Alışverişlerde duyarlı olalım
Erzurum İl Müftüsü Ahmet Arslantürk, ramazan alışverişlerinde esnafın fiyat yükseltmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını belirterek, ramazan ayının önemiyle bağdaşlaşan uygulamaların yaşanmamasına dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.
Ramazan ayında fiyat yükselişlerini dini açıdan doğru olmadığın belirten Arslantürk, “Alışverişlerde ramazan ayının önemine uygun davranılmalıdır. Ticaret hakkında Allah'u Teâlâ şöyle buyurur;"Allah, ticareti helâl, ribâyı da haram kıldı." (Bakara, 2/275)"Güvenilir, doğru ve Müslüman tacir, kıyamet günü şehidlerle beraberdir."İbn-i Mâce, Ticârât, Hadîs-i Şerîfi de dürüst ticaretin sahibine ne kadar sevap kazandıracağını belirtmektedir. İslâm'a göre ticaret; değerli olan bir malı, değerli olan bir diğer mal veya para karşılığında değiştirmektir. Dinimizin ticarette gözettiği gaye, her ne pahasına olursa olsun kazanmak değil, insanlara, ihtiyaçları olan faydalı eşyayı temin ederek hizmette bulunmak, bu vesile ile de normal, meşru bir kazanç sağlamaktır. Meşru bir ticarette şu özellikler bulunmalıdır: Alan ve satanın rızası, Karşılıklı iyi niyet ve dürüstlük, Ticaretin, taraflardan birine veya başkalarına zarar vermemesi. Doğu kültürünü yansıtan bir alışveriş anı.Ticarette bulunması gereken bu vasıfları Kur'an şöyle zikreder; "Ey îman edenler! Birbirinizin mallarını haksızlıkla değil, karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yeyin, haram ile nefsinizi mahvetmeyin. Allah şüphesiz size merhamet eder. Bunu, kim aşırı giderek haksızlıkla yaparsa onu ateşe sokacağız. Bu, Allah'a kolaydır. " (en-Nisâ, 4/29-30).Alış-verişin rüknü: Diğer akitlerde olduğu gibi icab ve kabuldür. İcab ve kabul, sözle yazı ile ve işaretle olur. İcab ve kabulde kullanılan ifadelerin kesinlik taşıması gerekir; satıcının bu malı sana sattım, verdim; alıcının da aldım, kabul ettim demesi gibi. Satıcının bu sözlerine îcab, alıcının sözüne de kabul denir. Alış-verişlerde satış akdinin yazı ile tesbiti iyidir. Anlaşmazlık anında elde vesika olur. İcab ve kabul olunca alış-veriş kesinleşir tek taraflı cayma hakkı yoktur. Ancak alıcı veya satıcı pazarlık devam ederken alış-verişten cayabilirler. Alış-veriş, kabz yani malı teslim alma ile tamam olur. Böylece alıcı, mala; satıcı da paraya sahip olur” dedi.
İSLAM DİNİ DÜRÜSTLÜĞE ÖNEM VERİR
İslâm dini, insanları ahlâka, fazîlete ve muâmelelerinde dürüstlüğe çağırdığını belirten Arslantürk, “ Müslümanın en dikkate değer özelliği dürüst oluşudur. Alış-verişlerde hîleden maksat; bir kimseyi söz, fiil ve davranışlarıyla etkileyerek, satım akdinin onun yararına olduğunu telkîn etmek ve onu piyasa fiyatının dışında bir satış bedeline razı etmektir.
Ayet-i Kerîme'de şöyle buyrulur: "Azap olsun ölçüde tartıda noksanlık edenlere ki, onlar insanlardan ölçüp haklarını aldıkları zaman tam olarak alırlar. Fakat insanlara verilmek üzere ölçtükleri veya onlara tarttıkları zaman eksiltirler" (Mutaffifîn, 83/1-3). Hz. Muhammed (s.a.s.) Peygamber olduğu zaman Hicaz'da Araplar ticaretle uğraşıyordu. Peygamber (s.a.s.) vahiy gereği olarak düzenleyici bazı hükümler getirerek dürüst bir piyasanın teşekkülünü sağladı” dedi.