Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni de insan odaklı hizmet, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesi, hukuki güvenliğin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesi ve yargıya güvenin artırılması ilkeleri çerçevesinde hazırladık” dedi.
Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'ni kamuoyu ile paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, belgenin detaylarını açıkladı. 2002 yılında Türkiye’yi eğitim, sağlık, adalet, emniyet üzerinde yükselteceklerinin sözünü verdiklerini hatırlatan Erdoğan, “Geçtiğimiz 17 yılda en büyük yatırımları bu alanlarda yaptığımızı, en büyük reformları bu alanlarda gerçekleştirdiğimizi görüyoruz” diye konuştu.
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin sonraki reform hazırlıklarının da başlangıcı olarak görülebileceğini söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin AB üyeliği sürecindeki en büyük kazanımlarından birinin reform çalışmalarını özellikle sistematik şekilde hazırlama tartışma ve hayata geçirme kabiliyetini geliştirmiş olması olduğunu belirtti. Erdoğan, “Birliğe tam üyeliğinin haksız bir şekilde engellendiğinde reformlar konusundaki kararlılığımızı ‘Kopenhag Kriterleri’nin adını Ankara Kriterleri yapar yolumuza devam ederiz’ diye ifade etmiştim. Çünkü biz bu reformları AB istediği, dayattığı, takip ettiği için değil, milletimizin ihtiyacı olduğu için sahip çıkıyor ve hayata geçiriyoruz. Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin hazırlığında da AB kriterleri elbette gözetilmiş olmakla beraber asıl milletimizin demokrasi, insan hakları ve adalet talepleri göz önüne alınmıştır. Tarih bize gösteriyor ki, adaletin güçlü, güçlülerin de adaletli olduğu toplumlar hızla büyür, kalkınır, zenginleşir. Buna karşılık adalet temeli çürük olan hiçbir toplumun ve devletin uzun süre ayakta kalma şansı yoktur. Bunun için adaleti, insan haklarını, özgürlükleri geliştirmek için atılan her adım bizim için önemlidir, kıymetlidir” şeklinde konuştu.
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin eskiden beri devam eden reformların güncellenmesi ile ortaya çıktığını belirten Erdoğan, belgenin güven veren ve erişilebilir bir adalet vizyonu ile hazırlandığını söyledi. Erdoğan, “Özellikle mevzuattan kaynaklanan sıkıntıları ve uygulamadaki aksaklıkları süratle çözmekte kararlıyız. Bunun için her alanda ayrı ayrı çalışmalar yürütüyoruz. Yargı Reformu Belgesi içerdiği birçok amaç ve hedefle hem vatandaşlarımızın sisteme duydukları güveni artıracak hem de daha öngörülebilir bir yatırım ortamının oluşmasına yardımcı olacaktır. Bu reform belgesi ile her ne kadar bize verilen sözler tutulmuyorsa da AB tam üyelik sürecine bağlılığımızı da ifade etmiş oluyoruz. Her şeye rağmen 2005 yılından bu yana süren müzakere sürecinin bir an önce tamamlanmasının en az bizim kadar Avrupa için de önem taşıdığına inanıyoruz. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz reformlar ve uyum çalışmaları daha özgürlükçü ve katılımcı demokrasiye ulaşma konusundaki irademizin eseridir. Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni de insan odaklı hizmet, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesi, hukuki güvenliğin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesi ve yargıya güvenin artırılması ilkeleri çerçevesinde hazırladık” ifadelerini kullandı.
“ADİL YARGILANMA HAKKININ DAHA ETKİN ŞEKİLDE KORUNMASINI HEDEFLİYORUZ”
Yargı Reformu Stratejisi’nde iki temel perspektif, 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyet bulunduğunu söyleyen Erdoğan, belgenin tam metninin hem kitap olarak hem de internet mecrasında ilgilenenlerin erişimine açıldığını söyledi. Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin iki temel anlayış üzerine oturduğunu belirten Erdoğan, bunlardan birincisinin hak ve özgürlükler olduğunu, bu perspektifin özünde demokrasinin güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin daha da geliştirilmesi hedefi olduğunu söyledi. Erdoğan, “Her alanda özgürlüklerin genişletilmesi için yaptığımız mevzuat değişiklikleri ve yapısal reformlar tem tek sayamayacağımız kadar çoktur. İfade özgürlüğünü demokrasinin en önemli şartı olarak görüyoruz. Bilhassa son 6 yıllık süreçte ifade ve medya özgürlüğünün geliştirilmesine yönelik önemli adımlar attık. Anayasa başta olmak üzere mevzuatımızda köklü değişiklikler yaptık. Bu belge ile ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi ve daha ileriye taşınması konusunda yeni yaklaşımlar ortaya koyuyoruz. Türkiye işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışını benimsemiş bir ülkedir. Geçmişte hep tartışılan sistematik işkence ya da kötü muamele iddiaları artık geride kalmıştır. Bu alandaki kazanımlarımızı korumakta kararlıyız. Tutuklama tedbirinin ölçülü kullanılmasına yönelik yeni adımlar atıyoruz. İnternet üzerinden ifade özgürlüğü konusu günümüzün önemli tartışma alanlarından biri haline gelmiştir. Bu konuda da yeni yaklaşımlar geliştirdik. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının güvence altına alınması, adil yargılanma hakkının temini gibi birçok konuda önemli yenilikler getiriyoruz. Belgenin özellikle yükseldiği ikinci temel perspektif adalet sisteminin işleyişidir. Önümüzdeki dönemde adil yargılanma hakkının daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz. Vatandaşlarımızın adalet hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması önceliklerimiz arasında olacaktır. Bu kapsamda adliyelerde vatandaşların işlerinin kolaylaştırılmasına yönelik bir takım hedefler ve faaliyetler belirledik. Mevzuatın sadeleştirilmesi, adli yardım sisteminin ve savunma hakkının güçlendirilmesi hususlarında atacağımız adımlar bulunuyor. Yargıda sadeleştirilmiş süreçlerin oluşturulması, uyuşmazlıkların mümkün olduğunca ve öncelikle alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri ile çözülmesi, önleyici ve koruyucu hukuk uygulamalarının sisteme kazandırılması önceliklerimiz arasındadır” dedi.
