BUNALIMA GİREN 2 KİŞİİNTİHARA TEŞEBBÜS ETTİ

Bir topluluğu, Dadaş, Erzurumlu, filanca, falan yerli gibi adlandımalarla tanımladıktan sonra, onları kötülemek ve topyekün bir nitelendirmede bulunmak asıl yobazlık, cahillik ve kendini bilmezliktir. Topluluklar değerlendirilirken insan odaklı değerlendirme yaptığını söyleyip, sonra kadın odaklı ve feminist denilebilecek, taraflı ve ön yargılı değerlendirmeler yapmak en hafif tanımlamayla bilgisizliktir, cehalettir. Her topluluk içerisinden, farklı düşünen ve farklı eğitim düzeylerinden insanların bulunması doğaldır. Bir topluluktan kendini bilmez insanlar çıkabileceği gibi, çok değerli entellektüel insanların da çıkacağı unutulmamalıdır. Üç beş kendini bilmezin davranış biçimi hiçbir şekilde bir topluluğa mal edilmemelidir. Kaldıki, her bölge, şehir, ilçe vb. gibi birimde bu türden insanların da çıkması doğaldır. Kötülükleri ön plana çıkararak içindeki nefreti kusmak ancak kötülerin işi olsa gerek. İnsan odaklı davranan kişi, kötülükler yerine iyilikleri, çirkinlikler yerine güzelikleri ön plana çıkarır. Kendinde bulunan bu güzel vasıfları dışarıya yansıtır. Psikolojide ; Her insan kendini yansıtır diye bir kural vardır. Kişi söyledikleri, yaptıkları ve yazdıkları ile aslında kendini yansıtır. Sizin iç dünyanızda çirkinlikler varsa karşınızdaki topluluğun çirkin taraflarını görür ve yansıtırsınız. Ancak, içinizde güzellikler varsa, o zaman da karşınızdaki topluluğun güzelliklerini yansıtırsınız. Güzel insan güzellikleri yansıtır ve toplulukların güzel taraflarını konuşarak yayar. Size, kötülediğiniz topluluğun bazı güzel taraflarını da belirtmek isterim. Bir kere Dadaş ifadesi; mertlik yiğitlik ve dürüstlüğün ifadesidir. İstisnalar haricinde, ükemizde ve dünyada bir Erzurumlu ile komşuluk, arkadaşlık ve iletişim kurmuş olnlar bunu çok iyi bilir. Gerçek bir Dadaş'ın onun malına, canına, namusuna en az kendisininki kadar değer verdiğini bilir. Dadaş, Kendi incineceği bir hususta başkasını incitmez. Ancak, ülkemizin bir çok temel problemi, diğer faktörlerle birlikte temelde eğitimsizliğe dayanmaktadır. En büyük düşman cehalettir. Cehaleti yenerek birçok problemi halledebiliriz. Ülkemizin gelişmiş toplumlar seviyesine çıkarılması için, iyi bir eğitim sistemi kurulması ve uygulanması ile insani ve diğer problemler en aza indirilebilir. Cehalet herhangi bir guruba indirgenerek onları kötülemek, fotoğrafın bütününü görmeden yanlış davranışlar içinde olan üç beş kişiye bakarak bir bütünü kötülemektir. Şunu çok iyi biliniz ki, kötülediğiniz bu toplulukla belirli bir zaman geçirerek onlardaki bir takım insani değerleri gördüğünüzde söylediklerinizden utanırsınız. Ancak, şu da unutulmamalıdır ki kötülükler görmek isteyenler mahallenin kötülüklerini, iyilikler görmek isteyener mahallenin güzelliklerini görürler. Kişi kendini yansıtır vesselam.

bir sıkıntı yaşanmış ki bu yola gidilmiş.erzurum sürekli göç veren ve göç alan bir şehir.şehirin elit kesimi göçederken kırsaldan nüfüs akınına uğramakta. bazı uyumsuzluk sorunları yaşanabilmektedir.aynı sorunlar metropollerin varoşlarındada yaşanmaktadır.

Türkiyenin bir çok yerini gezdim ama Erzurumlular kadar dinci ve yobaz insan görmedim. Kimse kusura bakmasın. Bitlis ve Adıyamandan bile daha yobazdır Erzurum.

