Türk Milleti’nin yüksek milli ruhunu, 23 Nisan 1920’de TBMM’ni kurarak ifade eden Tüm Kahraman Ecdadımızı Rahmet ve minnetle anıyoruz
TBMM 88’İNCİ YILINDA
TBMM Başkanı Köksal Toptan, milli mücadele dönemlerinde milleti bağımsızlığa kavuşturma başarısını göstermiş olan meclisin bugün de çözemeyeceği hiçbir sorun bulunmadığını söyledi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Birinci Büyük Millet Mecliste tören düzenlendi. Tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Birinci Meclis üyesi Sinop Mebusu Şerif Bey'in konuşmasının seslendirilmesiyle başladı.
TBMM Başkanı Toptan, yaptığı konuşmada, sevinç ve coşkuyla kutlanan bu bayram gününde, meclisin nasıl yokluklar içinde var edildiğini hatırlatmak istediğini söyledi.
''Çünkü bu binada hayat bulan Birinci Meclis, oluşum biçimi, amaçlarını gerçekleştirmedeki kararlılığı, özveri ve fedakarlığıyla alınması gereken derslerle doludur'' diyen Toptan, Birinci Meclis binasının, toprakları işgale uğramış, esarete mahkum edilmek istenen milletin bağımsızlık mücadelesini örgütleyerek yeniden dirilişini sağlayan mekan olduğunu vurguladı.
BİRİNCİ MECLİS
Milletin çelikleşmiş iradesinin, mücadele azminin, özgürlük tutkusunun sembolü Birinci Meclis'in, imtihanların en çetinini geçirdiğini ve milli mücadelenin beyni olduğunu ifade eden Toptan, ''Parlamenter tarihimizin eşsiz bir dönemine sahne olan bu meclisin açılış sürecinde yaşananlar bağımsızlık mücadelemizin ne şartlar altında kazanıldığının en etkileyici göstergesidir. Büyük Önder Mustafa Kemal Paşa, milli mücadeleyi başlatmak için daha ilk adımını Samsun'a attığında bağımsızlığa ulaşmanın yolunun milli iradeye dayalı bir meclis oluşturmaktan geçtiğini çok iyi biliyordu'' diye konuştu.
ERZURUM VE SİVAS KONGRELERİ
Tarih sahnesinden silinmek istenen milletin bağrından çıkan kahramanların, önce Erzurum ve Sivas kongreleriyle Anadolu'da filizlenen direniş hareketlerini adım adım örgütleyerek meclisin temellerini attıklarını anlatan Toptan, Birinci Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşu hakkında bilgi verdi.
Milletvekillerinin Birinci Büyük Millet Meclisi binasında oturdukları tahta sıraların okullardan, salonun aydınlatılması için kullanılan bir çift gaz lambasının çevredeki kahvehanelerden getirildiğini anlatan Toptan, milli mücadelenin merkezi olan binanın çatısının bile halktan toplanan ve birbirinden farklı kiremitlerle tamamlanabildiğini ifade etti.
KAYGILAR UMUDA DÖNÜŞTÜ
''Meclisimiz, işte bu şartlar altında milletimiz için yeni bir başlangıcı ifade eden bu tarihi günde, 127 milletvekilinin katılımıyla, büyük sevinç, coşku ve heyecanla açılmıştır'' diyen Toptan, tarihin seyrini değiştiren milletvekillerinin, verdikleri mücadeleyle binayı milletin kaygılarının umuda dönüştüğü yere çevirdiklerini anlattı.
MİLLİ İRADEYE SAYGI
Yok edilmek istenen bir milletin özgürlük sevdalısı kahramanlarının, her şeyden önce milli iradenin tesis edilmesi için mücadele verdiklerini belirten Toptan, ''Çünkü onlar, ülkenin bu zor şartlardan ancak milli iradenin rehberliğinde kurtulabileceğine yürekten inanmışlardı. Böyle bir ortamda meclisin açılması, cumhuriyetimizi kuranların milli iradeye verdiği değerin ve demokrasi anlayışlarının ne kadar ileri düzeyde olduğunun en açık göstergesidir'' diye konuştu.
Milli vicdanın eseri olan meclisin, o günden sonra memleketin alın yazısını elinde tutan en üstün kudret olan milli egemenlik ilkesiyle hareket ettiğini vurgulayan Toptan, önce milletvekilleri daha sonra öğretmen ve öğrencilerden oluşan zabıt katipleri aracılığıyla tutulan oturum tutanaklarının, bakkallardan temin edilen defterlere işlendiğini ifade etti.
''TOP SESLERİ ANKARA YAKINLARINDA DUYULDUĞUNDA...''
