ERZURUM gazetesi
Erzurum Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi ve diksiyon hocası Murat Bulut, her geçen gün güzel konuşmanın, kelimeleri doğru telaffuz etmenin öneminin arttığını söyledi.
Oturuşun, bakışın, nefes kontrolünün, konuşurken nereye bakıldığının, kişinin karakter ve ne kadar donanımlı olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Bulut, samimi bir şekilde yapılan konuşmanın muhatabını mutlaka etkileyeceğini belirtti.
//TÜRKÇE KIYIMI
Kibarlık adına bazı kelimelerin ziyan edildiğini ifade eden Bulut, şöyle konuştu:
“Şöyle bir yanılgı var; Bölgelerde güzel konuşmak demek, sanki biraz daha kendini toplumun üzerinde görmek, konuşurken yukarıdan bakma tavrı gibi bir düşünce vardır, ancak gerçekte böyle bir şey yok. Doğru telaffuz etmek en samimi telaffuzdur. Kibarlık adına bazı kelimeler ziyan ediliyor. Bir kural var: Harf daralması. 'Olacak' kelimesi 'olacak' diye yazılır ama 'olucak' diye okunur. Bazıları kibarlık olsun diye 'olcak', 'gelcek, 'incek' der, yani harf atlaması hatasını yapıyor. Bu da konuşma kusurlarına giriyor.''
//KONUŞMANIZ KİMLİĞİNİZDİR
Bireyin konuşmasıyla kendini hemen ele verdiğini söyleyen Bulut, ''Bireyin konuşması, onun konumunu, Türkçe'ye olan hakimiyetini, hayata bakışını gösterir. Güzel konuşmak bir sanattır. Çok güzel konuşuyorsa en azından kitap okuyor demektir. Çok kitap okuyan birinin kelime dağarcığı geniş olacağı için kurduğu cümleler de kaliteli olacaktır''
Konuşma sırasında el hareketlerinin de önemli olduğunu ifade eden Bulut, “Konuşmaya jest katmak, konuşmayı daha zarif hale getirir. İş başvurusu için gittiğinizde çok heyecanlıysanız ve elinizi, kolunuzu nereye koyacağınızı bilemiyorsanız, o zaman elinize bir kalem alın. O kalem hem bir aksesuar olur hem de elinizi nereye koyacağınız kaygısını ortadan kaldırmış olur. Kalemi sakın hoplatmayın çünkü dikkati dağıtırsınız. Konuşurken kollarını bağlıyorsa o kendini kapatmış demektir. Bu da vücut dilinde önemlidir. Göz teması kurmak. Gözlerini kaçıran, konuşurken tavana, yere, sağa sola bakan birinin söyledikleri doğru olmayabilir ya da söylediklerinden emin değildir. Kendine güveni yoktur. Sesi titriyorsa çok heyecanlı bir yapıya sahiptir ve bunu kontrol altına alamıyor demektir.” dedi.
“TÜRKÇE YAZILDIĞI GİBİ OKUNAN BİR DİL”
Murat Bulut, diksiyonun anlamlı ve alımlı söz söyleme sanatı olduğunu ve söylenişte yapılan hataları düzelttiğini söyledi. Doğru konuşmakla, akıcı konuşmanın farklı olduğunu kaydeden Bulut, “Bazı kelimeler yanlış kullanıyor, artık o kelimeyi herkes aynı kullanmaya başlıyor ve kelimenin doğrusunu unutuyoruz. En sık yapılan hatalardan birisi de, çoğul olan kelimelerin, cümlede tekrar çoğul yapılmasıdır.”diye konuştu.
Güzel ve doğru konuşmanın sosyetik olmadığına da değinen Bulut, şunları ifade etti: “Bana hiç kimse sosyetik demedi. Çünkü bizim yaptığımız şey harfleri tam olarak çıkartmak ve doğru yerde kullanmaktır.”
Türkçe’nin yazıldığı gibi okunmadığını vurgulayan Bulut, “Türkçe yazıldığı gibi okunmaz, örneğin olacak yazarız, fakat olucak diye okuruz. Bütün bunları doğru telaffuz edebilmek için, mutlaka Türk Dil Kurumu sözlüğüne bakmalıyız ve kelimelerin telaffuzunu, yazılışını ona göre betimlemeliyiz” şeklinde konuştu.