ELEŞTİRİ Mİ HEZEYAN MI?
Son birkaç aydan beri internet guruplarında hezeyan ölçülerine varacak derecede, Sağlık Bakanı Akdağ’a yöneltilen “Akdağ’ı verelim Unakıtan’ı alalım” şeklindeki ifadeler şaşkınlıkla karşılanıyor. Türkiye’de önemli sağlık hizmetlerini geliştiren, bu alanda dönüşüm projesi başlatarak, yeni bir sağlık ufku oluşturan Bakan Akdağ’ın sahiplenilmesi yerine eleştirilmesi tüm mantık ölçülerini zorluyor, ilin niçin geri kaldığını da izah ediyor.
HİZMET EDENİ TAŞLAMAK
Siyasi görüşü paylaşılmaması ile hizmet adamlığı hakkının verilmesini ayırt edemeyen, beşeri sermayenin çözülerek beyin göçünün artışına yol açan çapsız eleştiriler, İl’e hizmet etme düşüncesini taşıyanlarda da endişe yaratıyor. “Hizmet edenler alkışlanır” doğrusunun “hizmet edenler iftira ve bühtanlarla taşlanır” yanlışına yerini terk etmesi, bu haksız yaklaşım sahiplerine ciddi tepkiler verilmemesi, Erzurum’un beşeri sermayesine sahip olmadığı gerçeğini ortaya çıkarıyor.
AKDAĞ’IN HAKKI
Bakan Akdağ, 58, 59 ve 60.hükümetlerde hizmet adamlığı, sahasındaki otoritesi, iş ciddiyetiyle ön plana çıkan Bakanlar arasında yer alıyor. Bakanlığında suistimal ve yolsuzluklarla mücadelesinin yanı sıra geliştirdiği projelerle sağlık alanında çağdaş atılımlar gerçekleştirmesi Akdağ’ın bir hizmet adamı olduğunu gösterirken, Bakan’ın şehri Erzurum’a da haklı bir gurur yaşatıyor. Sağlık Bakanı hizmetleriyle Erzurum’un beşeri sermayesinin zenginliğini sergiliyor, ülke çapında ilgi buluyor, ne ki kendi memleketinde sanal eleştirilere maruz bırakılıyor.
ERZURUMLUYA SAHİP ÇIKMAMAK
Sağlık bakanı Akdağ’a yönelik, “Bakan Akdağ’ı Eskişehir’e verelim, Unakıtan’ı alalım” yaklaşımının nedenlerini de anlamak mümkün değil. Bakan’ın popülist olmaması, ülkenin her tarafında ihtisas hastaneleri kurdurması, Aile hekimliği projesini hayata geçirmesi, SSK ve Bağkurluların mağduriyetine son vermesi, kadrolu veya sözleşmeli olarak binlerce kalifiyeli insana ekmek kapısı oluşturması, klasik politikacılar gibi davranmayıp, bir akademisyen ölçütünde hizmet adamlığını tercih etmesinin mi bu eleştirilere yol açtığı bilinmiyor.
SİVAS BİZİ NİYE GEÇTİ?
Sivas Erzurum’la aynı iklim şartlarının hakim olduğu bir şehir. Bu il son 20 yılda orta Anadolunun kalkınmış illeri arasına girerken Erzurum hızla geriliyor. Sivas’ın gerçekleştirdiği atılımda marka değerinde yetiştirip çıkardığı ve sahiplendiği siyasetçi ve hizmet adamlarının rolü büyük. Bu ilde özellikli ve farklı insanlara sahip çıkılırken, Erzurum kendi değerlerini ve nefesini tüketmekle meşgul. Sonuç ortada; Sivas GSYMH’ye katkı payı bakımından ülkenin37’inci ili, Erzurum ise 62’inci sırada.
HASET’İN BU KADARINA DA PES
Akdağ’ın siyasi görüşünü paylaşmakla, onun Erzurum’a ait bir hizmet adamı değeri olduğu hakkını vermek birbirinden tamamen ayrı şeyler. Birinde fikir, diğerinde ise kıskançlık, Erzurum ve değerlerini sevmemek anlayışı hakim. Akdağ mevcut hükümetin de Erzurum’un da yüz akı olan bir siyasi şahsiyet. Siyasetin müptezili, siyaset aleminin günübirlikçisi olmadığı, yalan söylemediği ve sahasında otorite olarak farklı ve özellikli bir duruşa sahip olduğu için Akdağ’ı Eskişehir’e verelim” gibi hafif ve düşük seviyeli eleştirilere verilecek en güzel cevap herhalde, “evet verelim, kıymetini Eskişehirliler bizden daha iyi bilir” şeklinde olur herhalde.
ERZURUM’A HİZMET SUÇ MU?
Erzurum tarihi değerleriyle özellikli bir il. Ancak son elli yıldır ilde farklı ve özellikleri olan insanları istememek, onları iftira, bühtan ve eleştirilerle yorarak geri plana itmek şeklinde ciddi bir patolojik hal hakim durumda. Siyasette halkın seçtiklerine sahip olmak erdeminin esirgenmesi, hakkı yenilenlere sahip çıkmak faziletinin gösterilmemesi, iftira ve bühtanlara maruz kalanların hakkın aramak insanlığının gösterilmemesi, Erzurum’da beyin göçünü artırıyor, ilin değersizleşmesine de çanak tutuyor.