Düşman yaklaştığında, top sesleri Ankara yakınlarından duyulduğunda bile milletvekilleri çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Toptan, şunları söyledi: ''Çünkü mücadelenin kalbi burada atıyor ve yurdun her köşesine cesaret, kararlılık, inanç ve umut dağıtıyordu. Bağımsızlık ruhu vatan topraklarının her yanına buradan dağılıyordu. Millet adına ülkenin kaderine el koyan meclis, bir yandan işgal güçlerine karşı ulusal direniş hareketini yöneterek başarıya ulaştırmış, bir yandan da yaptığı yasal düzenlemelerle Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atmıştır. Üç yılı aşkın bir süre kullanılan bu bina, bağımsızlık savaşının büyük bir zaferle sonuçlanmasına, cumhuriyetimizin kuruluşuna, ilk anayasanın kabul edilmesine büyük bir coşkuyla tanıklık etmiştir. Kendini milletinin bağımsızlığına adamış vatan şairi Mehmet Akif'in kaleminde hayat bulan İstiklal Marşı, ilk kez bu kürsüden okunarak tüm dünyaya milletimizin özgürlüğe olan inancı haykırıldı. Bir kurtuluş savaşının meclis eliyle yönetilerek yeni bir ülkenin kurulması da dünya tarihinde ilk örnektir. Bu nedenledir ki; meclisimize milletimizin en şerefli payesi olan 'Gazilik' unvanı verilmiştir.''
''ONLARA ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ''
Gazi Meclisi vücuda getiren milletvekillerinin her birinin kültür düzeyi, dünya görüşleri, hatta bağlı bulundukları politik düşünceler farklı olduğuna dikkati çeken Toptan, ''Ancak onları burada buluşturan ortak amaç, vatanın kurtarılması ve bağımsızlığın kazanılmasıydı. Vatanımızı bulunduğu zor durumdan kurtarmak için önce kenetlenen milletvekilleri, milletimizin önünde yeni ufuklar açmak için burada ortak aklı oluşturdular'' dedi.
Milletvekillerinin, farklılıklarını bir potada buluşturarak ülkenin bağımsızlığı için ortak mücadeleye dönüştürdüklerini anlatan Toptan, ''Milletvekilleri hep halkla iç içe olmuş, elde silah cepheden cepheye koşmuş, askerle birlikte çarpışmış ve köy köy dolaşarak meclisin amaçlarını anlatmıştır. Gizli ya da açık oturumlarda özgürce tartışmaların yapılabildiği Gazi Meclis, parlamento tarihimizde milletvekillerinin en çok söz aldığı dönemlerden biri olmuştur. Yaşanan tartışmalar aslında bu meclisin demokratik kimliğinin ve dinamik yapısının en açık göstergesidir'' diye konuştu.
TBMM MİLLİ RUHUN İFADESİ
Toptan, şunları kaydetti: ''Büyük Atatürk ve o kahraman milletvekilleri bağımsızlığımız için canları pahasına mücadele vermeseydi, bugün bizler güçlü bir ülkenin mensupları olarak burada olamayacaktık. Bunun için onlara çok şey borçluyuz. Tükettiğimiz hayatı, bu güzel vatanı onlara borçluyuz. Açıldığı günden beri milletimizin kaderine yön veren meclisimiz, sorunların çözüm adresi olmayı sürdürmektedir. O günlerde milletimizi bağımsızlığa kavuşturma başarısını göstermiş olan meclisimizin bugün de çözemeyeceği hiçbir sorun yoktur. Yeter ki bizler de ülkemizin sorunlarını çözmek için tıpkı Gazi Meclisimizi oluşturan milletvekilleri gibi kenetlenelim ve dayanışma ruhu içerisinde hareket edelim. Güçlü bir Türkiye için, güçlü bir halk iradesine yani Meclis'e sahip olmamız gerektiğini bilerek herkesin gereken hassasiyeti göstermesi gerekir. Meclisimizin saygınlığı konusunda herkesin gereken özeni göstermesi, aynı zamanda cumhuriyetimizi kuran iradeye bağlılığın gereğidir. Çok şükür, o günlerdeki gibi çetin ve hayati sorunlarımız yok. Ancak önümüzde Büyük Önderin gösterdiği çağdaş uygarlığın üzerine çıkma hedefi bulunmaktadır. Bu hedefe ulaşmak için en büyük güç kaynağımız kuşkusuz geleceğimizin teminatı çocuklarımızdır. Milletimizin kaderinin şekillendiği bu anlamlı gün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından bayram olarak çocuklarımıza armağan edilerek, cumhuriyetimizin onların omuzlarında yükseleceğine olan güçlü inanç ifade edilmiştir.''