getirdiğini kaydeden Aktaş, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atan Erzurum’un, hükümete gereken dersi vereceğine inandığını söyledi.
//“ERZURUM AKP’NİN UMURUNDA MI?””
Aktaş’ın konuşmasının ardından kürsüye davet edilen CHP Lideri Baykal, konuşmasında hükümeti eleştiri yağmuruna tuttu. Türkiye’nin son 8 yıldır bir bilinmeze doğru sürüklendiğini vurgulayan Baykal, “Bunlar var ya bunlar, bunlar gömleklerini değiştirdiler; kendi deyimleriyle mücahittiler, ama şimdi müteahhit oldular. Erzurum’daki yokluk, yoksulluk, işsizlik ve çaresizlik bunların umurunda mı sanıyorsunuz? İşçiyi, memuru bunlar sefil ettiler. Çiftçiyi topraktan bunlar kopardılar, küçük esnafı küresel sermayeye bunlar yem ettiler. Bakın bakalım yapılan özelleştirmelere, bu işlerden kimler ne kazandı, kimler ne kaybetti?” ifadelerini kullandı.
//ERZURUM YÜREĞİMİZİN ŞEHRİ
Erzurum’un CHP grubunda temsil edilmediğini, ama kendisi de dahil olmak üzere tüm CHP’lilerin yüreğinin Erzurum için çarptığını vurgulayan CHP Lideri Baykal, Erzurum’un siyaseten artık tavrını ve duruşunu göstermesi gerektiğini kaydederek, “Önce verdiğinize, ardından aldığınıza bakın. 8 yıl önce olduğunuz yerden, nerelere geldiğine bakın, kararınızı ona göre verin. Bundan önce ‘nereden bilecektik’ diyordunuz, ama artık böyle bir mazeretiniz de yok. Bunların ne olduğunu gördüğünüz, artık biliyorsunuz. O zaman aklın yolunun bir olduğunu bunlara da gösterin.” diye konuştu.
//“ERZURUM’DA 50 BÜYÜKBAŞ HAYVANI BULUNAN KAÇ ÇİFTÇİ VAR?”
Erzurum’un işçi ve memur şehri olduğu kadar, tarım ve hayvancılık kenti olduğuna da dikkati çeken Genel Başkan Deniz Baykal, bir süre önce DAP kapsamında bulunan iller için yürürlüğe sokulan hayvancılık teşviklerine veryansın etti. Hükümetin, hayvancılığı bir işletme mantığıyla yapmak isteyenlere hibe teşvikler vereceğini açıkladığını hatırlatan Baykal, “Hükümet teşvik verecekmiş, peki kime? En az 50 büyükbaş hayvanla işletmecilik yapanlara. Şimdi size soruyorum; Erzurum’da 50 büyükbaş hayvanı bir araya getirip, hayvancılık yapabilecek kaç çiftçi var? Ya da sizce bu bölgede kaç çiftçi bu teşviklerden faydalanabilir? Bunlar var ya, bunlar üreticiye resmin ‘üretmeyin’ diyorlar. Bunların yürüttüğü, dostlar alışverişte görsün mantığıdır.” dedi. CHP iktidarında üreticilere verilen teşviklerin sözde kalmayacağını ifade eden Baykal, “Biz teşvikleri kimlere vereceğiz, biliyor musunuz? En az 10 büyükbaş hayvanı olan çiftçi, bizden teşvik alacak. Üretmek için, hayvancılığı canlandırmak, katma değer oluşturmak ve yeni istihdamlar sağlamak için.” şeklinde konuştu.
