Büyükşehir Belediyesinin kardeşlik projesi nedeniyle 25- 28 Şubat günlerini İran’da geçirdik.
Erzurum'dan Tebriz'e yolculuk, Çifte Minareli Medrese arkasındaki Tebrizkapı Çarşısı önünden başladı.
Uğurlamaya gelenler arasında İran'ın Erzurum Başkonsolosu Rıza Kılıçhan da vardı.
Esadaş'a ait iyi bir otobüsle, Gürbulak Sınır Kapısına doğru yola çıktık.
Uzun süreden beri otobüs yolculuğu yapmamıştık.
O bakımdan Tebriz seferi, çoğusuna göre nostaljik bir gezi niteliği taşıdı.
Otobüsün güven veren, saygılı ve hoşgörülü iki şoförü vardı.
Şoförlerden biri direksiyon başındayken, diğeri çay ve kahve servisi yapıyordu.
Otobüsün en önemli özelliği ise her koltuğun arkasında bir küçük televizyon olmasıydı.
Uzun yolculuk sırasında videodaki kaliteli filmlerle belgeseller yüzünden kitapları bir kenara bıraktık.
İnternet kafedeki gibi, kimse kimseyi rahatsız etmiyor.
Kulaklığı takan müziğini de dinliyor, filmini de izliyor.
Eleşkirt yakınlarında kısa bir molanın ardından Gürbulak'a vardık.
Sınır Kapısında bir polisimiz, bizim kafileyle özel ilgilendi ve İran tarafına geçtik.
İran kapısında ise yetkililer bize ikramda bulunmak istediler.
Sıra halinde üst kata çıktık ve büyükçe bir toplantı odasına girdik.
Kapıda ki ‘pavyon' tabelası, grupta çeşitli espirilere yol açtı.
Komşu, daha kapıdan girer girmez bizlere elma, portakal, muz ve çay ikram etti.
İki saati aşkın süren her iki taraftaki işlemlerin ardından tekrar otobüse binerek İran'ın Bazargan kentine vardık.
TÜMENİ SAYMAKTAN YORULDULAR
Bazargan'da iyi bir lokantaya girdik.
Arpadan yapılan ekşili bir çorbayı herkes beğendi.
Safranlı pilav, tavuk ve et ızgarayı 'acem ekmeği' ile yedik.
Bizdeki lavaşın belki de anavatanındaydık.
Pide vardı ama İran'da somun hiç görmedik.
Otobüse bindik, herkes hazır ama Mehmet Emin Öz ve ekibi yok.
Epey bir süre bekledik, sonunda Öz ekibiyle geldi:
- Yahu nerede kaldınız?
Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Mehmet Emin Öz hemen karşılık verdi:
-54 kişinin yemeği 340 bin tümen tuttu. O kadar para, kısa sürede sayılmıyor.
Enflasyonun etkisi, herkesin elinde 100’lük desteler.
Bir zamanlar bizde de bol sıfırlı paralar vardı.
Neyse lafı uzatmayalım, Erzurum'dan saat 08.00'de başlayan yolculuk, 12 saat sonra 20.00 sıralarında Tebriz Otelin parkında son buldu.
Dört yıldızlı Tebriz Otel, konaklama için ideal bir yer.
BAŞKAN KAPIDA KARŞILADI
Sabahleyin ilk randevumuz, Tebriz Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Rıza Novin’i ziyaret.
Belediyenin konaklarına tahsis ettiği büyük bir otobüs, otel kapısı önünde bekliyor.
Tarihi bir binada Başkan Ali Rıza Novin, 'konak'larını ayakta ve öperek karşılıyor.
Bizleri meclis salonuna davet ediyor.
Türk ve İran bayraklarının dikkat çektiği salonda önce ev sahipleri konuşuyor.
Başkan Novin, Meclis Başkanı barış, kardeşlik ve dostluk mesajları veriyor.
Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu, Atatürk Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz, Büyükşehir Belediye Meclis Başkanı Tayyip Güngör, ETSO Meclis Başkanı Saim Özakalın birer konuşma yaptı.
Biz de Erzurum Gazeteciler Cemiyeti olarak Belediye Başkanı, Tebriz TV Müdürü ve Ticaret Odası Başkanlarına gazeteci arkadaşımız Öztürk Akkök'ün fotoğraflarla 'Erzurum' kitabını hediye ettik.
İRAN'DA OLDUĞUMUZU UNUTTUK
Tebriz, karakıştan çıkan Erzurumluları, ilkbahar havası ile karşıladı.
Hatta, kar ve soğuğu unutturdu bizlere.
