Türk ve Müslümanların da geçmişte soykırım vahşetine maruz kaldığını ifade eden Bakan Çelik, akraba topululukları ve soydaşların yaşadığı sıkıntıları dünya kamuoyuna taşıyacak önemli çalışmalara başladıklarını söyledi.
AHISKA TÜRKLERİYLE İŞBİRLİĞİ
Ahıska Türkleri Vakfı tarafından TİKA'nin desteğiyle düzenlenen, 'Yakın tarihimizde Türk ve Müslüman soydaşlarımızın maruz kaldığı insan hakları ihlalleri' sempozyumu, Almira Otel'de başladı. Sempozyumun açılışını Ahıska Türk Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Ertan Topçu yaptı. Topçu konuşmasında dış ülkelerdeki Türklerin yaşadığı sıkıntıların çözümü için gereken çalışmaları ele alacaklarını belirterek, ilgili sivil toplum kuruluşların da bu tür faaliyetlere imza atmaları gerektiğini söyledi.
OSMANLININ AZAMETİ
Sempozyuma katılan Devlet Bakanı Faruk Çelik ise Osmanlı İmparatorluğu'nun insana ve toplumlara verdiği değere dikkati çekerek, "Tarihe yön veren bir medeniyetlerin sahipleri olarak bugünün çağdaş medeniyetlerinin bile yeni yeni başladığı ve evrensel değer olarak kabul ettiği uygulamaların en güzel örneklerini insanlığın hizmetine bizim sunduğumuz görülmektedir. İşte bu yönetim anlayışı, Osmanlı'nın yüz yıllardır hüküm sürdüğü topraklardaki halkların varlıklarını sürdürmesine ve bugün 35'ten fazla
devletin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bununla birlikte asırlardır Osmanlı egemenliğinde kalmasına rağmen Osmanlıca bilinmediği halde 20. yüzyılın başında başka milletlerce sömürgeleştirilen topraklarda sömürgeci devletin dilinin konuşulması da farkımızı ortaya koymaktadır. Osmanlı devleti, hükmü altında bulunan halkların sadece beşeri varlıklarını sürdürmelerine imkan sağlamamış, onların dinlerini, kültürlerini gelecek nesillere aktarmaları için gerekli ortamı sağlamıştır. Bu yönetim anlayışımız, diktatörlükle yönetilen devletlerde yaşayan soydaş ve akraba topluluklarımızın mağdur edilmeleriyle ve zulümlerle karşılaşmalarıyla karşılık görmüştür. 21. yüzyılın sonunda yaşanan insanlık dışı olaylar hala hafızalarımızdadır. Bu durum sadece Osmanlı coğrafyasında yaşayan soydaşlarımızla sınırlı değildir. İslam devletlerinde de bu tür olumsuz hadiseler görülmüştür.
TÜRKLER SOYKIRIMA UĞRADI
Soykırım denilen insanlık dışı vahşetin sadece Yahudilere uygulanmadığı, Türklere ve Müslümanlara da yapıldığı tüm dünya devletleri tarafından bilinmelidir. Bana göre soykırımın mağduru, soykırıma uğrayan halk değil, tüm insanlıktır. O halde dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan haksızlıklara dünyanın tamamının gereken hassasiyeti göstermesi gerekir. Geçmişte yaşananları unutmadan ama kin ve nefrete dönüştürmeden toplumsal hatıraları canlı tutmalı ve birbirimizle kenetlenmeliyiz. Akraba topluluklarının yaşadıklarını organize şekilde dünya kamuoyuna taşıma hususunda önemli çalışmalar yürütülecektir. İlgili yasa tasarısı bakanlık tarafındanhazırlanmıştır. Bu arada yoğun bir biçimde açılımları izliyorsunuz. Bu açılımlar önemlidir ve yapılmalıdır. Ama Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar hüküm sürmüş soydaşlarımız ve akraba topluluklarımıza karşı da bir 'Türk açılımı'nı bugün, burada başlatabiliriz" dedi.