Erzurum'un Müslüman Türklerin eline geçmesine kadar Müslüman Araplarla Rumlar arasında defalarca el değiştirdiğini kaydeden Taşyürek, Erzurum’u ele geçiren İslam orduları içerisinde Sahabelerin olduğunun da bilindiğini kaydetti.
//SAHABELER ERZURUM’U TEŞRİF ETTİ
Doğu Anadolu'da bulunan 27 yerleşim yeri ile ilişkileri tespit edilen sahabelerden isimlen belirlenenlerin sayısının 117 kadar olduğuna işaret eden Taşyürek, “Şüphesiz buraya gelen sahabelerin sayısı bundan daha fazladır. Gerçektende sahabelerin İslam’ı anlatma arzusu bilindiğinde bu yörelere yapılan seferlere çok daha fazla sayıda katılmış oldukları tahmin edilebilir. Zira bu seferlerin gerçekleştirildiği tarihte onların çoğu hala hayatla bulunmaktaydı. Sufyan es Servi’nin bir ifadesinden Hazreti Peygamberin vefatından 12 sene sonra bile hayatta 12 bin Sahabe’nin bulunduğu anlaşılıyor.” dedi.
//ERZURUM’U TEŞRİF EDEN SAHABELER
Tarih Araştırmacısı Taşyürek, Erzurum’da vefat eden Sahabelere dair, şu bilgileri aktardı: “Safvan b. Avf el-Ezdi (Arz-ı Rum’da ölmüş veya öldürülmüştü. Bir rivayet göre Ebu Şeyhe el Hurdi, Arz-ı Rum’da ölmüş ve oraya defnedilmiştir Abdullah h. Kurt el-Ezdi de, Arz-ı Rum'da 56 yılında şehit olmuştur. El Vadin b. Ata’nın ninesinin de Huzeyfe'nin 'hanımı olduğu söylenir. Arz-ı Rum’a savaşçı olarak çıktığı ve öldürüldüğü söylenir. Muhadram Ebu Zueyb de, Arz-ı Rum’da savaşırken ölmüş ve buraya defnedilmiştir. Muaviye Habip Bin Mesleme buraya Vali olarak tayin edilmiş, henüz 50 yaşına varmadan o da vefat etmiştir. Hz. Ömer Suraka b. Amr'ı Bab'a göndermiş, öncü birliklerin basına da, Ahdurrahman bin Rabıa el-Bahli’yi koymuştu. Suraka da, Ermeniye ahalisiyle sulh yapmıştı. Suraka burada ölmüş, yerine de Abdurrahman’ı tayin etmişti. Hz. Ömer'de onu uygun bulmuştu. Safvan b. El Muattal’ın 19 yılında yılında Ermeniye savaşında şehit olduğu zaman emirlerinin Osman bin Ebil As olduğu rivayet edilmekledir. Osman b. Ebil As onlara cizye vermeleri
üzere anlaşma yapmıştı. El Haris bin Amr et-Tai de, burada ordu komutanı olarak savaşırken ölmüştür.”
//SAHABELERİN TÜRBELERİNE AYETEL KÜRSİ İŞLENMİŞ
Müslüman Arapların Erzurum’a 653 yılı civarlarında, Hz. Osman döneminde geldiklerini anlatan Taşyürek, bu birlikleri arasında Hendek ve Tebük muharebelerinde savaşmış sahabelerin olduğunun, Belaruzi’nin tarihinde de yazılı olduğunu dile getirdi. İbni Ebi Hatim Haccac b. Illat'ın mezarının Kalikala'da bulunmaktadır. El Haccac Sülemi de, Hicazlı bir sahabidir. Ve o da Kalikala'da medfundur.” dedi.
Tarih araştırmacısı Taşyürek, daha sonra şunları kaydetti: “Müslüman buraları aldıktan sonra uzun süre ellerinde tutamadılar. Ayrıca İslam ordularının buralara gelmesinin üzerinden yüz yıllar geçmiştir. Buralar defalarca el değiştirdi. Yakıldı, yıkıldı yeniden yapılandırıldı. Bu nedenle ilk yıllarda buralarda ölen kişilere ait mezarların ve isimlerin kayıp olmasını normal karşılamak gerekir. O dönemde burada vefat eden sahabelerin yerinin bilinmemesini de bu çerçevede değerlendirebiliriz. Sadece halk arasında dolaşan rivayetlerde: ‘Sahabe kabirlerinin diğer kabirlerden ayırt edilmesi için mezar taşlarına Ayet el kürsü işlenmiştir’ deniliyor. Bu rivayeti Emekli Müftü ve Vaiz Hacı Halis Emek ve Hacı Mehmet Kırkıncı Hoca Efendilere sorduğumuzda almış olduğumuz cevap: ‘Mezar taşları üzerinde Ayet el kürsü var ise, orada yatanın bir sahabe olduğunun işaretidir. Diğer kabirlerden ayırt edilmesi için böyle bir usul tercih edilmiştir.’ özetinde olmuştur.”
//NARMANLI MAHALLESİ VE KARSKAPI’DAKİ AYETEL KÜRSİ NAKIŞLI SAHABİ KABİRLERİ…
Narmanlı Mahallesi Dere Sokak’ta çevresi evlerle sarılmış, mahruti kısmının bir bölümü yıkılmış ve çukurda kalmış olan türbenin içerisinde dört adet mezar bulunduğunu anlatan Taşyürek, bu mezarlardan ikisinin Selçuk tarzında taşlardan olduğunu belirterek, “Bu mezarlardan birisinin Ahi olduğu söylenir. Diğer büyük sanduka üzerine Ayet-el Kürsi yazılıdır. O da dağıtılmış durumdadır. Yine Karskapı Caddesi’nde Çifte Kardeşler Kabristanı’ndan 100 metre doğu tarafında; caddenin sol tarafında çevresi taş duvarlarla çevrili, ahalinin Öksürük baba, tükürük nene gibi isim taktıkları iki mezarın sandukalarının dört tarafına nefis bir sülüs ile Ayetel Kürsü yazılıdır.” dedi. Şehrimizde, yakın tarihimize kadar ulaşan sahabelerimizden altı tanesi, şehrin tören alanı olan havuz başı, kongre anıtı çevre alanında, bir tanesi tekel binası bahçesinde, bir tanesi de eski Emirgan çay bahçesi, bugünkü Özel İdare binasının yerinde imiş. Şehir düzenlemesi adı altında kaldırılarak nereye götürüldükleri ise, maalesef bilinmiyor. Kim bilir, İbrahim Hakkı Hazretleri’nin de ifade ettiği gibi, Erzurum belki de bu yüzden ‘Mevla’ya Emanet’ edilen bir şehirdir.” şeklinde konuştu.