“TUTUKLULUK TEDBİRİNE ANCAK ZORUNLU HALLERDE BAŞVURULMASINI SAĞLAYACAK DEĞİŞİKLİKLER YAPACAĞIZ”
Yargı Reformu Stratejisi’nde yer alan 9 amaçtan ilkinin hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi olduğunu belirten Erdoğan, “Hak ve özgürlüklere ilişkin standartları yükseltmek üzere mevzuatımızı gözden geçirmeye devam ediyoruz. AB, Avrupa Konseyi, Venedik Komisyonu ve AİHM’in bu konuda çeşitli değerlendirmeleri var, bunları da gözetmek suretiyle hak ve özgürlüklere ilişkin standartların yükseltilmesine yönelik mevzuat paketleri hazırlıyoruz. İfade özgürlüğüne ilişkin mevzuatta yapacağımız düzenlemelerle bu konudaki davalarda kanun yolu güvencesinin artırılmasını sağlayacağız. Daha önce ifade özgürlüğünün en önemli kriterlerinden olan ‘eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz’ düzenlemesini zaten mevzuatımıza dercetmiştik. Şimdi de ifade özgürlüğüne ilişkin kararların istinaf aşamasından sonra bir de Yargıtay tarafından incelenmesini sağlayacağız. Tutuklamayı istisnai tedbir, tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak görüyoruz. Bu anlayışla tutukluluk tedbirine ancak zorunlu hallerde başvurulmasını sağlayacak değişiklikler yapacağız. Mevzuatımızda tutukluluğun azami süresi belirlenmiş olmakla birlikte bu süre tüm safahatı kapsamaktadır. Bu kapsamda tutukluluk sürelerinin soruşturma ve kovuşturma aşamaları için ayrı ayrı düzenlenmesini planlıyoruz. İnternet erişim engelleme usullerini gözden geçiriyoruz. Bu çerçevede bir internet sitesinin tamamına değil, sadece engellenmesine karar verilen kısmına erişimin sınırlanmasına imkan verecek bir düzenleme yapılacaktır. Böylece uluslararası standartlara uygun bir mevzuat altyapısına da kavuşmuş olacağız. İnsan Hakları Eylem Planı’nın ilkini 2014 yılında hazırlamıştık. İçerisinde ayrıntılı düzenlemelerin yer alacağı yeni İnsan Hakları Eylem planı hazırlıkları kısa süre içinde tamamlanacaktır” diye konuştu.
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ikinci amaç başlığının yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesi olduğunu belirten Erdoğan, “Hakim ve savcılar için coğrafi teminat getiriyoruz. Mevcut tayin sistemi mesleki verimliliği olumsuz etkiliyor. Coğrafi teminat hakim ve savcıların isteği olmaksızın çalıştığı yerden başka bir yere tayin edilememesi anlamına geliyor. Bu düzenleme ile hakim ve savcıların mesleki teminatlarının daha da güçlendirilmesini hedefliyoruz. Hakim ve savcılığa girişteki mülakat heyetini genişletiyoruz. Hali hazırda mülakat kurulu Adalet Bakanının görevlendireceği bakan yardımcısı başkanlığında teftiş kurulu başkanı, ceza işleri, hukuk işleri ve personel genel müdürlerinden oluşuyordu. Mülakat kurulunda Hakimler ve Savcılar Kurulu ile yüksek mahkemelerden de temsilciler bulundurulmasını planlıyoruz. Belirli görevler için mesleki liyakati ve tecrübeyi artırma gayesiyle mesleki kıdem şartlarını yeniden belirliyoruz. Özellikle Yargıtay ve Danıştay üyelikleri, istinaf mahkemesi başkanlığı ve üyelikleri, cumhuriyet başsavcılığı, adalet komisyonu başkanlığı, mahkeme başkanlığı atamalarında bu çok önemlidir. Hakimler ve savcılar hakkındaki disiplin prosedürlerini yeniden yapılandırıyor, Kurulun disiplin kararlarına karşı yargı yolunu genişletiyoruz. Böylece Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun uyarma, aylıktan kesme, kınama, kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme, meslekten çıkarma cezaları ile ilgili tartışmaları ortadan kaldırıyoruz. Ayrıca disiplin işlemlerinin etkinliğinin artırılması için disiplin cezalarını da yeniden belirliyor, disiplin prosedüründeki güvenceleri artırıyoruz. 2010 yılında gerçekleştirilen anayasa değişikliği ile meslekten ihraç kararlarına karşı yargı yolu zaten açılmıştı. Bu düzenleme ile diğer disiplin kararlarına karşı da itiraz ve yeniden değerlendirme yollarına başvurmak mümkün hale gelecektir” şeklinde konuştu.