Dün söylediklerimizi, değerli büyüğümüz Esnaf Kefalet Kooperatifleri Birliği Başkanı Hüseyin Akal Bey’de ifade etmiş.
Özü itibariyle diyor ki...
Esnaf borcu borçla ödüyor...
Ardından da ekliyor...
“İşçide para yok, memurda para yok, özel sektörde para yok. Hal bu olunca esnafın cebine de para girmiyor. Borçları biriken ve iyice darboğaza giren esnaf, bu kez de banka kredilerine sarılıyor. Bu gidiş nereye kadar böyle devam eder, bilmiyoruz”
Ben biliyorum...
Sosyal bir çalkantıya kadar gider...
Bir defa ahlaki erezyondan bahsetmeye artık kimse gerek duymuyor.
Çek, senet ödememek sıradan bir hal aldı...
Söze itibar filan zaten çok çok evvelki zamanlar da yer ile yeksan olmuştu...
Utanma duygusu arayan yok...
Öyleyse ardından gelecek olana dikkat gerek.
Toplumsal bir cinnet zemini oluşuyor.
Erzurum’a henüz gelmedi; ama, İstanbul’da Ankara, İzmir’de hergün postane, banka soygunları yaşanıyor...
Sebep, içine girilen ekonomik darboğaz...
Düşünsenize adam Postane’ye girip silahını çekiyor ve “kredi kartı borcum şu kadar, bu parayı şu torbaya koy yoksa...”diyerek soygun yapıyor...
Yani adamı borç bunaltmış...
Derdi çalmak değil.
Borcunu kapatacak miktarı elde etmek...
Asıl tehlikeli olan da bu!
Hırsızlığa tarif kolay...
Bu durumu izah zor!
Bu halin toplumu hangi noktaya kadar götüreceğini kestiremeyebilirsiniz.
Onun için diyoruz ki...
Biran evvel alınması gereken tedbirler alınsın...
Avrupa’da ABD’de kriz karşısında yapılanlar taklit edilse yeter.
Adamlar çılaşanların ücretlerini artırıp, harcama temayüllerine hız verirlerken, biz tersini yapıyoruz.
Güvendiğimiz tek olgu ise; sağlam aile yapımız...
Orası doğru da...
Nereye kadar...
Her 3, bilemediniz 5 yılda bir kriz yaşayan bu toplumun digergam olmasını ilanihaye bekleyemezsiniz...
Geldiğimiz nokta son raddedir...
BUNLARI BİLİYOR MUYUZ?
Amilaz Enziminin Beynimiz Üzerindeki Etkisi
İnsan beyni çok ilginç bir organ. Büyük ve karmaşık olduğu kadar, bozulmaya çok yatkın. Beynimiz çok fazla enerji harcayan çok işlevli bir makine gibi. Bilim insanları beynimizin, hominidlerin düşünce yetisini güçlendiren bir çevrede yaşamış olduklarına bağlıyorlar.
Alet ve silah yapma ihtiyacını duyan hominidler, bu işleri birlikte planlayarak yerine getirmek zorundaydılar.
Bunun için de teknik ve sosyal zekaya ihtiyaçları vardı ki evrim onlara uygun bir beyin sunmuştu.
Diğer teorilere göreyse, beynin evrimini tetikleyen, toplum yaşamındaki gelişme ve bunun için gerekli etkileşim ve anlaşma yetisiydi.
Kimi araştırmacılar ise beynimizi zihinsel bir rekabetin sonucu olarak görürler.
Fakat şimdi yeni bir açıklama getirildi. Antropolog Nathaniel Dominy’e göre insan büyük ve güçlü beynini en başta tükürüğüne borçlu. Kaliforniya Üniversite bilim adamı çalışma arkadaşlarıyla birlikte elli açık ve elli koyu tenli üniversite öğrencisinden tükürük örnekleri ve mukoza hücreleri almışlar. Tükürük örnekleri içinde çok farklı miktarlarda amilaz enzimi saptanmış.
Amilaz enzimi nişastanın parçalanmasında anahtar rolü oynar.
Ancak mukoza hücrelerinde bulunanlar çok daha ilginç : Amilaz enziminin yapı tarifini üreten AMY1 geninin on beş kopyası .
Anlaşıldığı üzere , ne kadar çok AMY1 geni bulunursa o kadar çok enzim üretilmekte. Araştırmacılar ayrıca şempanzelerde bu genden sadece iki kopya bulunduğunu da saptamışlar.
Bu nedenle şempanzeler nişasta açısından zengin olan besinlerden uzak durarak daha kolay sindirilebilen meyveleri tercih ediyorlar.
Dominy ve arkadaşları beslenme biçimi ve kalıtım arasında bir ilişkinin bulunduğunu görmüşler. Mesela Sibirya’ da yaşayan ve daha çok avcılık ve balıkçılıkla geçinen Yakutlarda, bol miktarda pirinç tüketen Japonlara kıyasla daha az ZMY1 kopyası bulunmakta.
ETKİLİ SÖZLER
"Pırıl pırıl gökkuşağını görmek için önce yağmuru yaşamak gerekir."
Fransız Atasözü