ERSİN ÖZTÜRK
ERZURUM (İHA) - Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü öğrencilerince Kültür Merkezi Mavi Salonda “Türk Dünyasında Nevruz” adlı panel düzenlendi.
Öğrenciler tarafından düzenlenen panelin panelistleri de Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü öğrencileri oldu.
Panelist öğrenciler panelde Nevruzun Orta Asya’da nasıl kutlandığı hakkında katılımcı öğrencilere bilgiler aktararak ülkemizde o yönde kutlanmasına gerektiğine vurgu yaptılar.
TÜRK CUMHURİYETLERİNDE NEVRUZ
Panel Yöneticisi Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü Öğrencisi Melih Hakan Göllü, “Panelimiz dünden bugüne Özbekistan’da nevruz kutlamaları ve yemekleri hakkında bilgi vermeye dayalıdır. Bu bayram esasen çiftçilik takvimiyle ilgilidir. Kuzey yarım kürede ilkbaharda gece ile gündüzün eşitlendiği gün 21 Mart’ta başlar. Nevruz’a Türk halklarında, Karakalpak ve Kazaklarda baharda denilmektedir. Nevruz çok eski zamanlardan beri Orta Asya halkları arasında bayram olarak kutlanmaktadır.” dedi.
Panelist Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü Öğrencisi Kübra Esetoğulları ise, “ Sovyet dönemine gelinceye kadar Nevruz hazırlıkları günlerce öncesinden başlardı. Her köyde büyük salıncaklar kurulur, evlerde ekmek yapılır. ‘baursak’ denilen özel bir çeşit börek pişirilirdi. Bunlara iğde ilave edilerek salıncağın etrafında toplanan insanlara ikram edilirdi. Yine her köyde ‘Nevruz Çorbası’ olarak bilinen ‘Nevruz Göçe’ pişirilip bayramı kutlamaya gelenlere sunulurdu.” şeklinde konuştu.
Panelist Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü Öğrencisi Hamza Öztürkçü’de, “ Nevruz kutlamaları 3-15 gün kadar sürmekteydi. Mesela Harezm’de Nevruz kutlamaları başlamadan önce özel toplantılar düzenlenir, burada bayram yöneticisi seçilirdi. Tören programında gösteriler, müsabakalar, şenlikler hakkında bilgi verilirdi. Nevruz kutlamaları genellikle Pazar veya şehir yakınlarındaki şenlik alanlarında yapılırdı.” dedi.
Panelist Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü Öğrencisi Şemsat Pehriyeva ise, “ Sovyetler Birliği dönemindeki baskıcı tutumdan maalesef Nevruz kutlamaları da nasibini almıştır. Doksanlı yıllara kadar resmiyette yasak olan Nevruz bayramı, büyük merkezlere uzak yerlerde sessiz ve sönük bir biçimde kutlanır hale gelmiştir. 1991 yılından sonra Özbekistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından nevruz kutlamaları tekrar canlanmıştır.” diye konuştu.
Panelist Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü Öğrencisi Muhammet Güntoy ise,” şehir meydanlarında veya Pazar yerlerinde yapılan Nevruz kutlamaları halen daha oldukça canlı ve eğlencelidir. Toplu halde yapılan bu kutlamalara ‘Tamaşa’ denilmektedir. Kutlama kırlarda yapılıyorsa buna ‘seyil’ denmektedir. Tamaşa ve Seyil yerlerinde şiirler okunmakta, şarkılar söylenmekte, halk oyunları oynanmakta ve çeşitli spor müsabakaları düzenlenmektedir.” dedi.