Türkiye Gazeteciler Cemiyeti öncülüğünde başlatılan ve 2 gün sürecek olan Yerel Basın Eğitim Seminerlerinin değerlendirmesinin yapıldığı toplantıya çok sayıda gazeteciler cemiyeti başkanları katılıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel, Gazeteci- Yazar Nail Güreli'nin ve çok sayıda gazetecinin hazır bulunduğu toplantı, açılış konuşmalarıyla başladı.
//YEREL MEDYANIN DURUMU
İlk oturumda Türkiye'de medyanın bir yıllık durumunun ele alındığı bölümde Başbakanlık
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü (BYEGM) Salih Melek, basına yönelik yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Melek, Genel Müdürlük olarak medyanın ve özellikle yerel medyanın sorunlarına çözüm aramaya yönelik faaliyetleri sürdürdüklerini belirterek, "Bu konudaki çalışmalarımızı mesleki kuruluşlarla işbirliği içerisinde yürütmekteyiz. Son zamanlarda gündemde olan basın kartlarının işlevinin artırılması yolunda yaptığımız çalışmalarımız artarak devam edecektir. Bu iyi niyet çerçevesinde yapılan
çalışmaya pek çok meslek kuruluşunun destek vermesi bizleri sevindirmiştir. Genel müdürlüğümüz özellikle iletişim ve ulaşım hizmetlerinden yararlanma ve teknik ve mesleki cihazlarını daha ekonomik elde etme ile kamu kurum ve kuruluşlarının misafirhanelerinden istifade etme gibi alanlarda basın kartının işlevini artırmaya ve basın kartının kimlik olarak tanınmasına yönelik çalışmaları yapmaya devam edecektir" şeklinde konuştu.
//"TÜRKİYE EN ÖZGÜRLÜKÇÜ BASIN KANUNUNA SAHİP"
BYEGM Genel Müdürü Melek, Avrupa Birliği normlarına ve gelişmiş demokratik ülkelerin standartlarına uygun olarak hazırlanan ve BYEGM'nün görev alanına giren yazılı basının çalışma esaslarını düzenleyen 2004 yılında yürürlüğe giren 5187 sayılı Basın Kanunu'nun üzerinde geniş mutabakat sağlanmış ve basın camiası tarafından takdirle karşılandığını kaydetti. Melek, yaşanan hazırlık aşamasında medya ve iletişim sektörünün bütün temsilcilerinin bir araya geldiğini belirterek, "Türkiye'nin bugüne kadar yaptığı
en katılımcı ve en özgürlükçü basın yasası olan 5187 sayılı Basın Kanunu, ifade ve basın özgürlüğünün sağlanması bakımından Avrupa Birliği standartlarını yakalayan bir hukuki düzenlemedir" dedi.
//BASIN ÖZGÜRDÜR
Basın Kanunu'nun 3. maddesinde 'Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir. Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıylasınırlanabilir' dediğini hatırlatan Melek, bu maddenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini kabul eden bütün gelişmiş ülkelerde aynı olduğunu vurguladı.
//ELEŞTİRİLERE TEPKİ
Melek sözlerini şöyle sürdürdü: "Hal böyleyken uluslararası bir medya kuruluşunun ülkemizdeki basın özgürlüğü hakkında yapmış olduğu açıklama gerçeği yansıtmamaktadır. Ülkemizdeki basın kanununu, medyanın gelişmesi için yapılan çalışmaları, medyaya basın ilan gelirleriyle sağlanan desteğini bilmiş ve incelemiş olsalardı devletin medyanın güçlenmesine, bağımsız ve özgür olmasına verdiği önemi açıkça görürler ve etik kurallarına da aykırı olan bu açıklamayı yapmazlardı. Umarım bu yanlıştan en kısa sürede dönerler. Üzerine basarak ifade ediyorum ki, ülkemizde basın özgürdür ve özgür kalacaktır. Daha da güçlenerek işlevini sürdürecektir. Basın özgürlüğünü destekliyoruz."