İsrail’in çağrı cihazlarını silah gibi kullanıp patlattığı, telsiz cihazlarını adeta bomba gibi infilak ettirdiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu olay, teknolojinin ne kadar tehlikeli bir silaha dönüşebileceğini hepimize bir kez daha gösterdi. Radyo frekanslarıyla, sinyallerle ya da başka teknolojik atraksiyonlarla artık insanlık, en temel güvencelerini bile kaybetme riski altında. Kendi evinizde, cebinizde taşıdığınız cihazlar birer bomba haline getirilebiliyor. Teknolojiyi kontrol edenlerin, istedikleri zaman sizi yok edebilecek bir güce sahip olduklarını görmek, bu tehlikenin ne kadar büyük olduğunu orta yere koydu.
Bu noktada sorulması gereken sorular çok net: Bu tehlikeye karşı ne yapıyoruz? Teknolojiyi sadece kullanmak mı yetiyor, yoksa onun en ince ayrıntılarına kadar hakim olup, milli bir perspektifle kendi savunmamızı kurmak zorunda mıyız? Cevap gayet açık: Teknolojiyi kendin üretmiyorsan, ona tam anlamıyla hakim değilsen, kaybetmeye mahkumsun.
Bugün dünyada “söz sahibi olmak” isteyen ülkelerin hepsi teknolojiyi geliştiren, onu en ileri seviyeye taşıyan ülkeler. Oysa sadece kullanıcı olanlar, o teknolojinin kölesi haline geliyorlar. Elinde teknolojiyi geliştirecek bilgi yoksa, bir gün cebindeki telefonun, evindeki radyo sinyalinin seni yok edebileceği bir senaryoya mahkum oluyorsun. O yüzden en önemli mesele, teknolojik gelişmeleri kendi milli imkanlarımızla hayata geçirmek.
Bu bağlamda Selçuk Bayraktar’ın ve Baykar’ın milli teknoloji hamlesinin değeri bir kez daha ortaya çıkıyor. Yerli ve milli yazılımlar, savunma sanayimizin temel taşı haline gelmiş durumda. Gelecekte başarılı olmak, kalıcı olmak istiyorsak, bu teknolojilere vakıf olmalıyız, daha da ötesi, onları kendimiz geliştirmeliyiz.
Evet, artık çağımızın en önemli gerçeği şu: Teknolojide varsan, varsın. Yoksan, yok olacaksın!
Bu bilinçle gece gündüz demeden çalışan, çaba sarf eden, milli teknoloji için ter döken herkese teşekkür ediyorum. Çünkü biliyorum ki, onlar sayesinde yarınlara umutla bakıyoruz. Ama bu yeterli mi? Kesinlikle değil. Daha fazlasını yapmalı, daha da ileriyi hedeflemeliyiz.