//“DİNİN SİYASETE ALET EDİLMESİNE İZİN VERMEYİZ”
Ülke gündemindeki gelişmelere ilişkin olarak açıklamalarda da bulunan Baykal, dinin, siyasete alet edilmesinden yakındı. Baykal, Allah’ın varlığının bir olduğunu, aksini iddia etmenin O’na şirk koşmak anlamına geleceğini ifade ederek, “Dinde ne vardır, iman esası vardır, teslimiyet esası vardır. Dinde tamamen teslim olmak zorunluluğu vardır. Fakat siyasette ne vardır, muhalefet vardır, sorgulamak vardır. İkisi birbirinden çok farklı şeyler. Ama bugün bu ikisi birbirine karıştırılmış durumdadır. Buna izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Din, siyasetin içerisine girmemelidir, siyaset, kışlanın içerisine girmemelidir. Eğer bu olursa, Allah korusun başımıza çok kötü felaketler gelir; tıpkı geçmişte Balkan Savaşı’nda olduğu gibi. Böyle bir sürece bizden izin yok, müsamaha yok.” şeklinde konuştu.
//“HUKUKA MÜDAHALENİN ADI REFORM OLAMAZ”
Hükümetin, hukuki alanda reform adı altında bir takım girişimlerde bulunduğuna işaret eden Baykal, siyasetin hukuka müdahale etmesinin, hiçbir zaman reform olarak değerlendirilemeyeceğini kaydetti. Baykal, “Bizimki diyor ki, ‘Anayasa Mahkemesi’ne, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na kimin üye olacağını biz siyasetçiler kararlaştıralım'. 'Biz siyasetçiler' dediği kendisi. O kararlaştıracak, milletvekilleri o isimlere oy verecek ve böylece o isimler Anayasa Mahkemesi'ni, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nu oluşturacak. Anayasa Mahkemesi 50 yıldır aynıydı. Gelmiş geçmiş bütün Başbakanlar bunu içlerine sindirdi." dedi.
//MİLLİ İRADE
Baykal, milletin gerçek iradesinin, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararın içinde gizli olduğunu vurgulayarak, "Şimdi diyor ki arkadaş, 'ben Anayasa Mahkemesi'ni kendi yandaşlarımla doldurayım, çıkardığım hiçbir kanunu geri çevirmesin'. Sen cumhuriyetin temel değerlerini, hukuk devletini, demokrasiyi ve laiklik ilkesini istemiyorsun, sorun da oradan kaynaklanıyor.” diye konuştu.
//“TÜRKİYE KAMPLAŞMANIN EŞİĞİNE GETİRİLDİ”
Türkiye’nin ayrışmanın ve bölünmenin eşiğine getirildiğini öne süren Deniz Baykal, artık insanların birbirleriyle kamplaşma noktasında olduğunu kaydetti. Baykal, “Laz olabilirsin, Çerkez olabilirsin, başımla birlikte, ama senin Laz ya da Çerkez olman, Türk milletinin bir parçası olamayacağın anlamına gelmez. Bu geçmişte de böyleydi, bundan sonra da böyle olacak. Tabi bu dediğiz nasıl olacak, desteklerinizle olacak. Önce CHP iktidar olacak, sonra bunlara yaptıklarının hesabı tek tek sorulacak. Kim bilir, belki de bunlara Yüce Divan’ın bile yolu açılacak.” dedi.
Siyasetin mahkemede de yeri olmadığını vurgulayan Baykal, ''Hakim kendi siyasi anlayışına göre karar versin, sanık kendi siyasetine göre destek arasın, böyle bir şey olur mu'' diye sordu.
