Erzurum’da 23 Temmuz İlköğretim Okulu’nun bahçesinde bulunan ve bir süre önce onarımdan geçirilerek güncellenen iki mezar, tartışma konusu oldu. Okul bahçesinde bulunan mezarlardan birisinde Şükrüpaşa’nın kızı İzzet Hanım’ın medfun olduğu öğrenilirken, diğer mezarın ise, Kadri tarikatının halifelerinden Ahmet Efendi’ye ait olduğu belirtildi. Okulun bahçesinde bulunan mezarların onarılması yönünde bir süre önce Erzurum Valiliği ile Büyükşehir Belediyesi’ne başvuruda bulunan ve aynı zamanda Şükrü Paşa’nın torunu olan Yalçın Özyapar, “Kafamızdan mezar yeri uydurmadık. Elimizdeki bilgi ve belgeler doğrultusunda başvurumuzu yaptık ve tarihi niteliği bulunan mezarların onarımı için yardım talep ettik.” dedi.
YAPTIĞIMIZ ECDADA SAHİP ÇIKMAKTIR
Erzurum’un Aşkale ilçesinde doğan ve ünlü bir Osmanlı Paşa’sı olan Şükrü Paşa’nın kızı İzzet Hanım’la, onun eşi Kadiri Tarikatı’nın halifelerinden Ahmet Efendi’ye ait olan kabirlerin, 100 yıla yakın bir zamandır burada bulunduğunu vurgulayan Yalçın Özyapar, “Mezarlar tahrip olmuş ve neredeyse kaybolmuştu. Biz mezarların burada olduğunu zaten biliyorduk, elimizde bu yönde belgemiz de var, bilgimiz de var. Ecdadımıza ait olan mezarları kaybolmaktan kurtardık diye, suçlu mu olduk, kabahatli mi olduk?” diye konuştu.
ŞÜKRÜ PAŞA VAKFI KURULACAK
Mezarların gün yüzüne çıkarılması ve yenilenmesi sürecinde Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’in büyük ilgi ve alaka gösterdiğine dikkati çeken Yalçın Özyapar, “Ben 80 yaşına geldim ve bu dünyada artık muhacir sayılırım. Sayın Belediye Başkanı, Erzurum’da koskoca bir semte dahi ismi verilmiş olan Şükrü Paşa’nın kızına ait mezarla ilgilenmiş; tarihe duyduğu saygıyı göstermiştir. Kendisine teşekkür etmekle birlikte, gözlerinden öpüyorum.” ifadelerini kullandı. Özyapar, mezarların okul bahçesinde bulunması öne sürülerek yapılan eleştirilere işaret ederek, “Bu hususu eleştirenler şunu neden dile getirmiyorlar? Şükrü Paşa’ya ve kızı İzzet Hanım’a ait taşınır taşınmaz mal varlıkları, öğrencilerin eğitim ve öğretimi için harcanacak. Şükrü Paşa’nın torunu olarak ben bizzat Erzurum’da, eğitim ve öğretime katkıda bulunulması amacıyla Şükrü Paşa Vakfı’nı kuruyorum. Şükrü Paşa’nın ve onun kızının neyi varsa, öğrenciler faydalanacak, eğitim görecek. Bu vakfı kurmak ve Erzurum’da yoksul öğrencilerin elinden tutmak için İstanbul’da kendime ait olan iş merkezimi bile satılığa çıkardım. Sırf memleketimdeki öğrencilere fayda olsun diye. Sırf Şükrü Paşa’nın torunları olan yüzlerce öğrencimiz, okusun, büyük adam olsun diye. Vakıf kurma çalışmaları son aşamaya geldi. Bunu neden dile getirmiyorlar?” şeklinde konuştu.
ÖZYAPAR:TARİHİMİZE SAHİP ÇIKMAK İNSANLIK GÖREVİMİZ
Şükrü Paşa’nın torunu olan Yalçın Özyapar, tarihi mezarların, geçmişin birer şifresi konumunda olduklarını vurgulayarak, herkesin aynı hassasiyeti göstermesini ve tarihi değerlere sahip çıkmasını istedi. Erzurum’da, sahip çıkılması gereken çok sayıda tarihi mezar bulunduğunu ifade eden Yalçın Özyapar, “Sırf okulun bahçesinde diye tarihe saygı gösterilmesin mi? Erzurum’da tarihi niteliği bulunan ama içler acısı durumda olan o kadar çok mezar var ki! Gelsinler, onların onarımı ve bakımı için de seferberlik ilan edelim. Buradaki mezarların onarılmış olması karşısında yaygara kopartanlar, Narmanlı Camii’nin bahçesindeki tarihi mezarlara niye bakmıyorlar? Koskoca Ahi Tuman Baba’nın mezarı ne halde, hiç mi görmüyorlar? Biz ecdadımıza sahip çıktık, yine çıkarız. Tarihi mezarların bakım ve onarıma alınmasından rahatsızlık duyanlardan da, şüphe ederiz, kuşkuyla yaklaşırız.” dedi.