DOĞU ANADOLU BÖLGESİ TARİH HAZİNESİ
Doğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleştirilen arkeolojik kazı çalışmalarıyla, asırlarca toprak altında kalan tarih hazineleri gün yüzüne çıkarılıyor. Erzurum Doğu Anadolu Bölgesi’nin önemli tarihi bulgularını barındırıyor. Türk Medeniyeti ve öncesi devirlerine ait bulgular, Erzurum’un tarihsel kimliğine yeni vizyon kazandırıyor.
Uygarlıkların beşiği olan Anadolu'da yaklaşık 150 yıl önce başlayan kazılar tüm hızıyla sürerken, bazı bölgelerdeki kazılar da bölgeye damgasını vurdu. Bölgede gerçekleştirilen önemli arkeolojik kazıların başında Erzurum kale kazısı da yer alıyor. 2005 yılında başlatılan çalışmalar sonucunda önemli bulgulara rastlandı.
DOĞU ANADOLU BÖLGESİ TARİH HAZİNESİ
Doğu Anadolu Bölgesi'nde bu yıl Erzurum ve Kars'ta arkeolojik kazı çalışması yapılacak. Erzincan'ın Altıntepe bölgesindeki kazı çalışmaları ise ağustos ayı başında sona erdi. Van, Elazığ, Bitlis ve Malatya’daki çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.
ERZURUM KALESİ KAZISI
Erzurum Kalesi'nde 2005 yılında başlanan kazı çalışmalarına bu yıl da devam edilecek.
Önümüzdeki günlerde başlaması planlanan kazı çalışmalarında geçen yıl ortaya çıkarılan düzgün kesme taşlarla yapılan ve yüzeyden birkaç metre derinde bulunan tarihi mekanların tamamen açığa çıkarılması planlanıyor.
İÇ KALEDE KABUL SALONU BULUNDU
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karaosmanoğlu'nun sorumluluğunda yürütülen kazı çalışmalarında Urartu dönemine ait iç kaledeki kabul salonu yapıları ortaya çıkarıldı. Kazıda ayrıca yaklaşık 2 bin 700 yıllık kanalizasyon yapısı ile bu döneme ait ilk ve tek örnek mimari buluntu olarak lavabo, alaturka tuvalet, banyo ve çağ taşı bulundu.
Beş yıl önce başlanan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan Bizans dönemine ait yapılar da koruma altına alındı.
VANDA ANZAF KALESİ BULGULARI
Uygarlıkların beşiği Anadolu'daki en önemli kazı merkezlerinden birisi de Van...
Van'da Urartu döneminde yapılan Ayanis ve Anzaf kaleleri, yıllardır süren kazı çalışmalarıyla tarihe ışık tutuyor.
Van'a 50 kilometre uzaklıkta bulunan Ayanis köyündeki kalede 1989 yılından bu yana kazı çalışması yürüten Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Altan Çilingiroğlu, bu yılki çalışmalara 6'sı Amerika ve Almanya'dan gelen 25 kişilik ekiple başladıklarını belirtti.
KAZILAR 18 YILDIR SÜRÜYOR
18 yıllık dönemde kalenin yüzde 20'lik bölümünün kazıldığını bildiren Çilingiroğlu, 2 yıl öncesine kadar çalışma yürüttükleri tapınak alanında tanrılara sunulan adak eşyalarına rastladıklarını söyledi. Bu yılki kazılarda bulunan 7 damga mühürün Urartu Krallığı'nın yapısına ilişkin bilgi verdiğini de ifade eden Çilingiroğlu, ''Biz şimdiye kadar Urartu Krallığı'nın mutlak egemen olduğunu, bütün arazilere sahip olduğunu, halkın kendine ait özel mülkünün bulunmadığını düşünürdük, ancak bu mühürlerin varlığı, Urartu halkının da kendilerine ait özel mülkiyetinin bulunduğuna işaret ediyor'' dedi.
YENİ BİR SARAY YAPISI ORTAYA ÇIKARILDI
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Çağ Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Oktay Belli, Yukarı Anzaf Kalesi'nde üç hafta önce başlayan çalışmalarda, Tanrı Haldi'ye ait tapınağın kuzeyindeki saray yapısını ortaya çıkardıklarını belirtti. Şu andaki saray yapısının Urartu Krallığı'nda en erken döneme ait yapılar olduğunu ifade eden Belli, ortaya çıkan çivi yazısı sütun kaidelerinde, ''Tanrı Haldi'nin gücü sayesinde İşpuni oğlu Menua çok güçlü bir saray yaptırdı'' ifadesinin yer aldığını bildirdi.
17 yıldır devam eden çalışmalarda Anzaf kalesinin sadece yüzde 35'lik bölümünün kazıldığını anlatan Belli, şöyle konuştu:
''Bu yapı, Doğu Anadolu'da Kafkasya'da ve Kuzey Batı İran'da yer alan Urartu kalelerinin en büyüğünü oluşturuyor. Bu bölgenin en büyük ekonomik yönetim merkezi Yukarı Anzaf Kalesi, 60 bin metrekarelik bir alana yayılmıştır. Bu kaledeki kazılar, Urartu Krallığı'nın erken dönem mimarisini aydınlatıyor.''
