Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “Yunanistan ve Güney Kıbrıs Yönetimi’nin kışkırtmalarıyla bölgesel meselelerde sınırlayıcı ve kısır bir yaklaşıma mahkum olmakla Türkiye gibi Avrupa kıtasını Avrasya’ya dönüştüren büyük bir ufku ve geleceği dönüştürücü imkanlar arasında bir tercih yapmak zorunda Avrupa Birliği” dedi.
TBMM Başkanı Şentop, TBMM Tören Salonu’nda Doğu Akdeniz'deki sorunlara hukuki ve siyasi yaklaşım ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çözümdeki rolüne ilişkin düzenlenen sempozyuma katıldı. Şentop, Türkiye’nin satın aldığı sondaj gemilerini petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri için göndermesi ve Libya ile imzalanan mutabakatın Doğu Akdeniz meselesini yoğun bir şekilde gündeme getirdiğini söyleyerek, “Aslında devletimizin attığı bu adımlar öncesinde de Doğu Akdeniz, birçok sorunun yaşandığı önemli bir bölgeydi. Bildiğiniz gibi Kıbrıs sorunu bunların başında geliyor. Yine İsrail ile Filistin arasında yaşanan anlaşmazlık ile Suriye iç savaşı ve Lübnan sorunu da Doğu Akdeniz’in sorunları arasındadır. Türkiye ile Yunanistan arasında Ege’de karasuları, kıta sahanlığı, adaların silahsızlandırılması, hava sahası gibi konularda yaşanan anlaşmazlıklar da Doğu Akdeniz sorunları. Bütün bu sorunlar, Doğu Akdeniz tabanında yer alan enerji kaynaklarının paylaşımıyla olduğu kadar, Kıbrıs, Suriye ve Lübnan gibi ülkeler bağlamında bir nüfuz mücadelesi; Libya gibi zengin doğal kaynaklara sahip ülkelerdeki iktisadi değerler üzerinde kimin veya kimlerin karar verici olacağıyla da yakından alakalı. Sömürgeci imparatorlukların bugünkü varisi olan Batı ülkeleri, bu geçmişten beslenen klasik emperyal dış politikasını hala küresel düzeyde sürdürme çabası içindedir. Sorunların temelinde esasen Batı’nın kendini hala bu eski yaklaşımlarla konumlandırması; Türkiye, Çin, Rusya gibi yeni küresel ve bölgesel oyuncuların varlığını kabullenememesi yatmaktadır” ifadelerini kullandı.
Şentop şöyle devam etti:“Bugün toplanan Avrupa Birliği Liderler Zirvesi’nin gündemi Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü faaliyetler ile Türkiye’ye karşı alınacak önlemler. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Yönetimi’nin kışkırtmalarıyla bölgesel meselelerde sınırlayıcı ve kısır bir yaklaşıma mahkum olmakla Türkiye gibi Avrupa kıtasını Avrasya’ya dönüştüren büyük bir ufku ve geleceği dönüştürücü imkanlar arasında bir tercih yapmak zorunda Avrupa Birliği.”
KARABAĞ ÖRNEĞİ
Şentop, Yukarı Karabağ’da yaşananları örnek vererek, “Yukarı Karabağ Azerbaycan toprağıdır ve Ermenistan Azerbaycan topraklarında işgalcidir. Bu husus o kadar net ve kesindir ki, Ermenistan’ın yanında yer alan, ona silah yardımında bulunan ve lojistik destek veren ülkeler dahil hiç kimse bu gerçeği inkar edememektedir. Bu konuda Birleşmiş Milletler kararlar almış, aynı gerçeği kabul ve ilan etmiş. Sorunu çözmek için inisiyatif üstlenen Minsk Grubu’nun eşbaşkanları taraflardan haksız ve işgalci olduğunu söyledikleri ülkeye lojistik olarak yardımda bulunuyor, silah veriyor, onu işgale, saldırganlığa devamı yönünde cesaretlendiriyor, teşvik ediyor. Aslında uluslararası kurumların da bir kabahati yok; onları var eden ve çalıştırması gereken iradede, belki de gerçek var oluş sebeplerinde bir sakatlık var. Minsk Grubu eşbaşkanları, bir taraftan Azerbaycan haklıdır, sorunu çözeceğiz derken, diğer taraftan haksızdır dedikleri Ermenistan’a silah yardımında bulunurken ne yapmak istiyorlar, çok açık değil mi? Barışı sağlamak, çözüm bulmak için var olan kurum, aslında statükoyu sürdürmek, bütün tarafları bıktıracak derecede oyalayarak mevcut haksız tablonun devamını sağlamak istiyor” şeklinde konuştu.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Doğu Akdeniz'in kendisine kıyısı olan olmayan devletlerin ilgisini çektiğini söyleyerek, yapılan araştırmalara göre 3.5-10 trilyon metreküp doğalgaz, 1.5-3.5 milyar varil petrol bulunduğunun tahmin edildiğini ifade etti.