ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Emniyetten Siber suçlarla mücadele seferberliği
Emniyetten Siber suçlarla mücadele seferberliği
Büyükşehir’de 7/24 karla mücadele mesaisi
Büyükşehir’de 7/24 karla mücadele mesaisi
Efendioğlu ÜNİDES projesini paylaştı
Efendioğlu ÜNİDES projesini paylaştı
Erzurum’da FETÖ operasyonu: 11 gözaltı
Erzurum’da FETÖ operasyonu: 11 gözaltı
Soğuk Rekoru Çat’ta
Soğuk Rekoru Çat’ta

Kadir Sabuncuoğlu

Tebriz'le Kardeşlik Olur mu?
2 Mart 2012 Cuma

Büyükşehir Belediyesinin kardeşlik projesi nedeniyle 25- 28 Şubat günlerini İran’da geçirdik. Erzurum'dan Tebriz'e yolculuk, Çifte Minareli Medrese arkasındaki Tebrizkapı Çarşısı önünden başladı. Uğurlamaya gelenler arasında İran'ın Erzurum Başkonsolosu Rıza Kılıçhan da vardı. Esadaş'a ait iyi bir otobüsle, Gürbulak Sınır Kapısına doğru yola çıktık. Uzun süreden beri otobüs yolculuğu yapmamıştık. O bakımdan Tebriz seferi, çoğusuna göre nostaljik bir gezi niteliği taşıdı. Otobüsün güven veren, saygılı ve hoşgörülü iki şoförü vardı. Şoförlerden biri direksiyon başındayken, diğeri çay ve kahve servisi yapıyordu. Otobüsün en önemli özelliği ise her koltuğun arkasında bir küçük televizyon olmasıydı. Uzun yolculuk sırasında videodaki kaliteli filmlerle belgeseller yüzünden kitapları bir kenara bıraktık. İnternet kafedeki gibi, kimse kimseyi rahatsız etmiyor. Kulaklığı takan müziğini de dinliyor, filmini de izliyor. Eleşkirt yakınlarında kısa bir molanın ardından Gürbulak'a vardık. Sınır Kapısında bir polisimiz, bizim kafileyle özel ilgilendi ve İran tarafına geçtik. İran kapısında ise yetkililer bize ikramda bulunmak istediler. Sıra halinde üst kata çıktık ve büyükçe bir toplantı odasına girdik. Kapıda ki ‘pavyon' tabelası, grupta çeşitli espirilere yol açtı. Komşu, daha kapıdan girer girmez bizlere elma, portakal, muz ve çay ikram etti. İki saati aşkın süren her iki taraftaki işlemlerin ardından tekrar otobüse binerek İran'ın Bazargan kentine vardık. TÜMENİ SAYMAKTAN YORULDULAR Bazargan'da iyi bir lokantaya girdik. Arpadan yapılan ekşili bir çorbayı herkes beğendi. Safranlı pilav, tavuk ve et ızgarayı 'acem ekmeği' ile yedik. Bizdeki lavaşın belki de anavatanındaydık. Pide vardı ama İran'da somun hiç görmedik. Otobüse bindik, herkes hazır ama Mehmet Emin Öz ve ekibi yok. Epey bir süre bekledik, sonunda Öz ekibiyle geldi: - Yahu nerede kaldınız? Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Mehmet Emin Öz hemen karşılık verdi: -54 kişinin yemeği 340 bin tümen tuttu. O kadar para, kısa sürede sayılmıyor. Enflasyonun etkisi, herkesin elinde 100’lük desteler. Bir zamanlar bizde de bol sıfırlı paralar vardı. Neyse lafı uzatmayalım, Erzurum'dan saat 08.00'de başlayan yolculuk, 12 saat sonra 20.00 sıralarında Tebriz Otelin parkında son buldu. Dört yıldızlı Tebriz Otel, konaklama için ideal bir yer. BAŞKAN KAPIDA KARŞILADI Sabahleyin ilk randevumuz, Tebriz Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Rıza Novin’i ziyaret. Belediyenin konaklarına tahsis ettiği büyük bir otobüs, otel kapısı önünde bekliyor. Tarihi bir binada Başkan Ali Rıza Novin, 'konak'larını ayakta ve öperek karşılıyor. Bizleri meclis salonuna davet ediyor. Türk ve İran bayraklarının dikkat çektiği salonda önce ev sahipleri konuşuyor. Başkan Novin, Meclis Başkanı barış, kardeşlik ve dostluk mesajları veriyor. Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu, Atatürk Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz, Büyükşehir Belediye Meclis Başkanı Tayyip Güngör, ETSO Meclis Başkanı Saim Özakalın birer konuşma yaptı. Biz de Erzurum Gazeteciler Cemiyeti olarak Belediye Başkanı, Tebriz TV Müdürü ve Ticaret Odası Başkanlarına gazeteci arkadaşımız Öztürk Akkök'ün fotoğraflarla 'Erzurum' kitabını hediye ettik. İRAN'DA OLDUĞUMUZU UNUTTUK Tebriz, karakıştan çıkan Erzurumluları, ilkbahar havası ile karşıladı. Hatta, kar ve soğuğu unutturdu bizlere. 