//ORGANİK TARIM
Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde “Kelkit Havzasında Organik Tarım ve Geleceğin Gıda Sektöründe Organik Tarımın Rolü” konulu panel düzenlendi.
Gümüşhane İktisadi ve Kültürel Kalkınma Derneği (GİKDER), Gümüşhane Üniversitesi, Kelkit Belediyesi ve Gümüşhane Tarım İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen panel, Kelkit Belediye Toplantı Salonu’nda yapıldı. Panele, Kelkit Kaymakamı Ayhan Işık, Gümüşhane Belediye Başkan Vekili Muhammet Devran, Kelkit Başkan Vekili Reşat Çalışkan, İl Genel Meclisi Başkanı Sebahattin Çobanoğlu, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri İsmail Yalçın, Tarım İl Müdür Vekili Abdulkadir Karabulut, kamu kurum müdürleri, akademisyenler, öğrenciler ve çiftçiler katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Gümüşhane İktisadi ve Kültürel Kalkınma Derneği Başkanı Selim Nas, Tokat, Giresun, Sivas, Erzincan ve Gümüşhane illerini içerisine alan, Kelkit havzası mevcut tarımsal kaynakları ve doğal güzellikleri bakımından ülkenin önde gelen yerlerinden birisi olduğunu ve Kelkit havzasının mevcut yapısı ile Türkiye’nin 2. GAP Bölgesi olmaya aday olduğunu söyledi.
Nas, havzadaki mevcut potansiyelin organik tarımla işlenmesinin gerek ülke gerekse gıda sektörü için büyük bir ekonomik fayda sağlayacağını ifade ederek, “Bölgemizde Avrupa’nın en büyük süt üretimini yapan Doğan Organik Tesisleri bulunmaktadır. Bu tesisin kurulması bölgemizdeki birçok yerel çiftçiye de örnek teşkil etmiştir. Süt üreticiliği ile birlikte besi hayvancılığı da bölgede büyük bir trend kazanmıştır. En büyük umudumuz bölgemizdeki tarımsal alanların üzerine yeni organik tarım işletmelerinin kurulması ve işletmeye açılması ile birlikte bölgemizin sosyo ekonomik açıdan da gelişmesidir” dedi.
//ORGANİK TARIMIN GELECEĞİ
Tarım İl Müdür Vekili Abdulkadir Karabulut ise konuşmasında ülkede GDO tartışmalarının yaşandığı bir ortamda Gümüşhane’de organik tarım potansiyelinin tartışılacak olmasının, Gümüşhane tarımı adına gurur verici bir gösterge olduğunu belirterek, ildeki tarımsal rakamlar hakkında katılımcılara bilgi verdi. Gümüşhane’nin ortalama dekar başına 2-2,5 kilogram gübre tüketimi ile en az kimyasal ilaç kullanan illerden birisi olduğunu belirterek, Gümüşhane’nin organik tarım potansiyeli yüksek illerin başında geldiğini belirtti.
Kelkit Belediye Başkan Vekili Reşat Çalışkan’ın konuşmasının ardından Ondokuz Mayıs Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Osman Köse’nin başkanlığında “Kelkit Havzasında Organik Tarım ve Geleceğin Gıda Sektöründe Organik Tarımın Rolü” konulu panel başladı.
Panele katılan konuşmacılar oturum başkanı tarafından kendilerine verilen 10’ar dakikalık süre içerisinde konularıyla ilgili bilgileri, sunu eşliğinde dinleyicilere aktardı.
