Hilmi Güler, Ordu'da 7'den 70'e herkesin hikayesini bildiği, 140 yıllık bir tarihe sahip 'Dereyolu'nu da başlatıp bitirme noktasına getirmesiyle ilginç, ilginç olduğu kadar 'stratejik' bir olaya da imza attı.
Güler, 140 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu döneminde projelendirilen, ancak maliyetinin yüksek olması, savaş ve siyasi sebeplerden dolayı bir türlü yapılamayan, hatta Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) bile müdahil olarak yapımına izin vermediği 'Dereyolu'nu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde yaptığı iki hamle ile Türkiye'ye kazandırdı. 7 yıl önce 'yerel hizmet' kapsamında 'baraj yolu' olarak başlatılan tarihi Dereyolu projesi, bugün Karadeniz ile Akdeniz'i birleştirecek 'ulusal bir
proje' olarak tamamlanma aşamasına geldi.
DEREYOLU'NUN ASIRLIK HİKAYESİ
Dereyolu'nun hikayesi, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal yönden gelişmesini istemeyen güçlerin tipik bir profili özelliğini taşıyor. Ordu-Sivas yolunun hayli yorucu ve sıkıntılı bir şekilde yüksek rakımdan geçmesi, kışın kardan sık sık kapanması üzerine ilk olarak 1870 yılından itibaren Melet Irmağı'nın geçtiği güzergah üzerinde planlanan Dereyolu Projesi, planlandığı yıllarda çok masraf gerektirdiği için yapılamadı. Daha sonra 1885-1890 yılları arasında mühendis olan Çıngıryan Efendi tarafından yeniden
projelendirildi. Ancak bu çalışma bir ön incelemeden öteye gidemedi. 1908 yılında Erkan-ı Harp Yüzbaşısı Şevki Efendi tarafından gündeme getirilerek yeniden başlatılmak istendiyse de araya giren Trablus, Balkan ve 1. Dünya Savaşı, Milli Mücadele yıllarında Dereyolu unutuldu. Cumhuriyet'in ilanından sonra, memleketin imarı için çalışmalar başlayınca Dereyolu tekrar ortaya atıldı. 1926-1928 yıllarında yeniden projelendirildi. Zamanın Ordu Valisi Ali Kemal Aksüt tarafından 1929 yılında çalışmalar yeniden
başlatıldı. Çalışmalar ilerlerken, bu kez güzergahın değiştirilmesi tartışmaları yaşandı. 1931 yılında güzergah değiştirilerek, ırmağın solundan gerçekleştirilen çalışmalar, bu kez karşı taraftan sağından başlatıldı. Ancak çalışmalar 1933 yılından itibaren durduruldu. 60 kilometre uzunluğunda olan güzergah ülkedeki siyasi karışıklıklar, 2. Dünya Savaşı derken yıllarca gündeme gelmedi.
1950'li yıllarda Adnan Menderes hükümetinin yatırım hamleleri döneminde gündeme getirildiyse de, acil bir yatırım olarak görülmediği için kimse üzerine eğilmedi. İhtilaller, muhtıralar derken, bir ara 1970'li yıllarda yeniden gündeme sokuldu. Dereyolu bu kez NATO engeline takıldı. ABD-SSCB arasında cereyan eden soğuk savaş döneminde gündeme gelen Dereyolu, 'Bir Sovyet işgalinde tankların Karadeniz'den İç Anadolu'ya kolayca ulaşmasını sağlar' diye gündemden yine çıkarıldı. 1992 yılında zamanın Ordu Valisi
Sami Seçkin döneminde çalışma başlatıldıysa da, siyasi sebeplerle devam edilmedi.