İSHAKPAŞA MEZARLIĞINDA KURTARMA KAZISI
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesindeki İshakpaşa Sarayı'nın güneyinde bulunan ve sarayda yaşayanlara ait mezarlık bölümünde kurtarma kazılarına başlandı.
Ağrı Dağı Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Yusuf Çetin, çalışmanın Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Erzurum Müzesi ve Ağrı Kültür Müdürlüğü işbirliğiyle başlatıldığını söyledi.
İshakpaşa Sarayı'na ait mezarlıkta kurtarma kazısına ihtiyaç duyulduğunu belirten Çetin, ''Mezarlık çok kötü durumdaydı. Bu çalışmayla mezarlığın genel dokusunu ortaya çıkarmayı amaçlıyoruz'' dedi.
Çalışmalar sırasında, mezarlığın çevre duvarı ile mezarların baş ve ayak uçlarının ortaya çıkarılacağını anlatan Çetin, ''Bu bölümleri toprak altından çıkararak görünür bir duruma getireceğiz. Daha sonra restorasyon çalışması başlatılacak. Kazı ve restorasyon çalışmalarının ardından bu bölüm, sarayın bir parçası olarak turizme kazandırılacak'' diye konuştu.
Çetin, 37 kişilik bir ekiple yürütülen çalışmaların 1 ay süreceğini bildirdi.
MALATYA'DA ASLANTEPE'DEKİ KAZILAR
Malatya Kültür ve Turizm Müdürü Derviş Özbay, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden Aslantepe Höyüğü'nün açık hava müzesi olacağını bildirdi.
Höyükteki kazıların 1938 yılına dayandığını belirten Özbay, şunları söyledi:
''Höyüğün tarihi MÖ 5 bin 500 yıllarına dayanıyor. Kazılarda yalnız milattan önce 3 bin 500 yıllarına kadar inilebildi. Aslantepe'deki kazıların 3'te biri dahi tamamlanmadı, kazılar 20 yıl daha sürer. Höyükte kalkolitik döneme ait bir saray var. Kazılar bu saray etrafında şekilleniyor. Bu saray dünyanın en eski saraylarından biri.''
ASLANTEPE HÖYÜĞÜ
Malatya'nın Orduzu beldesinde bulunan Aslantepe Höyüğü'nde ilk kazı çalışmaları, 1938'de Fransızlar tarafından başlatıldı. 1961'den itibaren ise İtalyanlar devam ettirdi.
Prof. Dr. Frangipane'nin başkanlığını yaptığı kazılarda, aralarında saray ve kral mezarının da bulunduğu çok sayıda tarihi eser ortaya çıkarıldı. Kral mezarı Malatya Müzesi'nde sergileniyor.
Aslantepe Höyüğü'nde gün yüzüne çıkarılan sarayda, yazının olmadığı dönemde mühür kullanıldığı belirtiliyor.
ANI ÖREN YERİ
Kars'a bağlı Ocaklı köyü sınırları içerisinde yer alan ve Türkiye-Ermenistan sınırını çizen Arpaçay Nehri üzerindeki tepede kurulu Anı Ören Yeri'nde de bu yıl kazı çalışması yapılacak.
Doğu Anadolu Bölgesi'nin en önemli tarihi mekanlarında olan ve içinde 10 kilise, 1 köprü ile çok sayıda bina kalıntısı temellerinin bulunduğu ören yerinde yapılacak kazıda yeni tarihi bulgular ortaya çıkarılması planlanıyor.
ELAZIĞ
Elazığ'ın eski yerleşim yeri Harput'ta kale içinde gerçekleştirilen kazı çalışmasının 3 etabı başladı.
Kazının bu yılki bölümünde ağırlıkla ortaya çıkan yapıların restorasyonu ile sokak dokularının belirlenmesi üzerinde çalışılacak.
Kazının bilimsel sorumlusu emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Veli Sevin, kazının 15 Eylüle kadar süreceğini söyledi.
Son 5 yüzyıl yoğun bir Osmanlı yerleşmesine sahne olalan kazı yerinin 1850 yılından itibaren boşalmaya başladığını belirten Sevin, amaçlarının 150 yıl önce terk edilmiş, ancak Osmanlı karakterini aynen dokuyan bir dokuyu ortaya çıkarıp, restore etmek olduğunu kaydetti.
BİTLİS KALESİ'NDEKİ KAZI ÇALIŞMALARI
Bitlis Kalesi'nde 3 yıldır kazı çalışmalarını yürüten Pamukkale Üniversitesi öğretim görevlisi ve Bitlis Kalesi Kazı Başkanı Kadir Pektaş, 2005 yılında kalede hamam ortaya çıkardıklarını belirtti.
Kazılarda bol miktarda lüle, pipo, seramikler ve sikkeler bulduklarını belirten Pektaş, ''Sikkelerin içinde Osmanlı dönemi çoğunlukta'' dedi.
Ahlat Kazısı Başkanı Doç. Dr. Nakış Karamağaralı da ''Eski Ahlat Şehri Kazısı''nın 2007 yılında da devam edeceğini söyledi.
Karamağaralı, 2007 sezonu kazı planlamasında önceki yıllarda başlanmış olan cami, zaviye ve çifte hamam kazılarının devam edeceğini dile getirdi.