//A.Ü’DEN PANELE KATKI
Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Akbulut “Neden Organik Tarım, Neden Organik Ürün” başlığı altında organik tarımın kavramsal bilgileri hakkında bilgi verirken, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kuran ise “Kelkit Havzasında Organik Tarım” başlığında bilgiler verdi. Prof. Dr. Kuran, 1996 yılında Türkiye’de 1947 çiftçinin organik tarımla uğraştığını fakat bu sayının 2007 yılında 16 bin 276’ya çıktığını, 2008 yılında ise organik yumurta adedinin 4 milyon 424 bin adet’e yükselmesine dikkat çekti. Türkiye’de organik süt denilince Kelkit’in akla geldiğini belirten Kuran, “Bu fırsatı ve tanıtımı iyi değerlendirmek lazım. Buradaki organik süt sığırcılığı Türkiye’deki en kapsamlı proje. Kelkit havzası insan gücü, zengin biyolojik çeşitliliği, iklimi, yüzlerce yıllık bilgi birikimi, endemik bitki türleri ve toprak kalitesi ile organik tarım için çok uygun bir bölge” dedi.
//PANELDE GDO TARTIŞMASI
Panel sonunda ki soru cevap bölümünde GİKDER Başkanı Selim Nas’ın, “Tarım Bakanlığı’nın yayınladığı GDO genelgesine bazı tepkiler geldi. Yayınlanan yönetmenlik gerçekten Türk halkının sağlığı ile oynayacak kadar tehlikeli bir yönetmelik mi? Yoksa olaya tamamen ideolojik mi bakılıyor?” sorusuna cevap veren Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kuran, “Bir bilim adamı olarak değerlendirmem gerekirse bazı konuları paylaşmam gerekecek. Bakanlığın söylediği şu, bugüne kadar hiçbir uygulama yoktu, tamamen kontrolsüzdü her şey, eksiği ile fazlası ile elimizdeki bu. Eğer bunu bakarız gerekli görürsek ilerde değişiklikler olur. Bu açıdan baktığımız zaman olumlu. Tabi karşı çıkanların bazı gerekçeleri de haklı. Bilim ve teknolojik gelişmeler hep insanlığın faydasına olması amacıyla yapılır. Hedef o dur. Ama bunlar yanlış ta kullanılabilir. İnsanlık tarihine baktığımızda çok büyük felaketlere de neden olmuştur. Atom bombası bir felakete neden olmuştur ama aynı teknoloji bugün her hastaneye gittiğimizde film çekilirken aynı teknolojiden yararlanırız. Dolayısı ile teknolojiyi suçlamak, iyi yada kötü demek çok doğru değil. Genetiği değiştirilmiş ürünler zararlı mıdır? hem evet hem hayır. Yani hangi üründen söz ettiğiniz çok önemli. Zararsız olan genetiği değiştirilmiş ürün de vardır. Zararlı olanlar da vardır. Dolayısı ile kökten şunlar zararlıdır bunlar zararsızdır diyeceğimiz bir şey yok. Sertifikalı ürünler var. AB bu GDO’lu ürünler konusunda çok katı kurallar koydular. Dolayısı ile lisanslı ürünlere makul bakılabilir. Ama daha kontrolsüz olan mesela Güney Amerika’dan gelen ürünlerde çok daha temkinli olmak lazım. Bu tartışmaların bir tarafında kuvvetli savunanlar, kuvvetli karşı çıkanlar var. Ve tüm bu tartışmaların sonunda para kazananlar var. Kaybedenler kim? Türkiye’de üretim yapan çiftçi. Zaten çok zor şartlarda üretim yapılıyor. İnsanların aklına bir takım soru işaretleri getirilip çiftçimizin ürettiği güvenilecek ürünler de töhmet altında bırakılıyor. Bizim üreticilerimizin ürettiği ürünler tertemiz, hiç kimsenin endişe etmesine gerek yok” diye cevap verdi.
//AKBULUT’TAN GDO DEĞERLENDİRMESİ
Aynı soruya cevap veren Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Akbulut ise, “Korunarak, ihtiyatlı dikkatli yaklaşmamız gerekiyor. Zaman zaten birçok şeyi de çözüyor. Onun için konuları çok abartmamak lazım. Bitkisel ürünlerden de şuanda genetiği değiştirilmiş ürün sayısı çok sınırlı. Konuya çok ihtiyatlı yaklaşmak lazım. Sansayonel haberlerden de biraz kaçınmak gerektiğini ifade etmek istiyorum” dedi.