M. HİLMİ GÜLER İKİ HAMLEDE BİTİRDİ
'Dereyolu' hikayeleri ile büyüyen AK Parti Ordu Milletvekili olan M. Hilmi Güler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olmasının ardından ilk hamlesini yaptı. Önce Mesudiye'de 1997 yılında temeli atıldıktan sonra duran Topçam Baraj inşaatı için bölgeye büyük baraj türbin, salyangoz, santral malzemeleri gibi büyük aksamları götürecek olan ağır vasıtaların 6 metrelik mevcut devlet karayolundan gidemeyeceğini belirterek, 'Dereyolu'nu inşa için düğmeye bastı. Bakanlık bünyesindeki Devlet Su İşleri (DSİ)
tarafından 'baraj yolu yapıyoruz' diye 140 yıl önce Osmanlı döneminde projelendirilen güzergahta çalışmalar kesintisiz sürdürüldü. Karadeniz'in en sert ve engebeli coğrafyasında dağlar delindi, en zor bölümlerinde uzunluğu 7 kilometreyi bulan 13 tünel açıldı. 112 kilometrelik Ordu-Mesudiye yolu 60 kilometreye düşürüldü. Ve baraj inşaatı için tüm ağır vasıtalar bu yolda işlemeye başladı. Çalışmalar sonunda baraj ve HES bitirildi. Bu çalışmalar devam ederken, Hilmi Güler ikinci bir hamle yaptı. Ordu'nun
Sivas'a bağlanması üzerine projeyi genişleten Güler, Sivas'tan yola çıkan bir aracın yapılacak yeni düzenlemeler ve yollarla Karadeniz'den Akdeniz'e gidebileceğini ortaya koydu. Konuyu Bakanlar Kurulu gündemine getiren Güler'in projesine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sahip çıkınca konu ulusal gündeme oturdu. Başbakan Erdoğan'ın 11 Mart 2009 günü Ordu'da yaptığı mitingde Karadeniz-Akdeniz yoluna önem verdiklerini açıklaması olayı resmileştirdi. Hilmi Güler'in projesine göre; Karadeniz-Akdeniz Bölünmüş Yol
Projesi Ordu, Ulubey, Mesudiye, Koyulhisar, Doğanşar, Hafik, Sivas, Şarkışla, Pınarbaşı, Göksun, Andırın, Kadirli güzergahını takip ederek Osmaniye'ye ulaşıyor, buradan da Tarsus-Adana-Gaziantep otoyolunun Hatay otoyolu kavşağına bağlanıyordu. Kısacası Karadeniz önce Akdeniz'e buradan GAP'a bağlanmış olacaktı. Biraz daha geniş bakılınca Doğu'dan Erzurum üzerinden İran ve Ermenistan'a oradan Kafkasya'ya, Güney'den ise Suriye'ye ulaşılıyordu.
ÇALIŞMALAR NE DURUMDA?
Ordu-Sivas güzergahı: Ordu Merkez-Uzunisa yolu tamamlanma aşamasına gelirken, Uzunisa-Gümüşköy arasındaki 19 kilometre ihale aşamasına geldi. Gümüşköy-Topçam arasındaki baraj yolu bitirilerek Karayollarına devredilmeye hazır hale getirildi. Topçam-Mesudiye-Sivas çalışmaları sürüyor.
Koyulhisar-Doğanşar-Hafik-Sivas: Bölünmüş duble yol olarak çalışmalar devam ediyor.
Sivas-Şarkışla: 19 kilometrelik yolun 3.5 kilomesi 'duble yol' olarak inşa edilmişti. Geriye kalan bölümün bölünmüş yol olarak inşa çalışmaları sürüyor.
Şarkışla-Pınarbaşı-Tufanhbeyli: Yer yer duble yol olarak inşa edilmiş yol, 2008 yılında yapılan ihalelerle tamamen bölünmüş yol olarak inşa ediliyor.
Göksun-Andırın-Kadirli: Güzergahın düz ova olması sebebiyle bölünmüş yolun fazla maliyetli olmayacağı açıklandı. Halen bölünmüş yol çalışmaları aralıksız sürüyor.
PARÇALAR MONTE EDİLECEK, BİRLEŞTİRİLECEK
Günlerini seçim bölgesi ve memleketinde geçiren Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı ve AK Parti Ordu Milletvekili M. Hilmi Güler, Dereyolu'nun son durumunu yerinde inceledi. Beraberinde Ordu Vali yardımcısı Mehmet Turan Çuhadar, Ulubey Belediye Başkanı Akif Atlı, DSİ İl Müdürü Coşkun Alp ve bir grup partiliyle Karadeniz-Akdeniz yolunun başlangıç noktası olan Ordu'daki çalışmaları denetledi. Bölgenin zor ve çetin coğrafyasına rağmen Ordu bölgesindeki çalışmaların hızla ilerlediğini kaydeden Güler,
"Buradaki yollar, Karayolları ve DSİ'nin ayrı ayrı yaptığı yollardı. Şimdi Karayolları'na verilmesini takip ediyoruz. Olduğu takdirde o zaman tek elden gitmiş olacak. En önemli kısmını, 13 tüneli daha evvel DSİ ile yapmıştık. En zor kısmını geçtik. Şimdi parça parça diğer kısımlar monte edilmiş olacak. Burada Ordulu Akdeniz'e, Akdeniz'den de halkımız Ordu'ya gelmiş olacak. Müthiş bir ikili trafik olacak. Şimdi bu birleştirmeler yapılıyor, zoru bitti şimdi montaj kısmı yapılarak hem asfaltlanmasını, hem
kalitesini, hem de standartını birleştirmeye çalışıyoruz. Bu incelemenin neticesinde Bakanımızla da görüşüp bunu süratli bir şekilde bitirip bunu hem Ordu, hem de Türkiye ekonomisine hediye edeceğiz" dedi.