ESENGÜN GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ
Teşkilat çalışmaları için Genel Başkan Yardımcıları Şevket Kazan ve Ahmet Sünnetçioğlu ile birlikte Van'a gelen SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün, Van ve Hakkari il ve ilçe başkanları ile bir araya geldi. Donat İş Merkezi'nde bulunan SP Van İl Başkanlığı'nda basın mensuplarına gündemdeki konularla ilgili açıklamalarda bulunan Esengün, büyük bir ihtimalle gelecek yıl ekim sonu veya kasım başında Türkiye'nin bir erken genel seçime gideceğini söyledi. Esengün, kendilerinin de bu doğrultuda Van'a
gelerek teşkilatları ile bir değerlendirme toplantısı düzenlediklerini kaydetti.
//ERKEN SEÇİM STARTI
Bu çalışmalarının bir erken seçimin startı olarak da değerlendirilebileceğine vurgu yapan Esengün, hükümetin olanlara engel olamadığını ve bu nedenle bir erken genel seçime gideceğini belirtti. Demokrasinin de en güzel yanının bu olduğunu ifade eden Esengün, "Demokrasinin en güzel yanı budur. Hükümetler sıkıştığı anda milletin reyine müracaat ediyor. Halk verdiği oylarla hükümeti ve yöneticilerini yeniliyor. Makul olan da
budur" dedi.
//AÇILIM DEĞERLENDİRMESİ
Hükümet tarafından yürütülen demokratik açılımdan da bahseden Esengün, Türkiye'nin başta 'Kürt açılımı' sonra 'demokratik açılım' ve sonunda da başka sebeplerden dolayı başka isimlerin verildiği bir süreçten geçtiğini kaydetti. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) grubu bulunan 4 siyasi partinin de sınıfta kaldığını iddia eden Esengün, bu partilerin yanlışlıklar yaptığını ve halen yapmaya devam ettiklerini anlattı. İktidar partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) halen paketiniçinde ne olduğunu açıklayamadığını, somut bir adım atmadığını belirten Esengün, "Cumhuriyet Halk Partisi her zaman olduğu gibi sadece muhalefete devam etmektedir. Hiçbir katkı sunmuyor ve yeni bir proje getirmiyor. Sayın Baykal ile Sayın Başbakan haftalık grup toplantılarında olsun, diğer ortamlarda olsun birbirleri ile mücadele etmeye devam etmektedirler. Her ikisi de bunu isteyerek ve bilerek yapmaktadır. Erbakan hocamız geçmişte Sayın Demirel ile Ecevit arasında yaşanan bu tür kavgaya horoz dövüşüderdi. İki horozu dövüştürüp milletin yarısını bir tarafa, diğer yarısını başka bir tarafa almaktır. Sonuçta milleti oyalamak ve bundan puan kazanmaktır. Şu an Sayın Baykal ve Sayın Başbakan'ın da yaptığı budur. Bunu bilerek ve isteyerek yapıyorlar. Milleti 2 cepheye ayırıyorlar ve kendi tabanlarını kaybetmemek uğruna o niyetle çalışıyorlar" şeklinde konuştu.
//SİYASİ GÜNDEM
TBMM'de grubu bulunan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) de yanlış adımlar attığını ve ortamı gerdiğini savunan SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün, "Maalesef şimdi Türkiye'de hiçbir zaman istemediğimiz, hiçbir zaman olmasını temenni etmediğimiz bir gergin ortam var. Dağdan gelen PKK'lılara olan tepki, olanların karşılanması bir gerginliğe sebep oldu. Gerek DTP ve gerek MHP, aklıselim hareket etmek varken toplumu germeye çalıştılar" dedi.
//ERMENİSTAN PROTOKOLÜ
Ermenistan ile imzalanan protokole de değinen Esengün, karşılıklı olarak futbol maçlarına gidiş gelişlerle başlayan yakınlaşmada bu günlerde bir gerileme yaşandığını belirtti. Bunun da çeşitli sebepleri olduğunu ve Ermenistan ile olan yakınlaşmanın Azerbaycan ile bir bayrak krizine neden olduğunu vurgulayan Esengün, "Hükümet bu konuda en azından frene basmış durumdadır. Bu Ermenistan ile olan açılım, herhalde bir süre daha gündeme getirilmeyecek ve buzdolabında bekletilecek. Doğrusu da budur. BizimErmenistan'a hiçbir şekilde ihtiyacımız yoktur. Sınır kapısı, Karabağ sorunu bitmeden, diplomatlarımızın akıtılan kanı kurumadan ve Ermeniler Türkiye üzerindeki toprak taleplerinden vazgeçmeden bizim sınır kapısını açmamız ve benzeri teşebbüslerde bulunmamız yanlıştır. İlk adımın, ilk tavizin Ermenistan tarafından gelmesi lazımdır. Öncelikle Ermenilerin soykırım iddialarından vazgeçmeleri lazımdır" ifadelerini kullandı.
//BELGE KRİZİ
Kamuoyunda, 'Hükümeti ve Fetullah Gülen'i bitirme planı' olarak adlandırılan belgeye de değinen SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu günlerde gündemde olan bir başka konu ise 'ıslak imza' denilen ve haziran ayında gündeme gelen ancak Sayın Genelkurmay Başkanı tarafından, 'Bir kağıt parçası' olarak nitelendirilen bir belgenin aslının ortaya çıkmış ve yargıya intikal etmiş olmasıdır. Bu fevkalade önemli bir konudur. Gerek hükümetin gerekse yargının bu konu üzerinde hassasiyetle durması lazımdır. Türkiye'de artık hiç kimse bir darbeye, bir ihtilale teşebbüs etmemelidir. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) milletimizin gözbebeğidir. TSK
bizim en büyük güvencemizdir. Ama onun içinde bir avuç insanın yanlış yapması, darbe hazırlığına teşebbüs etmesi TSK'yı bağlamaz. Bu yanlışı yapan, bu hukuk ve Anayasa dışı teşebbüslerde bulunan her kim varsa ayıklanmalıdır. TSK'yı temize çıkarmamız lazım. Darbe teşebbüsünde bulunan albay, general her ne rütbede olursa olsun muhakkak gereken yapılmalıdır. Soruşturma açılmalıdır. Suçları varsa yapılacak soruşturma sonucunda yargıya teslim edilmelidir. Türkiye artık bir 27 Mayıs'ı, bir 12 Eylül'ü, bir 12
Mart'ı, bir 28 Şubat'ı yaşamamalıdır. Milli iradeye, demokrasiye tecavüzler son bulmalıdır. Meclis'in kapısına ve milli iradeye bir daha kilit vurulmamalıdır. Bunlar her kesimin talepleridir. İnşallah umut ediyoruz, komuta kademesindekiler de bu konuda gereken hassasiyeti gösterecektir. Eğer gerçekte o belgenin aslı ele geçirilmişse, o belge gerçekse, onu düzenleyenler ve bağlantıları ortaya çıkarılmalıdır. TSK aslı görevlerine dönmelidir. Bir an evvel siyasette elini çekmelidir."
SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün, daha sonra Erzurum’a döndü.