Bu vezne haberinin asparagas haber olma ihtimalini sevmistim oysa ) ama surekli bu olay kaleme alindigina gore dogru haber olma ihtimali yukseliyor demek ki..! Merak ediyorum Erzurum'da kaç tane kitap evi var? Ne kadar gazete okunuyor mesela? Cemaatçilik ne duzeyde? hangi seviyeye yukseldi? bu cemaatçilerin verdigi egitim hangi yonde? erkek- kadin esitligi yonunde mi yoksa kadini daha da kapatan eve hapseden yonde mi? Utanç tablosudur bu olay, zira hem Erzurum'a hemde Erzurum'luya çok buyuk bir hakarettir. Rezaletin resmidir bu. Erkekleri sapik gosteren ve kadinlari asagilayan bir uygulamadir. En çok da beylere hakarettir! eger dogruysa YOBAZ'ligin anitini diksek azdir!!! Kadini 2. sinif insan olarak goren o zihniyet yasatilmaya çalisildikça, o goreceginiz manzaralar da degismeyecektir! Kadın haklarının ilerledigi toplumlar her alanda ilerleme gostermislerdir. Kadınların arka plana itildiği, ezildiği, yipratildigi ötelendiği, kadın haklarının çiğnendiği toplumlar ise, her alanda geriye gitmislerdir. Zihniyet degismedikçe de bu geriye gidis hizla devam edecektir! Kadin-Erkek diye birsey yoktur, sadece INSAN vardir. Kadina cinsel bir obje gibi bakmayi birakirsa o malum mantalite, iste o zaman sorunlar da kendiliginden çozulur! kadınları cinsel obje olarak gören erkek aslinda kendine guveni olmayan, insanliktan nasibini alamamis, hem turunun kendisine yukledigi sifatlardan hem de içinde yasadigi ataerkil toplum yapisinin kendisine sundugu avantajlardan yararlanarak kendisini ustun, kadini ise o'nun cinsel açligini giderecek bir araç olarak goren zavalli yaratiklardir. Ve dahasi hala anlamiyorlar ki kiz kardesleri, kizlari ve hatta es'leri de bir kadindir..! O kuçuk beyinli erkeklerin genel eğilimi kadını duygularıyla görmekten çok, sadece fiziksel özelliklerini görmekle sınırlıdır. Kadınlara yaklaşım hususunda başarısızdırlar çunku ruhsuz ve duygusuzdurlar. Ulke'mizde ki bu sistem maalesef ki kadinlarin aleyhine isler ve ipler hep erkegin elindedir. Oysa iki tarafta insandir. Su dengesizlige bakiniz, bu adaletsizlige terazi bile isyan eder..! Ne aci ki değişen zamanlara rağmen hiçbir sey uretemiyor ve hiçbir sekilde gelisemedigimiz gibi hep ve sadece geriliyoruz..! Gerçek dadaslara lâfim yok elbette saygim da sonsuz ama o çakma dadaslar var ya) ah iste onlar; Farklı düşünen, yaşayan, inanan insanlara saygı göstermeyen, kendi gibi dusunmeyenleri DIN'siz, Ulke sorunlariyla ilgilenip, daha iyiye gitsin diye elestirisel yorum yapanlari da VATAN HAINI diye ilân edenler, hosgorusuz, musamahasiz, anlayissiz, tahammulsuz, onyargili o dadas'lik vasfinin arkasina siginip ahkâm kesenler, kimligini gizli tutup yorumlarinda atip tutanlar DADAS degil, olsa olsa YOBAZ'in apaçik tarifidirler. DADAS yobaz degilse bunu lâfta degil fiiliyatta gostersinler. Lâf salatasi yapmak ta ustumuze yoktur bizim maasallah. Doydu karnimiz artik bos lâflara, eyleme geçiniz artik yada hiç rahatsiz olmayiniz bu tarz suçlamalardan! "Dünyanın en büyük cezaevi cahil insanın kafasının içidir!"der Montaigne..! kurtarin kendinizi o cezaevinden diyecegim ama goruyorum ki muebbet'e mahkûmsunuz artik. Agaç yas iken egilirmis. Bari yetisen yeni nesil zehirlenmesin dilerim..! Bir konussam derin'den kimse kalkamaz yerinden! ama bosa konusmaktan baska neye yarar ki? Ayna tutmussunuz yuzumuze. Ben gordum kendimizi. Herkesin gorerek bakmalarini, kor bakmamalarini diliyorum! "KİMSEYE HİÇBİR ŞEY ÖĞRETEMEM, SADECE ONLARIN DÜŞÜNMELERİNİ SAĞLARIM..!" der Sokrates. Sahi... hiç dusunmeyi denediniz mi..? ama haklisiniz.. o'da yetenek meselesi!..!!! Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France

Akif rümuzlu kardeşime bir hatırlatma yapayım, yorum konusunda: 'Sükut ikrardandır' Yani kabul.. O kadar..

ilk verdiğiniz yobazlık tarifine göre; ramazanda oruç tutmayan insanları incitmek, oruç tutmaya zorlamak yobazlıksa "dadaş yobaz dır" ikinci tarifinizde erzurumlu olan ve erzurumlu olmayan ayrımı yapılıyorsa "dadaş yobaz dır" son tarifinize yorum yapmaya gerek yok.herkesce malum. ama yazınızı merakla takip ediyorum.bu arada okunma oranı 1200 lerde olmasına rağmen yorum sayısı sadece bir.bu da başka konu...

Yazınızda anlattığınız fotoğraf ister erzurumda olsun ister türkiyenin başka bir yerinde, insanlara 'Size sapık muamelesi yapılıyor demek. kadınlar korunmaya muhtaç aciz mahluk değildir.Bu durumdan rahatsızlık duyulması gerekmez mi. Kadınlara önce insan gözüyle bakılması gerekmez mi yada erkeye.kişiyi/kişilere erkek yada kadın gözü ile baktığımızda Kadın – erkek eşitliği-eşitsizliği...vs. illetli dşünceler devreye girer.yani öncelik cinsiyet değil insan olarak agılamaktır.dini bütün toplumlarda kadına güvenmek gerekmez mi yada kadın böyle bir toplunda kendini daha güvende hissetmez mi.Erzurumda kadın tek başına akşam/gündüz sokağa çıkabiliyor mu.Bu çıkışda erkeklerin kadına güveni ne kadardır(erkeği kadınına kızına ne kadar güveniyor.) ve kadında sokakda ne kadar güvendedir.