1992 yılında Azarbaycan'ın başkenti Bakü'ye gitmiştim. Hazar Denizi kıyısındaki ve Azeri başkenti, etkilemişti. Şimdi Doğu Azarbaycanın başkenti Tebriz'deyiz. Vallahi hiç yabancılık çekmedik. Hatta çoğu zaman İran’da olduğumuzu bile unuttuk. TÜRKÇEYİ MÜKELMEL KONUŞYORLAR Gazeteci Orhan Yıldırım, Tebriz'i denizi olmayan İzmir'e benzetti. Türkçe'yi çok güzel bir aksanla konuşan gençlerle tanıştık. O gençler ki büyük bölümü hiç Türkiye'yi görmemiş. Ama Türk Televizyonları sayesinde güzel Türkçe'ye sahip olmuşlar. Azeri kenti Tebriz'i çok da sevdik. UNESCO Dünya mirası listesindeki tarihi kapalı çarşıları bize İstanbul'u anımsattı. 'Tevazu' isimli bir kuru yemişçiye uğradık. Ege Üniversitesi mezunu bir genç, bizleri içten karşıladı. O genç duvarda asılı fotoğrafı göstererek şöyle konuştu: - Büyükbabamın vasiyetidir. Tüm ürünlerin tadına bakabilirsiniz. Hem de istediğiniz kadar. Sonra da İran fıstığı, ceviz, badem ve kara üzümünden kilorlarca sattı. ŞİİRLERİ 92 DİLE ÇEVRİLEN ŞEHRİYAR Tebrizliler, değerli buldukları her şeyleri korumak için müze yapmış. İlk elektrik direğinden tutun da cep, kol ve duvar saatleri. Asırlık ölçü aletleri, halılar hep tarihi Tebriz konaklarında sergileniyor. Şiirleri 92 dile çevrilen Tebrizli Şehriyar'ın müze evine gidiyoruz. Odalarda Şehriyar'ın özel eşyaları, kütüphanesi, mutfak eşyaları, giysileri sergileniyor. Müzede bulunan oğlu da bize usta şairi anlattı. GÖNÜLLERİ FETH EDENLER İran Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rahim Sadıkıyan’ın dediği gibi, bir gün gidiş, bir gün dönüş, iki günde de kenti tanımaya çalıştık. Son gün bir konser vardı. Katılım ve ilgi, Tebriz'in kardeşliğe verdiği önemi yansıtıyordu. Doğu Azarbaycan Genel Valisi Ali Rıza Beygi, Tebriz Belediye Başkanı Ali Rıza Novin de konsere geldi. Bu konuda yaptığımız video haber, "Kerbela ağıtı, valiyi ağlattı" başlığı ile yayınlandı. Bizim ilgimizi ise öncelikle o konseri sunan hanım spiker çekti. Tebriz TV'sinde görevli hanım spiker, program sırasındra öylesine candan ve samimi cümleler kurdu ki hem de Türkçe olarak, adeta gönülleri feth etti. Ardından 11 kişilik Azeri müzik grubu sahne aldı. Çocuk ve gençlerden oluşan koronun bir de solisti vardı, harika bir ses. Azeriler, Türk konuklarına muhteşem bir müzik ziyafeti verdi. Türkülerde tek fark, Azerice dinlediğimiz sözler yerini Farsçaya bırakmıştı. Ama gerçekten müzik ziyafeti bizleri büyüledi. Konser sonunda Tebriz Belediye Başkanı Ali Rıza Novin, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Tavlaşoğlu, Atatürk Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Korkmaz, Büyükşehir Belediye Meclis Başkanı Güngör, ETSO Meclis Başkanı Özakalın, MÜSİAD Başkan Vekili Hüseyin Pekmez, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Öz ve Erzurum Gazeteciler Cemiyet Başkanı olarak bize ‘Gök Medrese’nin maketi hediye etti. TEBRİZ'İ UNUTMAK ZOR Tebriz belediyesinden iki üst düzey yöneticinin sabahın erken saatinde bizi uğurlamaya gelmesi, konuklara verilen önemin belirtisiydi. Gerçekten biz kendimizi hiç yabancı bir ülkedeymiş gibi hissetmedik. Çok bildiğimiz, tanıdığımız, dost ve kardeş bir ülkedeymiş gibi dolu dolu günler geçirdik. Bakü’den ayrılırken de aynı duyguları yaşamıştım. Otobüsle Erzurum'a doğru yol alırken de gönlümüzün Tebriz'de kaldığını fark ettik.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Bülent TARHAN 12 Ekim 2012 Cuma  23:41

