Vali Memeiş mesajında şu ifadelere yer verdi:“Hz. Peygamber ve çocuk mevlid-i nebi haftasının, başta aziz milletimiz olmak üzere, bütün insanlığın güven, huzur, kardeşlik, hoşgörü ve barışta buluşmasına vesile olmasını diliyorum. Allah (c.c.), çocuğu evliğin bir meyvesi olarak insanoğluna ihsan etmiştir. Milletlerin geleceği, çocuklarının iyi yetişmesi, milli ve manevi değerlere bağlı olmasıyla doğrudan ilgilidir. Bunun için İslam dini çocuğa doğumundan itibaren pek çok haklar tanımıştır. Öncelikle babanın velayeti ile (hukuki yetki) çocuğun bütün maddi ve manevi gelişimine ait giderlerin teminini sağlanmış, annenin şefkat ve merhametiyle aile içinde huzur ile yetişmesi denetim altına alınmıştır. Bu denetim, baba açısından velayet, anne açısından da hidâne (çocuğun hizmetinin yapılması ve yetiştirilmesi) hakkı olarak kabul edilmiştir. Bu bağlamda; Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” Buyurarak, ahlakın insanlık için en büyük erdem olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca, çocuklara gösterilecek, sevgi, şefkat, merhamet ve onların başlarını okşamanın bir sadaka yerine geçeceğine dikkat çekmiştir. Çocuğa tanınan bu hakların ana maksadı çocuğu en iyi şekilde yetiştirip, topluma ve millete faydalı birer birey olmasını temin etmektir. Bizim milletimiz de çocuklara ve gençlere hususi özen göstermiş gelişmeleri için bütün imkânlarını seferber ederek, bu konuyu aynı zamanda dini bir emir olarak telakki etmişlerdir. Kur’an ve sünnetten mülhem olan çocuk haklarını genel olarak şöyle özetleyebiliriz; Güzel isim hakkı, helal rızık ile beslenme hakkı, güzel terbiye edilme hakkı, eğitim ve öğretim hakkı, eşit muamele görme hakkı, sanat, spor ve oyun hakkı, evlenme hakkı, kısaca insan olmanın şeref ve haysiyetine yaraşır yaşama hakkı olarak sayabiliriz. Yukarıda saydığımız maddeler, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda (20 Kasım 1989) kabul edilen çocuk hakları beyannamesinde de büyük ölçüde tekrarlanmıştır. Çocuklarımızın iyi yetişmesi için genel olarak şu hususlara riayet etmemiz geleceğimiz açısından büyük önem arz etmektedir. Çocuklarımıza, tecrübelerimizi ve bunlara tebliğ ettiğimiz değerleri öncelikle kendimiz temsil etmeliyiz. Ayrıca, israfın hat safhaya ulaştığı dünyamızda ihtiyaçları ile isteklerini birbirinden ayırt etme erdemliğini kazandırmalıyız. Çocuklarımızın hatalarını aynen Hz. Peygamberimiz gibi şefkat ve merhamet ilkelerini esas alarak düzeltme yoluna gitmeliyiz. Çocuklarımızın, yetiştiği ev ortamını şefkat, merhamet ve sükûnetin sağlandığı bir mekân haline getirmeliyiz. Diğer taraftan şunu da ifade edelim ki, eğitim mekânlarını ve sokaklarımızı çocuklarımızın daha terbiyeli ve düzenli olması için halkımızla birlikte hareket etmemizin ehemmiyeti herkesçe malumdur. Hz. Peygamberimiz (s.a.s.) “kişinin evladına güzel terbiye vermesinin en büyük bir ikram olduğunu” buyurmuştur. Hz. Ali’nin (r.a) “çocuklarınızı kendi yaşayacakları çağa göre yetiştirin. Çünkü onlar kendi dönemlerinde yaşayacaklardır”. Beyanı çok önemlidir. Bu vesileyle, “Âlemlere rahmet olarak gönderilen” Hz. Peygamberimiz ’in aziz ve yüce hatırası adına düzenlenen Mevlid-i Nebi Hafta ’sının vatandaşlarımıza, ülkemize, dünyanın çeşitli yerlerinde her zamankinden daha çok şefkat ve merhamete muhtaç olan İslam âlemine, bütün insanlığa ve geleceğimiz teminatı olan çocuklarımıza hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”