1992 yılında Azarbaycan'ın başkenti Bakü'ye gitmiştim.
Hazar Denizi kıyısındaki ve Azeri başkenti, etkilemişti.
Şimdi Doğu Azarbaycanın başkenti Tebriz'deyiz.
Vallahi hiç yabancılık çekmedik.
Hatta çoğu zaman İran’da olduğumuzu bile unuttuk.
TÜRKÇEYİ MÜKELMEL KONUŞYORLAR
Gazeteci Orhan Yıldırım, Tebriz'i denizi olmayan İzmir'e benzetti.
Türkçe'yi çok güzel bir aksanla konuşan gençlerle tanıştık.
O gençler ki büyük bölümü hiç Türkiye'yi görmemiş.
Ama Türk Televizyonları sayesinde güzel Türkçe'ye sahip olmuşlar.
Azeri kenti Tebriz'i çok da sevdik.
UNESCO Dünya mirası listesindeki tarihi kapalı çarşıları bize İstanbul'u anımsattı.
'Tevazu' isimli bir kuru yemişçiye uğradık.
Ege Üniversitesi mezunu bir genç, bizleri içten karşıladı.
O genç duvarda asılı fotoğrafı göstererek şöyle konuştu:
- Büyükbabamın vasiyetidir. Tüm ürünlerin tadına bakabilirsiniz. Hem de istediğiniz kadar.
Sonra da İran fıstığı, ceviz, badem ve kara üzümünden kilorlarca sattı.
ŞİİRLERİ 92 DİLE ÇEVRİLEN ŞEHRİYAR
Tebrizliler, değerli buldukları her şeyleri korumak için müze yapmış.
İlk elektrik direğinden tutun da cep, kol ve duvar saatleri.
Asırlık ölçü aletleri, halılar hep tarihi Tebriz konaklarında sergileniyor.
Şiirleri 92 dile çevrilen Tebrizli Şehriyar'ın müze evine gidiyoruz.
Odalarda Şehriyar'ın özel eşyaları, kütüphanesi, mutfak eşyaları, giysileri sergileniyor.
Müzede bulunan oğlu da bize usta şairi anlattı.
GÖNÜLLERİ FETH EDENLER
İran Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rahim Sadıkıyan’ın dediği gibi, bir gün gidiş, bir gün dönüş, iki günde de kenti tanımaya çalıştık.
Son gün bir konser vardı.
Katılım ve ilgi, Tebriz'in kardeşliğe verdiği önemi yansıtıyordu.
Doğu Azarbaycan Genel Valisi Ali Rıza Beygi, Tebriz Belediye Başkanı Ali Rıza Novin de konsere geldi.
Bu konuda yaptığımız video haber, "Kerbela ağıtı, valiyi ağlattı" başlığı ile yayınlandı.
Bizim ilgimizi ise öncelikle o konseri sunan hanım spiker çekti.
Tebriz TV'sinde görevli hanım spiker, program sırasındra öylesine candan ve samimi cümleler kurdu ki hem de Türkçe olarak, adeta gönülleri feth etti.
Ardından 11 kişilik Azeri müzik grubu sahne aldı.
Çocuk ve gençlerden oluşan koronun bir de solisti vardı, harika bir ses.
Azeriler, Türk konuklarına muhteşem bir müzik ziyafeti verdi.
Türkülerde tek fark, Azerice dinlediğimiz sözler yerini Farsçaya bırakmıştı.
Ama gerçekten müzik ziyafeti bizleri büyüledi.
Konser sonunda Tebriz Belediye Başkanı Ali Rıza Novin, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Tavlaşoğlu, Atatürk Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Korkmaz, Büyükşehir Belediye Meclis Başkanı Güngör, ETSO Meclis Başkanı Özakalın, MÜSİAD Başkan Vekili Hüseyin Pekmez, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Öz ve Erzurum Gazeteciler Cemiyet Başkanı olarak bize ‘Gök Medrese’nin maketi hediye etti.
TEBRİZ'İ UNUTMAK ZOR
Tebriz belediyesinden iki üst düzey yöneticinin sabahın erken saatinde bizi uğurlamaya gelmesi, konuklara verilen önemin belirtisiydi.
Gerçekten biz kendimizi hiç yabancı bir ülkedeymiş gibi hissetmedik.
Çok bildiğimiz, tanıdığımız, dost ve kardeş bir ülkedeymiş gibi dolu dolu günler geçirdik.
Bakü’den ayrılırken de aynı duyguları yaşamıştım.
Otobüsle Erzurum'a doğru yol alırken de gönlümüzün Tebriz'de kaldığını fark ettik.