Anayasa Mahkemesi'nin AK Partiye ihtarda bulunduğunu ve ''Sen laikliğe karşı eylemlerin odağı oldun'' dediğini hatırlatan Baykal, ''Son dönemde Türkiye'de, cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş, dünyanın hiçbir demokrasisinde tanık olunmayan olaylar yaşanmıyor mu? Kuvvet komutanları, ordu komutanları en yüksek rütbeyle bu millete hizmet vermiş insanlar bir suçlu konumuna çekilmiyor mu? Bunun altında sadece hukuk, yasalara saygı anlayışının yattığına inanmamız mümkün mü? Bunun altında bir başka
senaryonun yattığı açık bir gerçek değil mi. Bu memleketin şerefli evlatları birbiri ardından onur intiharları yapmak durumunda kalıyorlar. İddialar ortaya atılıyor, altından bir şey çıkmıyor. 3 yıldır bu suçlamalar sürüyor. Ortada iddiadan başka bir mahkeme kararı var mı? Tutuklama kararı var ama hüküm yok, yargı yok. Yıllarca içeride kalıyorsun, neyle suçlandığını bile bilmiyorsun. Bu hiçbir çağdaş yargılama sistemi içine yerleştirilecek bir uygulama değildir. Türkiye'de siyaseti orduya yerleştirme konusunda bir çabanın yürütülmekte olduğunu hepimiz görüyoruz. Alırım, bırakırım. Neye göre alıyorsun, neye göre bırakıyorsun? Hukuka göre mi bırakıyorsun, siyasete göre mi? Siyasete göre mi alıyorsun hukuka göre mi bırakıyorsun? Hukuk, yargı darbe yemiştir. Hukuka olan güven sarsılmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, meydan boştur, dini siyasete alet etmişlerdir, para cezasıyla kurtulmuşlardır. Kışlaya siyaseti sokmaya teşebbüs etmişlerdir ve çok büyük ölçüde de bunu gerçekleştirmişlerdir" ifadelerini kullandı.
//YARGIDA YAŞANANLAR
Darbe vurma sırasının yargıya geldiğini söyleyen Baykal, hükümetin bu amacına ulaşmak için Anayasayı değiştirmeye çalıştığını iddia ederek, "Şimdi hükümet, ilk ikisini halletti, üçüncüsünü halledebilmesi için Anayasa'yı değiştirmesi lazım. Anayasa'yı değiştirmediği sürece bunu yapamayacak. Şimdi bu bizimki çıktı, diyor ki, 'Anayasa Mahkemesi'ne, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na kimin üye olacağını biz siyasetçiler kararlaştıralım'. 'Biz siyasetçiler' dediği kendisi. O kararlaştıracak,milletvekilleri o isimlere oy verecek ve böylece o isimler Anayasa Mahkemesi'ni, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nu oluşturacak. Anayasa Mahkemesi 50 yıldır aynıydı. Gelmiş geçmiş bütün Başbakanlar bunu içlerine sindirdi" dedi.
Mayınlı arazilerin temizlenmesi konusunda Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı hatırlatan Baykal, milletin gerçek iradesinin, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararın içinde gizli olduğunu vurgulayarak, "Şimdi diyor ki arkadaş, 'ben Anayasa Mahkemesi'ni kendi yandaşlarımla doldurayım, çıkardığım hiçbir kanunu geri çevirmesin'. Sen cumhuriyetin temel değerlerini, hukuk devletini, demokrasiyi ve laiklik ilkesini istemiyorsun, sorun da oradan kaynaklanıyor. Farklı bir kültürü bizim devlet düzenimize,
cumhuriyetimize dayatmaya çalışıyorsun. Sen o kültürü Hikmet Yar'ın dizinin dibinde çöküp, ondan eğitim aldığın günlerden aldın. Seni Hikmet Yar yetiştirdi, Türkiye'de bizleri Mustafa Kemal Atatürk yetiştirdi" şeklide konuştu.
//STK İLGİSİ
Konuşmasına, kongre çalışmalarında başarılar dileyerek nokta koyan Baykal, partililerin yoğun ilgisi arasında salondan ayrıldı. Baykal, özel uçakla Ankara’ya döndü.
Öte yandan Baykal’ın katıldığı kongrede, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve sendikaların yanında, bazı siyasi parti temsilcilerinin bulunması da dikkat çekti. ESOB Başkanı Rasim Fırat, ERVAK Başkanı Erdal Güzel ve Türk-İş 9. Bölge Temsilcisi Orhan Gözgeç’in yanı sıra, Abdullatif Şener’in AK Parti’den ayrıldıktan sonra Türkiye Partisi’nin Erzurum İl Başkanı Erdem Ört de, CHP Lideri Baykal’ı en ön saflarda izleyen isimler oldular.