Yazınızı baştan sona dikkatle okudum. Ancak umumi bir yanlışı sizin de yapmanız doğrusu beni şaşırttı. İran'da AZERİ sözü kullanılmadığı halde siz ısrarla AZERİ ve AZERİCE sözünü kullanmışsınız. Oysa Tebriz ve Erzurum aynı oymağın şehirleri. Onlar da biz de Doğu Oğuz Türküyüz. Ayrıca konuştuğumuz ağız da aynı. Yani Azerice değil, DOĞU OĞUZ TÜRKÇESİ konuşuyoruz. Dadaş sözünü Türkiye'de yalnızca Erzurum kullanıyor. Oysa DADAŞ sözü Tebriz'de de çok yaygın kullanılıyor ve siz bunu orada farkedememişsiniz. Çünkü tarihi incelememişsiniz. Erzurum halkı 16. yüzyılda Tebriz'den gelen Türkmenlerdir. Gene Tebriz'deki halkın önemli bir kısmı da Erzurum'dan aynı dönemde giden Türkmenlerdir. Yazacak daha çok şey var. Ama şunu bilelim ki bir milletin bir adı bir dili olur. TÜRKÜZ, Azeri değiliz. Çünkü Azeri diye bir millet, halk yoktur. Dilimiz Azerice değil TÜRKÇE'dir. Çünkü AZERİCE diye ne bir dil ne de lehçe yoktur. 0 532 351 27 45

Yorumu oyla      6      4  
MÖKKEM DADAŞ OGUZHAN 8 Mart 2012 Perşembe  08:53

kadir abi gittin gördün onlardan bize fayda var inatla bi kelime türkçe ögrenmeyen türk düşmanlarından degil onun için milliyetçiler rehber kuran hedef turan diyorlar inşallah bende gidecem gezecem selamlar

Yorumu oyla      6      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Prof. Dr. Fatih Alper gibi derman olacaksın !
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Örnek İnsan Ömer Daştan ve…
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Dadaşların kar üstünde cirit dansı
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
İş Yapma Ayrı Sahiplenme Ayrı İştir Ve Erzurumspor
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kayyım uygulaması milletin ortak talebidir
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Onurun 41. Yılı
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva