AÜ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM ÜYESİ YRD. DOÇ. DR. EĞİLMEZ:
IRAK'IN KUZEYİNDEKİ SÖZDE LİDERLER DÜNYAYI YANILTIYORLAR
Atatürk Üniversitesi (AÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, ''Irak'ın kuzeyindeki sözde liderler uzun süredir Türk ordusunu karalamaya çalışıyorlar'' dedi.
Eğilmez, yaptığı açıklamada, Türklerde siyasi hayatın orduyla birlikte doğmuş ve gelişmiş olduğunu ifade ederek, ordu-millet bütünlüğünün tarihin her devrinde değişmeyen bir gelenek halinde sürdüğüne dikkat çekti.
Irak'ın kuzeyindeki bazı parti liderlerinin Türk ordusunu karalamak için son zamanlarda sistematik olarak çalışmalar yaptığına dikkati çeken Eğilmez, ''Bu kişiler yaptıkları açıklamalarla dünya kamuoyunu yanıltmaya ve Türk Ordusunu karalamaya çalışıyorlar. Ama dünya Türk ordusunu tanıyor ve bu karalamaların gerçeği yansıtmadığını biliyor'' dedi.
''TÜRK DÜŞMANLARI BİLE TÜRK ORDUSUNU ÖVMÜŞTÜR''
Türk Ordusunun en önemli özelliklerinden birinin gerek savaş, gerekse de barış döneminde sivil ve esirlere karşı gösterdiği şefkat ve hoşgörü olduğunu anlatan Eğilmez, bu konuda birçok yabancı devlet adamı ve tarihçinin Türk ordusundan övgüyle ve taktirle bahsettiğini hatırlattı.
DİPLOMAT RİCAULT’TAN TÜRK ORDUSUNA ÖVGÜ
Eğilmez, ünlü İngiliz diplomat Paul Ricault'un Türk ordusu hakkındaki izlenimlerini anlatırken, ''Ordugahta en küçük bir gürültü ve münakaşa duymak mümkün değildir. Halk, ordularının geçişi sırasında en ufak bir endişe hissetmez. Ordu, geçtiği yerde her şeyi peşin para ile satın alır, hanlarda geceleyen asker parasını öder. Türk ordugahında, kızlarına tecavüz edildiği için şikayete gelen anneler görmek mümkün değildir. Malının asker tarafından yağma edildiğini, hoş olmayan herhangi bir davranışla karşılaştığını söyleyerek şikayete gelen de yoktur. Bu düzen, Türk ordusunu muzaffer kılmış ve imparatorluklarını muntazam şekilde büyütmüştür'' ifadelerine yer verdiğine dikkat çekti.
TÜRK ORDUSUNUN GEÇTİĞİ YERLER MUTLULUĞA ERİŞİR
Rus Büyükelçi Nicolove Iorga'nın da ''Bir Avrupa ordusunun bir ülkeden geçmesi, o ülkenin halkı için felaket, Türk ordusunun geçişiyse saadetti. Halk, Türk ordusunun kendi memleketlerinden geçmesini dört gözle beklerdi. Zengin Türk askerleriyle geniş ölçüde alışveriş yaparlardı. Balkanlar'da genç Hristiyan kızları, tek başlarına, mal satmak için endişesizce Türk ordugahına girerlerdi. Aynı durum Avrupa orduları için hayal bile edilemezdi'' ifadelerinin bulunduğunu kaydeden Eğilmez, Avrupa'nın en önemli devlet adamlarından ve en önde gelen Türk düşmanlarından biri olan Baron Von Busbecq'in bile Türk Ordusu için şu ifadeleri kullandığına işaret etti:
TÜRK SİSTEMİ DÜNYAYA ÖRNEK
''Türk sistemini kendi sistemimizle mukayese ettiğim zaman, istikbalin başımıza getireceği şeyleri düşünerek titriyorum. Bir ordu galip gelecek ve payidar olacak, diğeri de mahvolacaktır. Çünkü şüphesiz, ikisi de sağlam surette devam edemezler. Türklerin tarafında kuvvetli bir imparatorluğun bütün kaynakları mevcut, hiç sarsılmamış bir kuvvet var. Sefer görmüş askerler, zafer itiyatları, meşakkatlere tahammül kabiliyeti, birlik, düzen, disiplin, kanaatkarlık ve uyanıklık var. Bizim tarafta ise umumi fakirlik, hususi israf, sarsılmış kuvvet, bozulmuş maneviyat, tahammülsüzlük ve idmansızlık var. Askerlerimiz serkeştir, subaylarımız tamahkardır. Disiplini hor görüyoruz. Sebatsızlık, serkeşlik, sarhoşluk, sefahat, bizde bol bol mevcuttur. Bütün bunların en kötüsü, düşmanın (Türklerin) zafere, bizim de hezimete alışkın bulunmamızdır. Bizim askerlerimiz arasında olduğu gibi, hiçbir tarafta bir sarhoşluk, cümbüş yahut kumar gibi şeylere tesadüf edemezsiniz. Türkler, kağıt ve zar oyunu bilmezler.''
Eğilmez, 18. asrın başlarında ise Kont Bonneval'ın Türk ordusu için ''Mahir bir kumandan, Türk askeri ile dünyayı bir kutuptan diğer kutba kat edebilir'' dediğini kaydetti.